Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Avrupa'da Türk Düşmanlığının Kökeni

Türk Korkusu

Özlem Kumrular

Türk Korkusu Gönderileri

Türk Korkusu kitaplarını, Türk Korkusu sözleri ve alıntılarını, Türk Korkusu yazarlarını, Türk Korkusu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Diğer bütün şehirler ölümüdür. Ama istanbul sanırım, İnsanlar var oldukça yaşayacaktır. Petrus Gylius
Sayfa 245Kitabı okudu
İslamiyetin en kuvvetli temsilcileri olan Türkler hem savaşçı hemde Müslüman olma özellikleriyle gündeme gelmiş yani Avrupa için çifte tehlike arz etmiştir. Tam anlamıyla o güne kadar görülmemiş ölçüde çiftte beladır Türkler.
Reklam
Avrupa İslamiyetin İber Yarimadasinda diğer iki dinle beraber yaşadığı nispi barış dönemi dışında bu dinin kıtanın içlerine kadar sokumasindan çok korkmuş ve yarattığı Müslüman imgesini de kalkan olarak kullanmıştır. İslamiyet her zaman askeri güçle birlikte anılmış Müslümanlar her zaman ellerinden kılıçla tasvir edilmiştir.
Türbeleri görünce aklıma gelen şu oldu: Bu büyük ve güçlü doymak bilmeyen bir iktidar hırsıyla ülkeleri devletleri krallıkları ele geçirmeye uğraşırken öldükten sonra bu küçük mekanla yetinmek zorunda kalıyorlar. Demek ki bu çılgın ve taşkın insanları ancak ölüm durdurabiliyor.
Türk olmak Müslüman olmak yani İslam dinini seçmek daha doğrusu bu dine geçmek demektir.
Ekonominin yeni kralları yeni kanunları vardır ve yeni zamanlar her şeyin alınıp satilabildiği zamanlardır.
Reklam
"Türk"ile "Müslüman'ın neredeyse eşanlamlı olarak kullanıldığı "millet"ve "ümmet" arasındaki farkın geri plana atıldığı bu yüzyılda Türklerin ikonografik olarak betimlenmesi de Müslümanlarinkiyle hemen hemen aynıdır. Bu yüzyılda Türklerin İslamiyeti hamisi ve en güçlü temsilcisi haline gelmesi biri millet diğeri ümmeti iki kavramın birbirine karışmasının yani sıra betimsel olarak aynı platformda sunulmalarına neden olmuştur.
İspanyol kuvvetlerinin Türklerin elinde bulunan Mehdiye'yi ele gecirmesi uyuyan devi uyandiracağı söylenmiş ve kehanet kısa sürede gerçekleşmiştir. Kanuni Sultan Süleyman'ı nikris hastalığının azdığı ve sağlığının het geçen gün kötüye gittiği bu dönemde "aslanın uyuduğunu" sanan Avrupa bir kez daha yapılmıştır.
Bizans imparatoru Kantakuzenos tahtını bırakırken gençlere hitabesinde diyordu ki, Müslümanlarının karşı savaş kazanmak güçtür çünkü onlardan her biri savaşta olur ise şehit sağ kalırsa gazi olduklarına inanırlar.
1532 de Süleyman Alaman seferine giderken Belgrad'da imparatorluk tahtına oturdu. Almanya içlerine gönderdiği beylerbeyi Kasım paşa idaresinde akıncı ordusu memleketti kan ve ateş içinde bıraktı. O zaman Alman şehir ve kasabalarında kilise canları akincilarin gelişini haber vermek için çalıyordu buna Türken Furcht (Türk korkusu)deniyordu.
Reklam
448 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Efendim öncelikle bu kitabı bitirdiğim için kendimi tebrik ederim. :)) Hem hacimli, hem tarih, hem de öyle tarih menkıbelerinden uzak daha çok olan durumlardan, insanların psikolojileri ve milletlerin sosyolojilerinden bahsediyor. (Ula bu nasıl bir cümle oldu böyle.) Gerçekten kitapta çok büyük emek olduğunu insan hissediyor adeta. Tarihe ilgi duyan herkesin mutlaka ama mutlaka okuması lazım diye zannediyorum. Ben tarihi sevmem ama ecdadımı seviyorum derseniz de okumalısınız mutlaka. Kitap genelde ecdadın "iti öldürme korkut" siyaseti üzerine kurulu. Ecdat düşmanını öyle bir korkutmuş ki adamlar nereden, nasıl saldıracaklarını şaşırmışlar. Hani kuyruk acısının bile halen yankıları olmasını bu kitabı okuyunca daha iyi anlıyorsunuz. Bu korkutma siyaseti herhalde Osmanlı'yı Osmanlı yapan bir durum. Acayip bir psikoloji yaymış cihana. Küffara adı yetmiş adeta. Çoook uzun sürer anlatmak, ecdadımı övmek. Bize bu yüz akı tarihi bırakan ecdadımı Rahmetle anıyorum. Mevlam cümle imanlı ecdadımıza gani gani rahmet eyleye, âmin.
Türk Korkusu
Türk KorkusuÖzlem Kumrular · Doğan Kitap · 200863 okunma
Diego bu diyaloğu nakletmeye şöyle devam eder: "Sen Mağribi (Müslüman) olmak istemek?" "Hayır, efendim" dedim. Zıvanadan çıkarak karşılık verdi: "Neden hayır, köpek?" Ben de ona babamın ve annemin Hıristiyan olduğunu ve benim de Mağribi (Müslüman) olmak zorunda olmadığımı söyledim. O zaman şöyle dedi: "Gir içeri, köpek. Eşek hoşaftan ne anlamak!"
Sayfa 388Kitabı okudu
Öte tarafta, Yüce Sultan'da Catalina de Oviedo'nun ağzından şu mısraları söyleyen de yine Cervantes'in ta kendisidir: Nerede görülmüş senyör İki kişi bir yatakta Birinin kalbinde İsa Diğerinin Muhammed?
Sayfa 484Kitabı okudu
Kelamın erbabı bu eserde bütün nefretini kahramanları aracılığıyla kusmuş, esaretin sefaletini de hayli dramatik bir şekilde nazmın tüm mısralarına nüfuz ettirmiştir. Mağripli ve Türk kahramanlar erdemden uzak, şiddete ve haksızlığa yakın insanlarken, Hıristiyan esirler gururlu, erdemli, ama buna rağmen baskın gücün karşısında ezilmek zorunda kalan insanlardır. Madden ezilseler de, manen ezilmezler. Eserde bir İspanyol'un "Moro" (Mağripli) olmadan önce ölmeyi tercih edeceğini söyler. Burada da "Mağripli" kelimesi "Müslüman" kelimesiyle eşdeğerli olmuştur.
Sayfa 383Kitabı okudu
Durumdan faydalanmak adına bir ordu göndererek her iki tarafı da yok etmenin Osmanlı için ne kadar kolay olacağını vurgulamaktan kaçınmadı. İki taraf gerginlik içindeyken üçünün her zaman bu işten zaferle çıkacağını belirtti ve şöyle devam etti: İki hasmımızın üzerine, yalnız birinin üzerine gönderdiğimizden ziyâde asker göndereceğiz ve Budin'i bir ikinci İstanbul yapacağız. Ben sana Türk usulüyle, yani pek kısa söyledim. Türkler az söyler, çok yaparlar. Sen benim güldüğümü görüp de taaccüp ediyorsun; kılıcımızın kuvvetiyle fethettiğimiz yerleri istemeye geldiğin için gülüyorum.
Sayfa 361Kitabı okudu
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.