Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Dilinin Tarihi Akışı İçinde Atatürk ve Dil Devrimi

Zeynep Korkmaz

Türk Dilinin Tarihi Akışı İçinde Atatürk ve Dil Devrimi Sözleri ve Alıntıları

Türk Dilinin Tarihi Akışı İçinde Atatürk ve Dil Devrimi sözleri ve alıntılarını, Türk Dilinin Tarihi Akışı İçinde Atatürk ve Dil Devrimi kitap alıntılarını, Türk Dilinin Tarihi Akışı İçinde Atatürk ve Dil Devrimi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Z i y a G ö k alp, halkın diline dönüş konusunda şunları kaydediyor : " Türk halkının bildiği ve kullandığı her kelime Türkçedir. Halk için munis olan ve sun'i olmayan her kelime millidir. Bir milletin dili kendisinin cansız cezirlerinden değil, canlı tasarruflarından terekküb eden canlı bir uzviyetidir" Bu bakımdan da tasfiyecilik yolu ile yapılacak bir arılaştırmaya karşıdır.
•Eski Anadolu Türkçesi' yahut yanlış olarak ve Almanca 'Altosmanisclı' teriminden aktarılmış olarak 'Eski Osmanlıca' diye adlandırılan 13-15 - inci yüzyıllar Türkçesi, gramer şekilleri, ekleri ve kelime hazinesi bakımından oldukça katıksız, güzel bir dildir. Geriye doğru gittikçe, eserlerdeki, sayısı zaten az olan Arapça ve Farsça kelimeler daha da azalmakta, arkaik kelime ve ekler artmaktadır.
Reklam
Bu gün ilim alanında yürürlükte olan görüşe göre, Anadolu Selçuklularında 12. yüzyıl sonlarına kadar Arapçanın, ondan sonra da Farsçanın resmi dil olarak yer almış olması, bu iki dilin devlet, edebiyat ve ilim dili olarak kazandığı önem, buna karşılık Türkçenin yalnız halk ile olan işlemlerde kullanılmış olması, Türk yazı dilinin oluşmasını ve eser verilmesini uzunca bir süre geciktirmiştir.
Bilindiği gibi XI. yüzyıl ve sonrası, Orta Asya'da Türk kavimleri için sürekli bir göç devridir. Büyük kitleler ve dalgalar halinde Asya dışına taşan Türk boyları İran, Azerbaycan, Kafkasya, Suriye, Irak, Mısır ve Karadeniz kuzeyindeki bölgelere yayılmışlardır. Bu tarihi olayın tabii bir sonucu olarak da, o zaman:; kadar Orta Asya'da birbiri arkasından ve tekbir edebi dil halinde devam eden Türkçe birtakım dallanmalara uğramıştır. Bazı bölgelere yerleşen Türkler bir yazı dili kurma imkanını bulamadıkları için, dilleri türlü etkilere de uğrayarak halk arasında devam edip gitmiştir. Bazı bölgelerde, meydana getirilen edebi dil verileri, tarihin türlü sarsıntılı ve yıkıcı olayları arasında zamanla kaybolup gitmiştir. Bazı bölgelerde ise, başlangıçta yahut sonraki yüzyıllarda kurulmuş olan yazı dilleri, yaşama ve gelişme imkanı bularak bugüne kadar uzanmıştır.
Atatürk, matematik terimleri ile yakından ilgilenmiş, bugün ders ve ilim kitaplında yer almış olan açı, yöndeş açılar, gerekçe, üçgen, ikizkenar üçgen, teğet, yay, kiriş, çember, çarpı, artı, eksi, bölü, orantı, varsayım gibi terimleri doğrudan doğruya kendisi yapmıştır.