En Eski Türk-İslam Ülküsü 3. Cilt kitaplarını, en eski Türk-İslam Ülküsü 3. Cilt sözleri ve alıntılarını, en eski Türk-İslam Ülküsü 3. Cilt yazarlarını, en eski Türk-İslam Ülküsü 3. Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Seyyid Ahmed Arvasi / Türk - İslâm Ülküsü 3.
Kapağında; bir avuç içinde, elif gibi gökyüzüne uzanan iki minare ile, ay yıldızın içine alınmış bir dünya halinde tasvir edilen cami görüntüsü, eseri içeriği ile en iyi şekilde temsil etmektedir.
Birinci ciltte: daha çok Tefekkürümüz inançlarımız, İnsan ve Cemiyet Anlayışımız, Kültür ve Medeniyet görüşlerimizi ortaya koyan eser, ikinci ciltinde ekonomik ve politik hayatı yorumlamaya çalışmıştı. Üçüncü cilt ise iki bölümden meydana gelmektedir; İslam'da Eğitim Sistemi ile Din Psikolojisi ve İslamiyet'tir. Büyük mütefekkirimiz Seyyid Ahmet Arvasi, günlük gazete makaleleri halinde yazmadığından dolayı, konular hakkında fikirlerini kitap haline dönüşecek makaleler niteliğinde, üst üste yazmış olmanın verdiği rahatlıkla, kendinden sonra gelecek olan nesile ışık olmaya devam ediyor.
Eserin bu cildi özellikle eğitimciler ve ilahiyatçılar açısından, bir başvuru kaynağı olarak kullanılabilecek niteliktedir. Ehli sünnet çizgisi ile İslam'a bakış ve Avrupa'daki din ve eğitimle ilgili öne çıkan filozofların bilgilerine karşı sunulan tezler okuyucuya yol gösterici olacaktır. Ziya Gökalp'in Türk milletinin geleceği ile ilgili özellikle eğitim dünyasına ait fikirlerinin geliştirildiği makalelerde, İslamiyetin temel değerleri ve tasavvuf konusundaki açıklamalar da bilgilendiricidir.
Okuyanın ve nasiplenenin çok olması dileğiyle.
#Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
İslam, kendi zıddına cehalet adını verir. Nitekim şanlı Peygamberimiz, İslam'dan habersiz ve İslam'dan mahrum kalan zamanlara, cahiliye devri adını verdi.
Şanlı Peygamberimizin savunduğu ve bizzat yaşadığı terbiye sisteminde, insanı bedenen güçlendiren güreş, yüzme, koşu, ok atma, kılıç kullanma, ata binme gibi sportif faaliyetler ile düşünme, araştırma, inceleme, okuma yazma seferberliğine girişme gibi Zihni faaliyetler güzel konuşma, güzel yazma, şiir söyleme, ve İslami tezzinat gibi güzel sanat faaliyetleri yani heyecanların terbiyesiyle, kitap ve sünnetin aydınlığında olgunlaştırılan irade terbiyesi bir diğerini tamamlayan bir ahenk içindedir.
Emeviler döneminde mektep kavramına karşı, Abbasiler devrinde beyt'ül hikme, beyt'ül ilim, darül ilim Türkler döneminde ( Karahanlılar, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde medrese terimi dikkat çeker.
Medreseler, bugün modern pedagojinin de tavsiye ettiği bir tarzda, sınıf geçme yerine dersten geçme yolunu seçmiş, mezuniyeti yıllara değil, kabiliyet ve çalışkanlığa bağlanmıştı.