Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Mesnevi Edebiyatı

Amil Çelebioğlu

Türk Mesnevi Edebiyatı Hakkında

Türk Mesnevi Edebiyatı konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
1
Okunma
2
Beğeni
347
Görüntülenme

Hakkında

Mesnevîleri, Eski Türk Edebiyatı’nın manzum hikâye veya romanları saymak mümkündür. Bu manzum hikâyeler, bütün dünya edebiyatlarında olduğu gibi Türk edebiyatında da geniş bir yer tutar. Bir aşk veya savaşı konu alan mesnevîler, nazım ile hikâyeyi birleştiren eserlerdir. Türk Mesnevî Edebiyatı, edebiyat tarihimizin zengin bir sahası olan mesnevîleri çeşitli yönleriyle inceleyen bir eserdir. Âmil Çelebioğlu tarafından, yerli ve yabancı pek çok kütüphanede yüzlerce eserin bizzat taranıp incelenmesi neticesinde ortaya çıkan bu eser, akademik çalışmalara örnek gösterilebilecek ve yapılacak çalışmalara kaynaklık edecek niteliktedir. Kitabın ana konusu Sultan II. Murad Devri Mesnevîleri (1421-1451) olmakla beraber Çelebioğlu, mukayeseye imkân verebilmesi ve mesnevîlerdeki tekâmül safhalarının daha iyi görülebilmesi için, on üçüncü yüzyıldan itibaren bu devreye kadar Eski Anadolu Türkçesi ile yazılmış mesnevîleri de çalışmasına dâhil etmiştir. Böylece eser on üçüncü, on dördüncü ve on beşinci yüzyıl Türk Mesnevî Edebiyatı Tarihi hüviyetini kazanmıştır. Önceki basımında Türk Edebiyatında Mesnevi adıyla yayımlanan kitap, bu baskısında özgün adıyla yayımlanıyor: Türk Mesnevî Edebiyatı…
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 57 dk.Sayfa Sayısı: 422Basım Tarihi: Kasım 2018Yayınevi: Dergah Yayınları
ISBN: 9789759959180Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Amil Çelebioğlu
Amil ÇelebioğluYazar · 5 kitap
20 Nisan 1934 tarihinde Karaman’da doğdu. Babası Ali Rıza Bey, annesi Fevziye Hanım’dır. Baba tarafından soyu Mevlânâ’ya ulaşır. Dedesi Ebûbekir Çelebi (Zükür Çelebi) son Karaman Mevlevîhânesi şeyhidir. Yedi yaşında ailesiyle birlikte İstanbul’a gitti. Salacak İlkokulu, Paşakapısı Ortaokulu ve İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdi (1955). İstanbul Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Hiç tanımadığı Ali Nihad Tarlan’ın bir dersini dinledikten sonra buradan kaydını alarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne girdi. Sanat Tarihi Bölümü’ne de devam ederek fakülteden mezun oldu (1961). Askerlik görevinden (1962-1964) sonra Konya Erkek Lisesi (1964-1965) ve Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü’nde (1965) öğretmen olarak görev yaptı. Daha sonra mezun olduğu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne asistan oldu (1966). Erzurum Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak bulundu (1971-1977). Yazıcıoğlu Mehmed ve Muhammediyesi adlı teziyle doktor (1971), Sultan II. Murad Devri Mesnevileri adlı çalışmasıyla da doçent unvanını aldı (1977). Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdarî Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde görev yaptı (1977-1982). Profesörlüğe yükseldikten sonra Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi dekanlığına getirildi (1982). Süresi dolmadan kendi isteğiyle dekanlıktan ayrıldı (1983) ve Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görevine devam etti. Hac farîzasını yerine getirmek üzere gittiği Mekke’de “Tünel Faciası” diye anılan kazada vefat etti (2 Temmuz 1990). Âmil Çelebioğlu eski Türk edebiyatı yanında dinî-tasavvufî Türk edebiyatı ve Türk halk edebiyatı ile de yakından ilgilenmiştir. Bu alandaki çalışmalarını edebiyat tarihi, metin neşri, metin şerhi ve edebî türler konusunda yoğunlaştırmıştır. Çalışmalarının en karakteristik yönü, halk ve divan edebiyatlarının ortak noktalarına dikkat çekerek bu ikisinin birbirine zıt edebiyatlar olmadığını ortaya koymasıdır. Ramazannâme, Türk Bilmeceler Hazînesi, Türk Ninniler Hazînesi gibi kitapları ve “Karacaoğlan’da Dîvan Şiiri Hususiyetleri” (TFAr. [1984], s. 17-30), “Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Mânileri” (TK, sy. 270 [Ekim 1985], s. 29-31), “Mânilerle Divan Şiirinde Ortak Hususiyetler” (Türk Halk Edebiyatı ve Folklorunda Yeni Görüşler, Konya 1985, II, 172-184), “Ninnilerimiz” (Erdem, III/7 [Ankara 1987], s. 211-237) gibi makaleleri bu konudaki önemli çalışmalarıdır.