Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Politik Kültüründe Romantizm

Hasan Aksakal

Türk Politik Kültüründe Romantizm Sözleri ve Alıntıları

Türk Politik Kültüründe Romantizm sözleri ve alıntılarını, Türk Politik Kültüründe Romantizm kitap alıntılarını, Türk Politik Kültüründe Romantizm en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Devlet mitolojisi zaman ve mekan mefhumlarını yırtıp ata­rak, insanları insan-ötesi varlıklarla muhatap kılar. Ölüleri can­lılarla sürekli olarak konuşturur; büstlerle, heykellerle, marş­larla ve şiirlerle sürekli bir ayin halindedir.
Romantiklere gö­re, modern medeniyette, teknik yöndeki gelişime rağmen, haki­katte hiçbir insani ilerleme gerçekleşmemiştir.
Reklam
Erken dönemin Romantizmi, "eleştirel ak­lın eleştirisi"ni yapan ve "dünyanın büyüsü"nün bozulmasına karşı çıkan; hatta onu yeniden büyülemek isteyen bir isyandan gücünü alır.
Romantizm, Kartezyen düşünce gelene­ğine karşı bir tepki olarak doğdu ve birkaç on yıl içinde tek bir tanıma sığdırılamayacak kadar farklı çehrelere sahip oldu.
Yahya Kemal, "bin atlı" edebiyatındaki akıncılıkla bir­likte, gaza felsefesini ve lonca sistemini idealleştirir.
Cemil Meriç Geç Ortaçağ'daki Osmanlı düzenine methi­yeler düzerek, onu şiirselleştirir. Nurettin Topçu'nun da ideal toplum düzeni Ortaçağ'ın çobanıl (pastoral) yaşamı ve tarımsal ekonomisi etrafında tasarlanmıştır.
Reklam
Sürece bakıldığında hemen görülür ki, hissiyat, heyecan, gençlik, teceddüt, hürriyet ve vatan gibi kavramlar etrafında yürütülen eylem ve tartışmalar, Türk modernleşmesini rasyo­nelleştireceğine gitgide romantikleştirmiştir.
Romantik düşünceyi anlamak için iki unsur daha asli bir önem taşır. Bilindiği üzere mitoloji ve ilahiyat, Aydınlanma dü­şüncesi ve modernitenin temel ilkeleri tarafından değersizleşti­rilen iki olgudur.
Komünistinden İslam­cısına daha nice kalem erbabı, Kemal'in rahle-i tedrisine işaret eder.
"Romantizm" kavramı elle tutulur, gözle görülür dünyanın ölçülebilirliğinin ötesine geçen metafizik-idealist değer ve güç­lere atıfta bulunur.
Reklam
İdeoloğun aklın sınırları içinde kendini rahat hisset­mediği ve dünyanın akışını hemen çözecek sihirli değneklere ihtiyaç duyduğu bilinmektedir.
Herder'in gayet veciz bir ifadeyle, "Bir şair çevresinde bir millet yaratır, ona görülecek bir dünya verir ve o milletin ruhunu bu dünyaya taşımak üzere elinde tutar" şeklinde dile getir­diği milli kültür olgusu, Türkiye özelinde yapılacak her değer­lendirmede Namık Kemal'i ayrıcalıklı bir mertebeye taşır.
Kemal'i sürgüne gönderen, ona duyduğu husumeti pek de gizlemeyen dönemin sadrazam ve nazırlarından Keçeci­zade Fuad Paşa bile, "Şu Kemal'i asmalı da sonra ölüsünün al­tında ağlamalı" der.
Sonuç olarak 'Bu Ülke'nin; Türkiye'nin ruhu, Cemil Meriç'te yaşamsal bir kuvvetken, Oğuz Atay'ın beynindeki tümördür. Kemal Tahir'de bir şuurun uyanışıdır bu ruh, Necip Fazıl'da Sakarya Nehri'dir. Mehmet Akifte Çanakkale'dir milli ruh, Ziya Gökalp'te türkülere, rivayetlere sinen içtimai şe'niyet. Peyami Safa'da Doğu-Batı Sentezi derken 'köprü' metaforuna sıkışıp kalmışlıktır, Tanpınar'da huzursuzluğa. Özetle Türkiye'nin ruhu, hepimizin kafasında taşıdığı sızıdır (Aksakal 2015; 129).
Romantiklerin "Kendini bil!" düsturu, Herder'in, insanın mensubu olduğu toplumu (dilini), zamanı (tarihini), mekanı (coğrafyasını) bilmesini gerektirdiği önermesine varıyordu. Her bir toplumun kendine mahsus (unique) olmasını mümkün kılan ve dışarıdan bir gözün kolay kolay anlayamayacağı bir ruhu; Volksgeist'ı vardı ve bu Innerlichkeit (iç dünyası, içselliği, özü) hiçbir zaman aşılamazdı (Aksakal 2015; 20).
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.