Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kötücülük - Cinsellik - Erotizm

Türk Edebiyatında Kadın Yazarlar

Aysu Erden

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İnsanlar yanlız kaldı Kadınların zaten kendi içlerinde bir yanlızlığı vardı...
Sayfa 29 - Hayal yayınları
Evet, kendiliğinden gelen gecelerden bir gece.... Saçlarını bırakmadan giden kadın.. Eriyen gözlerim.. Bozulan büyü. Yaşamın üçünçü yarısı böyle başladı.
Sayfa 99 - Hayal Yayınları
Reklam
Doğru tespit Uygulamada sıkıntı!!
Kadınları her şeyleriyle güzel, akıllı ve güçlü buluyorum Erkekleride seviyorum ve asıl suçlu toplumsal yüklemeler Benim tezim toptancı olmamak Erkekleri itmek yerine yanımıza alabilmek ve sorunları birlikte çözmeye girişmek...
Sayfa 44 - Hayal yayınları
Aşk konusundaki araştırmalar( iyiki hasta değilmişim ) :)
Tarihsel süreç içinde yoğun aşk duygusu , öncelikle karasevda adıyla mekankoliye eşdeğer görülmüştür. Bunlar efsaneleşmiş aşkların bize yansımalarıdır. Sonra ne olmuştur?. Çoğunu bilmiyoruz. Daha sonrası bici ilgilendirmemiştir. Zaten aşk ta orada bitmiştir. Ancak teknolojik gelişmeler öylesine hızla ilerliyor ve kullanım alanına gidiyor ki .. Bazı bilimsel dergilerde aşkın biyolojisiyle ilgili olarak yapılan çalışmalar yayımlanmaktadır. Çalışmacılar aşık olanlar ve olmayanları inceliyorlar ve onlardaki bazı nörotrans mitter, beyin bölgesi işlevi vb. düzeylerini farklı buluyorlar. Aşkın bir Saplantı - Zorlantı bozukluğu ( obsesif kompulsif bozukluğu ) benzeri bir durum olduğunu saptırıyorlar?
Sayfa 91 - Hayal yayınları
Kadının Sessiz Çığlıkları ""Kimseler Yokmu""
Yanaklarına hücum eden kan gözlerinden fışkırıyor.Sıkıca kavradığı kaşıkla ayağa kalkıyor.Sallanan bedeninin kontrolünü sağlamaya çalışıyorken birden; eli karşı çıkıp eli kadının başına hızla iniyor. Bir daha bir daha . Kadınin saçları sarıdan kızıla boyanırken çocuklar Adamın elinden kaşığı zorla alıyorlar.Adamın eli bu defa kadının saçlarına dolaşıyor. Zayıf, küçük bedeni somyaya, yere, masaya çarpıyor. Tabaklar yere sacılıyor. Adam elinde kalmış bir tutam kızıl saçı fırlatıyor. Kadın doğrulurken. Avuçları yumruk olup kadının bedenine iniyor, iniyor. Evin içini ateşler sarıyor. Ateşin içinde bağrışan çocuklar. Evden hortumlanan çığlıklar, çığ gibi sokağa sarıyor. Evlerin duvarlarında yarım kalmış sözcükler, tamamlanma umudunu yitirip birbirine karışmış. Sokağa çığlığı sokakta gökyüzüne yükseliyor. Gökyüzünden sokağa kimsesiz , sessiz yağmur damlaları düşüyor. ... Hiç kimseler yok... Komşular evlerini kapısını sıkıca kitlemiş, tv sesini sonuna kadar açmış, duymadık görmedik oynuyorlar. Polis akşam mesaisinde. Coplarının üzerinde sabahtan kalma, kurumuş öğrenci kanlarını temizlemeye çalışıyor ,kan üstüne bulaşmış, temizlenmiyor. . Ya tanrı? Onun için anlamanı bilmeden yardıma gelsin diye okunan dualar? ...Tanrı da....
Sayfa 68 - Hayal yayınları
Kadın ve Kedi
Hüzün ve sevinçlerini kedileriyle paylaşırlar Dünyayla bazen alakadar, kimi zaman da çok kopuk yaşarlar. Kedilerinin dünyasında onlarla birlikte soluk almak , onların tek hayat belirtisidir. Yanlızlık onların en büyük lüksüdür. Bencillikleri vardır. Öylesine bencillerdi ki onlar, evrene kapılarını kapatır, ruhunu bile emanet ettikleri kedilerinin gözlerinde bakmaya başlarlar yaşama.
Sayfa 96 - Hayal Yayınları
Reklam
O kendisini aradı yaşamı boyunca…
Emel Kayın’ın Mekân Hikâyeleri (2008) adlı kitabında yer alan “Çocuk Evi” adlı çok kısa ve simgesel öyküsünün başkişisi, özellikle “kadının” tüm yaşantısını özetlemesi açısından çok dikkat çekicidir. 67 sözcükten oluşan öykünün tüm metni şöyledir. “...Küçük kız, bir resim yapıyordu. Adı 'Kendim, Kendim, Kendim'di. Resmi bir türlü tamamlayamıyordu. Kendisinin kim olduğunu bilmiyordu ki. Kendisi, evinin içerisinde saklıydı. Küçük kız bir resim yapıyordu. Adı 'Evim, Evim, Evim'di. Resmi bir türlü tamamlayamıyordu. Evinin neresi olduğunu bilmiyordu ki. Evi kendi içerisinde saklıydı. Küçük kız resimler yapıyordu. Resimlerin içerisinde ve küçük bir kız çocuğunu ve onun evini arıyordu"
Sayfa 64 - Hayal Yayınları
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.