Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk ve Dünya Şiirleri Antolojisi

Anonim

Türk ve Dünya Şiirleri Antolojisi Sözleri ve Alıntıları

Türk ve Dünya Şiirleri Antolojisi sözleri ve alıntılarını, Türk ve Dünya Şiirleri Antolojisi kitap alıntılarını, Türk ve Dünya Şiirleri Antolojisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sabahları sana vereyim; Geceleri biriktiririm ben Kırpıp kırpıp sabah yaparım. Tanrıyla aramız açık zaten Ben de sana taparım…
Behçet Necatigil
Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut vaktiniz olmadı.
Sayfa 177
Reklam
Bahattin karakoç
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden Bebekler hayta hayta yürümeden Geleceğim diyorum, geleceğim sana Ne olur kesin bir takvim sorma bana Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Beklesen de olur, beklemesen de Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde Hangi ses yürekten çağırır beni sana Geleceğim diyorum, takvim sorma bana Ihlamur çiçek açtığı zaman.
Sayfa 139
Behçet Necatigil
Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telâşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Sayfa 177
Behçet Necatigil
Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı.
Sayfa 177
Reklam
Ey unutuş! kurtar bu gamlardan beni.
Sayfa 42
Olvido, Ahmet Muhip Dranas
Ey, ömrün en güzel türküsü aldanış! Aldan, geçmiş olsa bile ümitsiz kış; Her garipsi ayak izi kar içinde Dönmeyen âşığın serptiği çiçekler.
Sayfa 42
Olvido, Ahmet Muhip Dranas
Hoyrattır bu akşamüstüler daima. Gün saltanatıyla gitti mi bir defa Yalnızlığımızla doldurup her yeri Bir renk çığlığı içinde bahçemizden, Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan Lavanta çiçeği kokan kederleri; Hoyrattır bu akşamüstüler daima. Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar Unutuşun o tunç kapısını zorlar Ve ruh, atılan oklarla delik deşik; İşte, doğduğun eski evdesin birden Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven, Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik Ve cümle yitikler, mağlûplar, mahzunlar...
Sayfa 41
MİHRİBAN (AŞK)
Sarı saçlarına deli gönlümü Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban! Ayrılıktan zor belleme ölümü Görmeyince sezilmiyor Mihriban! Yâr deyince kalem elden düşüyor Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Sayfa 6
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.