...Geleneksel yapının çözülmesi sonucunda insanın kişiliği daralmış; teknik ve kâr-zarar ekseninde kurulan yeni düzenin sonunda kişi için tek amaç yalnızca kişisel yarar olmuş; modern insan kendi kaderi üzerindeki denetimini yitirdiği duygusuna kapılmış; sosyo-ekonomik modernleşme ile siyasal katılmanın birbirine koşut olarak gelişmesi nedeniyle bireyler temsil ve kimlik kuşatmasına/kutuplaşmasına maruz kalmış; geleneksel/dini/kültürel sadakat bağları çözülerek kurum ve kişilere itaat bağı yerleşmiş; devlet modern egemenlik kuramı ile mutlak bir güç olarak ortaya çıkmış; devlet kendine mutlak itaati gösterecek kendi ulusunu ve ulusçu ideolojisini icat etmiştir.