Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkçülüğün Esasları

Ziya Gökalp

Türkçülüğün Esasları Sözleri ve Alıntıları

Türkçülüğün Esasları sözleri ve alıntılarını, Türkçülüğün Esasları kitap alıntılarını, Türkçülüğün Esasları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"İnsan millîyetini câhillikle tanıyamamışken, sonradan araştırmak ve soruşturmak suretiyle keşfedebilir. Fakat bir partiye girer gibi, sırf irâdesiyle şu yâhut bu millete intisap edemez."
Sayfa 21
Reklam
İlim, objektif ve müspet olduğu için, milletlerarasıdır. Bundan dolayı, ilimde Türkçülük olamaz. Fakat felsefe, ilme dayanmış olmakla beraber, ilmi düşünüşten başka türlü bir düşünüş tarzıdır.
Sayfa 185 - MEB Yayınları, 1990Kitabı okudu
Ziya Gökalp'e göre fertler ve milletler buhranlı anlarda keşfettikleri idealler vasıtası ile kurtulurlar.
Sayfa 2 - MEB Yayınları, 1990Kitabı okudu
"Mesela Türkçülerin ortaya attıkları <<Türkçülük>> fikri, genç bir topluluğa has bir tasavvurdan ibaretti. Bu küçük topluluğun kafasındaki tasavvuru Türk milletine yayarak onu bir mefkûre haline getiren Trablusgarp, Balkan Harpleriyle, 1. Dünya Savaşındaki felâketler olmakla beraber, bu mefkûreye resmîlik veren ve onu fiilen tatbik eden de ancak Mustafa Kemal oldu."
Sayfa 75
Hukuki Türkçülüğün gayesi Türkiye'de modern bir hukuk vücuda getirmektir. Bu çağın milletleri arasına geçebilmek için en esaslı şart, milli hukukun bütün dallarını teokrasi ve klarikalizmin kalıntılarından büsbütün kurtarmaktır. Teokrasi, kanunların Allah'ın yeryüzündeki gölgeleri sayılan halifeler ve sultanlar tarafından yapılması demektir. Klaritalizm ise esasen Allah tarafından konulduğu ileri sürülen geleneklerin değişmez kanunlar sayılarak Allah'ın tercümanları telakki edilen ruhaniler tarafından tefsir edilmesidir.
Sayfa 174 - MEB Yayınları, 1990Kitabı okudu
Reklam
"Türkçülük, Türk milletini yükseltmek demektir. O hâlde, Türkçülüğün mâhiyetini anlamak için, millet adı verilen zümrenin mâhiyetini tayin etmek lâzımdır."
Sayfa 16
"Türklerin bütün savaşları, daimî ve geniş bir barış sahası kurmak içindi."
Sayfa 154
"Türkçüler, seçkinlere yalnız milletlerinin adını öğretmekle kalmadılar; onlara, milletin güzel dilini de öğrettiler. Fakat, verdikleri ad gibi, bu öğrettikleri güzel dil de halktan alınmıştı. Çünkü bunlar yalnız halkta kalmıştı."
Sayfa 50
Reklam
Fikirleri duygularına uymayan ve dayanmayan bir adam, ruh bakımından hastadır. Böyle bir adam hayatta mes'ut olamaz. Meselâ duygusu bakımından dindar olan bir genç, kendisini fikir bakımından dinsiz telâkki ederse, psikolojik bir dengeye sahip olabilir mi?
Sayfa 20 - MEB Yayınları, 1990Kitabı okudu
Dahi
Sosyoloji ilimi de bize gösteriyor ki deha esasen halktadır. Bir sanatkar ancak halktaki estetik zevkin göründüğü bir yer olduğu takdirde dahi olabilir.
"Türk ahlâkı ile Osmanlı ahlâkı birbirine zıt gibidir. Kâşgarlı Mahmud, Dîvân-ı Lûgat'in <<Türk>> maddesinde Türkleri kısaca tarif ediyor. Diyor ki, Türk'te böbürlenme ve övünme yoktur. Türk büyük kahramanlıklar ve fedâkârlıklar yaptığı zaman, bir fevkalâdelik yaptığından habersiz görünür. Câhiz de Türkleri aynen bu sûretle tasvir ediyor. Osmanlı tipine bakarsak, eski şâirlerinde fahriyelerin, yeni edebiyatçılarında ise böbürlenme ve övünmenin hâkim olduğunu görürüz."
Sayfa 35
"Töre, Türklerin millî kültüründen başka bir şey değildi. Türklerin şimdiye kadar müstakil kalması, Çanakkale'den İngilizlerle Fransızları kovması ve Mütarekeden sonra İngiliz silâhlarıyle ve parasıyle donanmış bulunan Yunanlılarla Ermenileri yenerek mânen İngilizleri yenmesi, hep bu millî kültürün kuvveti sayesindedir."
Sayfa 43
"Türklerde Allah'ın kılıcı halkçıların pençesinde ve Allah'ın kalemi Türkçülerin elinde idi. Türk vatanı tehlikeye düşünce, bu kılıçla bu kalem izdivaç ettiler. Bu izdivaçtan bir cemiyet doğdu ki, adı Türk Milleti'dir."
Sayfa 184
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.