Türk Sineması Üzerine Yazılar
Nilgün AbiselTürk Sineması Üzerine Yazılar Sözleri ve Alıntıları
Türk Sineması Üzerine Yazılar sözleri ve alıntılarını, Türk Sineması Üzerine Yazılar kitap alıntılarını, Türk Sineması Üzerine Yazılar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yabancı ülkelerde yaşayan Türkler arasında video aygıtı satın alma oranı 1978 yılından itibaren hızla yükseliyordu. Video, Türk işçilerinin kapalı yaşamlarında yeni bir kaçış noktası olarak ortaya çıkmıştı. Bu kitle, yerli film için iyi bir talep oluşturuyordu.
Sinemamızın kadın algısı
Popüler filmler aracılığıyla Türk sineması kadına ilişkin kendi ideolojisini şöyle ortaya koymuştur: Kadın karakterlerin başına gelenler -ister töreler, ister kötüler, ister kader yüzünden olsun- çok korkunçtur; bu yüzden kadınlara acımamak elde değildir, ama işte kadını kadın yapan tam da budur, bütün bu korkunçluklara gerektiğinde boyun eğmeyi bilmesidir.
Türk sinemasının 70'li yıllarda seks filmlerinin istilasına uğramasıyla birlikte, ailelere ve kadın seyirciye yönelik olan filmlere aile filmi denilmeye başladı. Böylece seks filmlerinden farklılığın belirtilmesi amaçlanıyordu.
Yerli filmlerimizde çok tutulan, aileye dayalı bir başka melodram türü ise küçük çocuklu filmlerdir. Bu çocukların görevi ailenin dağılmasını önlemek, eğer dağılmışsa
yeniden bütünleşIeşmesini sağlamaktır.
Anlatı, yaşamı,ilişkileri,insanı,aşkı vb. anlama ve açıklamanın yollarından biridir. Dolayısıyla, mitlerle masallardan bu yana anlatılar, kültürel yaşamın temel taşlarını oluşturur. Anlatı, "gerçek işte burada temsil edildiği gibidir'', "doğal olan budur" demenin bir aracıdır. Bu nedenle anlatı özünde ideolojiktir.
70'ler aile fimleri
Seyirci, gerçi duygulanmaya açık ve istekliydi ama kendi yaşamında zaten mutsuz sonları yaşaya yaşaya yeterince bunaldığından hiç olmazsa perdede olağanüstü rastlantıların getirdiği kavuşmaları -servete, aşka, çocuğa, anaya, babaya vb. izlemek istiyordu. Böylece daha önceki yıllarda rastlanan mezarlıklı, gözyaşlı mutsuz sonlar yerini mutlu sonlara bıraktı.
Aile, mevcut toplumsal dokunun temel taşı olarak kendi küçük evreninde tüm verili egemen ideolojilerin meşrulaştırılıp yeniden üretilmesine olanak tanıyan çok elverişli bir ortamdır.
Phoenix YayıneviKitabı okudu
1980'li yıllarda, yerli video izleyicisi sayısı da yükselmeye başlamıştı. Sinemaya gitme alışkanlığını yitirmiş ama seyretme alışkanlığı, televizyon aracılığıyla pekişmiş olan geniş bir kesim ne yapıp ediyor bir video aygıtı ediniyordu.
Yakın yıllara dek filmlerimizdeki bütün tipler gibi anneler de hiçbir ara ton göstermeksizin genellikle "iyi" bazen de "kötü" olmuşlardır.
Filmlerimizde Aile Nasıl Kurulur?
Öncelikle kızlar hep evlenmek isterler.Anneleri de onları zaten buna hazırlamaktdır. Çünkü kadının temel işlevlerini yerine getirmesi için evlenmesi gerekir.Erkekler ise çoğunlukla aşık olduklarında ya da zorunlu kaldıklarında evlenmeyi düşünürler.Filmlerimizde aile kurmaya ve evlenmeye ideal bir olay olarak bakılmakla birlikte nedense kolayca evlenip çoluk çocuğa karışmak olanaksızdır.
Kadının cinsel bir nesneye dönüştürülüşünün en ileri noktası olan tecavüz ve tecavüz girişimlerinin sayısının, yerli filmlerde beklenebilecekten çok daha yüksek olmasının nedeni, tecvüzün, dramatik gerilimi yaratan etkin bir mekanizma olarak kullanılmasıdır.
Phoneix YayıneviKitabı okudu
Yeşilçam'ın uzun süre kullanmış olduğu "aşk -iğfal-intikam-kavuşma" ve "aşk iğfal-kefaret-kavuşma" eksenlerine sahip anlamsal formüller aracılığıyla öykü, hemen her zaman kadın karakter etrafında düzenlenmiştir. Mutlu son, ya kadın karakterin aşık olunası hale gelişi ya erkek karakterin ehlileştirilmesi ya da ya yanlış anlamaların ortadan kalkması aracılığıyla sağlanmıştır.
Phoenix YayıneviKitabı okudu
Yeşilçam filmlerinde sıklıkla herkese karşı doğrudan kaba kuvvet kullanıldığını çünkü inşa edilen kurmaca dünyalarda şiddetin sorgulanmaksızın, yaşamsal gerçekliğin ayrılmaz bir parçası olarak yer aldığını vurgulamak gerekmektedir.
Phoneix YayıneviKitabı okudu
Kente gelmekten başka şansı olmayan ama bir türlü kente uyamayan ailenin, bir yuva etrafında, kirli işkilerin kol gezdiği bu ortama karşı anlamsız özveriler ve minnettarlıklarla örülü bir duvar kurmaktan başka çıkar yolu yokmuş gibi gösterilir.
"Aile filmleri!"
Burada önemli olan nokta,çoğu filmin var olan değerleri koruma yönünde bir tavır taşımasıdır. Orta sınıfların zor yaşam koşullarına göğüs gerebilmeleri için (geçerliliğini yitirmekte bile olsalar) bu değerlere dayanmaları gerektiği görüşü aşılanır.