Türk Yurdu - Sayı 399 sözleri ve alıntılarını, Türk Yurdu - Sayı 399 kitap alıntılarını, Türk Yurdu - Sayı 399 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
(...)Bilim adamı bilinci ve sorumluluğu ile güncel sorunlar karşısında eleştiri ve katkılarını sunmaya devam etti. Bu eleştirileri sebebiyle IŞİD ve FETÖ tarafından hedef gösterildi. Aynı zihniyetteki edep ve ahlak yoksunu birkaç zavallı, sayın Hoca’mızın ölümünün ardından onun hakkında, -eğer hayatta olsaydı gülüp geçeceği- bizleri üzen sözler ve yorumlar sarf etti. Bunların hemen hemen hepsi, onu yakından tanımayan, ilimden ve ilmî etikten behresi olmayan fikir hırsızlarının hezeyanlarıydı.
Kamuoyuna Duyuru
Ankara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi
Temel İslam Bilimleri Bölümü
İslam Mezhepleri Tarihi Anabilim Dalı
Hiç bir zaman yorulmadan durmadan
Daima bilime kanardı hocam
Konuşurken sözü bile yormadan
İnsanın ruhuna konardı hocam
Sükûnetle dinleyip her lisanı
Anlamaya çalışırdı insanı
Adaletle ölçüp her tür beyanı
Merdivenlerde ayak sesi; gıcırdıyor,
Yıllar yılı aşınan o çürük tahtalar.
Rüzgâr hangi delikten içeri giriyor;
Esiyor, üşütüyor. Oynuyor duvarlar.
Son defa sallanıyor dalda sarı yaprak
Düşüyor kucağına bu kara toprağın
Haykırıyor bir yıldız beynime çarparak,
Mevsim sonbahar, uyan, bozulacak bağın
Eğri yolun göründü ufukta bir sonu
Gökte devam edecek galiba yolculuk
Sonsuzluk evet; yokluk anlat bana onu
Hangi kilometrede bitecek son soluk?
Hasan Onat
Hisar
169. Sayı, Ocak 1978
Milli hareket henüz padişahı reddetmemiş ve halkın ona bağlılığı kuvvetli olduğundan bizim de padişah ve halifeye bağlılığımızın devam ettiğine halkı inandırmak mecburiyetindeydik.
Türk dünyasının ihmal edildiğini düşünüyordu. Türkiye’nin Ortadoğu ile ilgilendiği gibi Türk dünyası ile ilgilenmediği şeklinde fikirleri vardı.(...)
Nurten Onat Hanımefendi ile eşi Hasan Onat Üzerine Söyleşi
Söyleşen : Nuran Üçok
Düşün ki zenginsin; tarlaların, evin, bağın, bahçen var. Düşün ki canından çok sevdiğin bir eşin, sağ salim yaşayan anan, baban var. Düşün ki sen şairsin ve senin bir kalbin var. Ne düşündün? Şiir yazmayı mı? Dur! Yazma! Yapılacak işler var. Halkın boynu kıldan ince devlete. Herkesin ağzında dolaşıp duran vesvese. Böyle ortamda şiir mi yazılır? Sen Abdulhaluk Uygur olsan şiir yazar mısın? İşte o, yazar! Kaleminde ışıkla yazar. O ışık ki karanlığı tozu dumana katarak parlar. Bir bakmışsın, her yer aydınlanmış! Peki, sen karanlığı nasıl aydınlatırsın?
Samed Can Aslan
Karanlığı Nasıl Aydınlatırsın?