Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Mitolojisi

Merve Köken 

En Yeni Türk Mitolojisi Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Türk Mitolojisi sözleri ve alıntılarını, en yeni Türk Mitolojisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Toplumları yığın olmaktan kurtaran onlara ulusal bilinç aşılayan şeylerden biri de yaşantı ortaklıklarıdır. Aynı yaşam koşullarında kolektif bilinç oluşur. Milletler bu kolektif bilinç doğrultusunda ortaya çıkar."
Eski Türk inancına göre demirin kötü ruhları kovduğu düşünüldüğünden ölünün üzerine bıçak konulmuştur. Tahtaya vurmak,annenin kurdele takması,nazar boncuğu da aynı amacı taşır.
Reklam
“Düzenli devletler kurulmadan evvel Türklerin bir anaerkil dönemden geçtiğine inanılmaktadır. Kadınların doğurması, evrene bir yaşam sunması, regl olması o dönem için büyük mucizevi özellikleri olan ve kutsanacak unsurlar olarak nitelendirilmiştir. Mağaralarda yaşayan insanlar nasıl ki mağarayı insanı dışarıdaki kötülüklerden koruyan bir unsur olarak görüyorduysa, Türkler de bebeği koruyup kollayan ve dünyaya getiren kadını öyle mucizevi bir varlık olarak görmüşlerdir. Özellikle bebeğin doğumu için kadın erkek birlikteliğinin olması gerektiğini bilmeyen oldukça ilkel kavimlerde anaerkil bir düzenin olması normaldir. Ama zamanla anaerkil Türk toplumu ataerkil bir topluma dönüşmüştür. En nihayetinde ise İslamiyet’le tanıştıktan sonra kadın kimliği geri plana itilmiştir. “
TÜRK MİTOLOJİSİ PANTEONU Yeryüzünde yaşama dair ilk emarelerin görülmesiyle birlikte bilinmeyene karşı bir merak ve birtakım kavramları uhrevi olaylarla bağdaştırma yönelimi ortaya çıkmıştır. İlkel toplumlardan günümüze değin pek çok inanç sistemi dünya üzerinde varlığını sürdürmüştür. Bu, insanın bir kutsala sığınma ihtiyacın- dan doğmuştur. Özellikle ilkel dönemlerde bazı doğa olayları karşısında çaresiz kalan ilkel insanın böyle bir tapınmaya böyle bir sığınmaya ihtiyaç duyması normaldir. Kendini çaresiz hissettiğinde rasyonel bir çözüm bulamayan ilkel insanın hayal gücünün ürü- nü olarak pek çok ilah/ilahe yaratmıştır. Pek çok toplumun kendine özgü bir tanrı/tanrıçalar sistemi ve bunların çevresinde dönen mitolojisi vardır.
Sayfa 53
Türk inancına göre yeryüzünü oluşturan tüm kavramlar kutsaldır. Yeryüzünün koruyucu iyeleri vardır ve yeryüzüne gelecek olan zararı önlemek için bu iyeler görevlendirilmiştir. Taş oba unsurları da hem bu iyeleri barındırdığı için hem yaşanılan yer kutsiyet arz ettiği hem de vatan toprağının bir parçası olduğu için kutsal sayılmıştır.
Doğayla iç içe bir hayat süren topluluklarda doğaya ait unsurların kutsandığı bilinen bir gerçektir. Çünkü yaşam esnasında bereketli bir toprağın da, hayat kaynağı suyun da bu topluluklar için olmazsa olmaz bir önem teşkil ettiği bir gerçektir. Aslına bakılırsa İlkel diye tabir edilen bu topluluklar kendilerine sunulan bu hazinelerin kıymetini modern insanlardan daha iyi bilip onlara daha layık bir biçimde davranışmıştır.
Reklam
Erlik yeraltında kara demirden veya gümüşten bir sarayda yaşar. Bu saray Toybadım(Doymadım) ırmağının üzerine yapılmış bir saraydır. Toybadım ırmağı insanların gözyaşlarından oluşmuş acıyla ve hüzünle beslenen bir ırmaktır. Aynı zamanda kelimenin anlamı itibari ile Aç gözlülük ve oburluk Erlik'in sıfatları arasında bulunan onun Kayra Han'ın yanından kovulmasına neden olan ozellıkleridir.
Alp er tunga destanı
Bu destanın tam metni elde yoktur. Ancak elde ki kaynaklar doğrultusunda şunları söylemek mümkündür. Türklerin Yaratılış Destanından sonra bilinen ilk destanıdır. Alp Er Tunga MÖ 7. yy'da yaşayan bir Saka hükümdarıdır. Destan da Türk - iran savaşları ve Alp Er Tunga'nın yigitliklerinin anlatıldığı bilinmektedir.
Bozkurt Destanı
Türklerin ilk atası olarak bilinen Aşina boyu Hazar Denizi'nin batı tarafına yerleşti ve orada bir yaşam kurdu. Ancak belli bir zaman sonra bu boy bir baskına uğradı. Bu baskında tek bir kişi bile hayatta kalmadı. Yalnız bir erkek çocuk hayatta kaldı. Bir köşeye sinen çocuğu gören düşmanlar ondan zarar gelmeyeceğini düşünüp onu öldürmediler. Ancak ellerini ve ayaklarını kesip onu bir köşeye bıraktılar. Yarı ölü halde ki bu çocuğu bir bataklığa atıp gittiler. Her nasılsa oraya bir bozkurt geldi ve çocuğu emzirdi. Yaralarını yalayıp iyileştirdi, onu büyüttü. Baskın yapıp bu soyu yok eden düşmanlar bu çocuğun yaşadığını öğrenince dişi kurtla yaşadıkları yere geldi. Dişi kurt onu oradan kaçırdı ve Altay Dağları'nda korunaklı bir yere götürdü. Orada bir mağaraya yerleştikten sonra dişi kurt ve Aşina soyundan gelen kişi birlikte oldular. Bu birliktelikten on erkek çocuk dünyaya geldi. Bu on erkek çocuk büyüyüp evlenip Aşina soyunu çoğalttılar, güzel yerleri yurt edindiler.
Türeyiş Destanı
Büyük Türk hükümdarlarından biri, ikisi de birbirinden güzel iki kızının normal insanlarla evlenemeyeceğini düşünerek onların ilahi güçlerle evlenmesini ister,bu güzelliklerin insanlar için uygun olmadığını düşünür. Bu nedenle onları insanlardan uzak tutar.En sonunda her ikisini de bir insan ayağının basmadığı, ülkenin kuzey ucunda yer alan bir yere götürür. Daha sonra onlar için uygun bir eş vermesi için Tanrı'ya yalvarır. Nihayet birgün bu yalvarmalara karşı koyamayan Tanrı bir kurt şekline girip kızların yanına gelir ve kızlardan biriyle birlikte olur. Bu birliktelikten On Uygur boyunun türeyip bu birliktelikten meydana gelen çocukların bozkurt ruhu taşıdıklarına inanılır. Uygurların da bu birliktelik sonucu ortaya çıktığına inanılmıştır.
Reklam
Yaratılış Destanı
Yeryüzünde dalsız budaksız bir ağaç oluştu. Kayra Han bu ağacı sevmedi çünkü dalsız yapraksız ağaç olmazdı. Kayra Han ol dedi ağaç yeşerdi. Bu dallardan insanlar türedi. Erlik bu insanların gürültüsüne ağacın yanına geldi. İnsanları Kayra'dan istedi ama Kayra vermedi. Erlik'in canı sıkıldı.İnsanları görmek için ağacın yanına ulaştı.
368 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.