Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Edebiyatı Dergisi - Sayı: 126 (Nisan 1984)

Türk Edebiyatı Dergisi

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ben, cenneti çalınan çocuklara üzülüyorum; sen, üşüyen papatyalara. Üzüntülerimizin kaynağında sevgi var, sevgilerimizin kaynağında Allah duygusu.. Ben, "çocuklar cennetten mahrum bırakılmasın!." diyorum. Sen, "Küçücük evler yapalım.. içlerinde küçücük sobalar yakalım: Papatyalar üşümesin!." diyorsun.. İsteklerimizin kaynağında merhamet var, merhametlerimizin kaynağında Allah korkusu..
Sayfa 42 - Olcay YazıcıKitabı okudu
Düşüncelerine üslub güzelliği giydirmeyi iyi bilen Cemil Meriç, hayatı, kültürü ve meseleleri kütüphane pencerelerinden gören bir yazardır. Onun için kitaplarını, yazılarını birkaç kere okumalı, okurken yalnız Cemil beyin değil, çağlar boyunca Yunan, Hind, Arab, Doğu ve Batı düşünürlerinin bakış tarzlarını da beraber öğrenmeli. Cemil Meriç, bilgiyi düşünce içinde yoğurarak, yahut düşünce ile bilgiyi "hal-hamur" ederek veren bir mizaçtır. Yazdığı konulara getirdiği yüzlerce şahidi de dikkatle dinlemeli ki, çok yönlü bilgi ve izahlara varılabilsin. Biz gazete yazarları, olaydan, gündelikten, tabiattan ve hadiseden çıkarak kültüre, yoruma ve düşünceye gitmeğe çalışırız. Cemil Meriç hoca ise vaka ve gerçeklere ancak kültür, yorum ve düşünce ile yaklaşabilir. Bir müşkilimizi hal için, insan, düşünce, felsefe, edebiyat, iktisat ve ilimler tarihinin bitip tükenmez yapraklarını, kamusları, ansiklopedileri, arşivleri önünüze açmağa üşünmez. İnanılmaz bir hafızası, imrenilecek gayreti ve "iddiası" vardır.
Sayfa 10 - Ahmet KabaklıKitabı okudu
Reklam
İnsanı insan, milleti millet yapan: hafıza. Düşünce, bütünü kucaklamak, dünü yarına bağlamak. Olan'ı bilmeden olacağı fethedebilir miyiz? Sıhhatli toplumlar kendileri kalarak değişenlerdir. İçtimaî uzviyet iki zıt kanuna uyarak gelişir: Devam etme ve yenileşme. Bu iki temâyülün dengeye kavuşması, sağlam bir toplumun ayırıcı vasfıdır. Biz. Tanzimat'tan bu yana teceddüt illetine yakalanmışız. Her gün yeni bir oyuncak peşinde koşan çılgın ve şımarık koca bebekler. Anarşi, muvakkat ve mevzii bir hastalıktır. Heyhat.. derdimiz çok daha vahim. Dilimizde karşılığı bulunmayan bu illete, frenkler, anomi diyorlar. Anomi: her değerin, her kanunun, her kuralın yok oluşu.
Sayfa 6 - Cemil MeriçKitabı okudu
Dilimizi yaşatan, günümüzü renklendiren, bize her iklimden unsurlar getirip, kültürü, hayali ve sevki ile, onlardan eserler döşeyen şairlerle yazarlar, tanınmalı ve sevilmelidirler. Son zamanlarda biz bu kadarını bile yapmıyoruz. Ustaya, âdeta hınç beslemekteyiz. Okumamakta, tanımamakta, sevmemekteyiz. Gençlerin onları sevmesine kılavuz olacağımız yerde, gençlikle onların arasına sed çekmekteyiz.
Sayfa 4 - Ahmet KabaklıKitabı okudu
Araplar, kendileri hakkında yapılan milletlerarası tartışmalara daha çok katılmalı, müslümanlar için oluşturulmuş menfi kanaatleri düzeltmelidirler. Başka bir söyleyişle, müslümanları biteviye Batı'nın sunması yerine, bu sahnede Müslüman Doğulu'nun da yer alması sağlanmalıdır.
Sayfa 49 - Edward SaidKitabı okudu
Tanzimat sonrası Türk aydınına en çok yakışan sıfat: Müstağrip. Edebiyatımız bir gölge-edebiyat: Düşüncemiz bir gölge düşünce. Üç edebi nevi îtibardadır: taklit, intihal, tercüme. Ama zirvelerin hiçbirini tanımıyorduk. Avrupa'yı Avrupa yapan düşünce fâtihleriyle temâsımız yasaktı. Türkçe konuşan birer Fransızdık. Genç Batı'nın her nazına, her cilvesine katlanan, ihtiyar birer aşık olduk. Avam bizi anlıyamaz diyorduk; avam, yani kendi insanımız. "Dostoyevski, Avrupa'yı kendimizden çok daha iyi tanıyoruz diyor. Biz, ne kendimizi tanıyoruz ne Avrupa'yı. Tarihimiz, mührü sökülmemiş bir hazine. Sosyologlarımız, bir kızılderili köyünü keşfe gider gibi, alan çalışmalanna koyuluyorlar. Türk düşünce tarihi, ülkesiyle göbek bağını koparan bir intelijansiya'nın dramı. Bu bahtsız kafilenin, bayrağını taşıyacağı içtimai bir sınıf yok. Vatanında gariptir. Alkışlayıcısı: Ekalliyet ve Avrupa.
Sayfa 12 - Cemil MeriçKitabı okudu
Reklam
Akif "İstiklâl Marşı... Binbir facia karşısında bunalan ruhların ızdırapları içinde, kurtuluş dakikalarının beklendiği bir zamanda yazılan bu marş, o günlerin bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılamaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için, o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değil milletimin malıdır. Allah bir daha bu milletin istiklâlini tehlikeye düşürmesin ve bu millete bir İstiklâl Marşı daha yazdırmasın" derken günümüzün sözde aydını, milletin Akif'e olan sevgisini çok görüyor. Akif için"... öyleyse durup dururken ümmetçi Akif'i böyle törenlerle anmanın, yeni paralara resmını basmanın anlamı ne?" derken halkın gözünden biraz daha düşüyor. Gerçek sanatçı halkın gönlünde yaşayandır. Akif yalnız bir sanatkâr değil örnek alınacak bir ahlâk abidesidir.
Sayfa 52 - Ayla AğabegümKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.