Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Hukuk Tarihi

Gül Akyılmaz

Türk Hukuk Tarihi Gönderileri

Türk Hukuk Tarihi kitaplarını, Türk Hukuk Tarihi sözleri ve alıntılarını, Türk Hukuk Tarihi yazarlarını, Türk Hukuk Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
II. Abdülhamit ilk meclisi açış konuşmasında şeriata atıf yapmazken eşitlik ilkesini bir kez daha şu ifadeyi kullanarak vurgulamıştır: “... Bütün tebaam aynı ülkenin çocuklarıdır ve kanunların koruması altına alınmışlardır”101. Bu ilk mecliste milletvekili yemininin Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler arasında bir ayrım yaratmaması içinse laik bir yemin seçilmiştir102.
İlk Meclis-i Mebusan 115 kişiden oluşmakta olup; bunlardan 67’si Müslüman, 48’i ise gayrimüslimdi
Reklam
1876 Anayasasının 8. maddesinde yer alan “Osmanlı tabiiyetinde bulunan herkes hangi din ve mezhepten olursa olsun istisnasız Osmanlı tabir olunur” ifadesi tebaadan vatandaşlığa geçişi simgelemektedir.
Yeni Osmanlıların savunduğu görüşlerden birisi de Müslimlerle gayrimüslimlerin hürriyet, adalet, vatanseverlik temeline dayanan “Osmanlı milleti” çatısı altında birleşmeleridir95. Son anayasa taslağını hazırlayan 28 kişilik komisyonun 3 üyesi gayrimüslimdir.
1840 tarihli Ceza Kanunnamesi, 1851 tarihli Ceza Kanunnamesi, 1858 tarihli Ceza Kanunnamesi, 1858 Arazi Kanunnâmesi91, 1850 Ticaret Kanunnâmesi, 1879’daki Hukuk Muhakemeleri Usul Kanunu, 1869’da ilk kitabı basılıp 1876 tamamlanan Mecelle ve 1917 Hukuk-u Aile Kararnamesi gibi düzenlemeler din farkı gözetmeksizin tüm Osmanlı tebaasına yönelik olmuştur.
1840 tarihli Ceza Kanunnamesinde kanun önünde eşitlik prensibi bir kez daha vurgulanmıştır83. 1840 Ocağında yayınlanan bir fermanla eyaletlerde idare meclisleri kurulması ve bu meclislerde zimmi reayanın da temsil edilmesi hükme bağlanmıştır
Reklam
Gülhane Hatt-ı Hümayunu Osmanlı Devleti’nde eşitlik sürecini kavramsal olarak başlatmış ve Osmanlı yönetimi siyasi aidiyetle ilgili ortak bir laik anlayış geliştirmeye çalışmıştır
Berkes, II. Mahmut devrinde “şeriat” ile “adalet” in birbirinden ayrılmasıyla hukuka dayalı idare ve din-mezhep farkı gözetmeden eşitlik anlayışının doğmaya başladığını ve din-devlet bileşiminde ilk çatlamanın ortaya çıktığını söylemektedir77. Çünkü İslâm hukuku hukuki statü açısından Müslümanla zimmiler arasında tam bir eşitlik öngörmez.
II. Mahmut, 1837 Mayısında Şumnu’da halka hitaben yaptığı bir konuşmada da şöyle demiştir. “Siz Rumlar, siz Ermeniler, siz Yahudiler, hepiniz Müslümanlar gibi Allah’ın kulu ve benim tebaamsınız, dinleriniz başka başkadır; fakat hepiniz kanunun ve irade-i şahanemin himayesindesiniz. Size tarh edilen vergileri ödeyin; bunların kullanılacakları maksatlar sizin emniyetiniz ve sizin refahınızdır”
II. Mahmut zimmiler için yeni dönemi 1837’deki şu sözleriyle açmıştır: “Ben, tebaamın Müslümanını camide, hıristiyanını kilisede, musevisini de havrada fark ederim. Aralarında başka güna bir fark yoktur. Cümlesi hakkındaki muhabbet ve adaletim kavidir ve hepsi hakiki evladımdır”
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.