Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye Cumhuriyeti'nde "Fetva Müessesesi" Çerçevesinde Milli Gazete'de Yayınlanan Fetvalar

Esther Debus

Türkiye Cumhuriyeti'nde "Fetva Müessesesi" Çerçevesinde Milli Gazete'de Yayınlanan Fetvalar Sözleri ve Alıntıları

Türkiye Cumhuriyeti'nde "Fetva Müessesesi" Çerçevesinde Milli Gazete'de Yayınlanan Fetvalar sözleri ve alıntılarını, Türkiye Cumhuriyeti'nde "Fetva Müessesesi" Çerçevesinde Milli Gazete'de Yayınlanan Fetvalar kitap alıntılarını, Türkiye Cumhuriyeti'nde "Fetva Müessesesi" Çerçevesinde Milli Gazete'de Yayınlanan Fetvalar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu arada Milli Selamet Partisi'nin yaptığı propaganda faaliyetlerinde laik devlete karşı şiddetli saldırılar ve Türkiye'nin tekrar bir İslam devletine dönüştürülmesi talepleri giderek daha fazla yer almaya başlar. Taraftarlarının bir kısmı, Ayetullah Humeyni'nin resimleriyle sokak gösterileri düzenler ve 6 Ağustos 1980 tarihinde Konya'da düzenlenen büyük bir mitingde şeriatın kabul edilmesini talep eden pankartlar açılır. Parti, laikliği reddederken Maide Suresi'nin 45. ayetine dayanır: "Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler, zalimlerin ta kendileridir." 24 Nisan 1981'de yargılanmaya başlayan MSP liderlerinin, devlet sistemini dinî temellere oturtmaktan ve laiklik ilkesine aykırı davranışlar içinde olmaktan neden suçlu bulundukları, bu bakış açısıyla daha iyi anlaşılabilir.
Reklam
Soru: Bazı tasavvuf ehli şeyhler keşif ve rüya ile geleceği bildiklerine itikad ediyorlar. Her meseleyi keşif ve keramet ile açıklamaları doğru mudur? Cevap: İstikamet sahibi Şeyh'de kerametler görülmesi mümkündür. Ancak istikamet sahibi olmazsa istidraç ortaya çıkar ki, büyük bir tehlikedir. Islam akaidine göre gaybı ancak Allah bilir. Hiçbir varlık kendi gücü ile gaybı bilemez. Ancak Allah'ın bildirmesi müstesnadır. (...) Rüya meselesini hafife almanız garibime gitti. Çünkü, müminlerin asla terk edemeyecekleri sünnetlerden biri de istiharedir. İstihareyi terk eden hiçbir ulemaya rastlayamazsınız. İstişare ve istihareyi kasten terk eden insanların bütün işleri heba olur. Zira bu kasti terkte sünnete mugayir hareket etme cehdi vardır. Alemlere rahmet olarak gönderilen Resul-i Ekrem'in sünnetlerine riayet etmeyerek "çağdaş olma" sevdası ile ayakları kayan insanlardan olmamak için azami gayret sarf etmeliyiz.
°Müşriklerin kestiği yani hiçbir dini kabul etmeyen, tamamen dinsiz olanların kestiği, nasıl kesilirse kesilsin tamamen haramdır, yenilmez. (6 Nisan 1981) °Hıristiyanların ve Yahudilerin kestiği etler, ancak kesim esnasında besmele çekildiği kesin olarak bilindiği takdirde yenebilir, aksi takdirde etin satın alınmasında besmele çekilmelidir. (3 Şubat 1981)
Kaset? Saygısızlık? Hmm.
Türkiye'de bulunan Kur'an kasetleri, genellikle Mısır'dan gelmektedir ve onlara dikkatle yaklaşmak gerekir çünkü bu kasetler Kur'an bilincini bulanıklaştırma ve Kur'an'a saygısızlıkta bulunma ihtimalini arttırmaktadırlar. (20 Ekim 1981)
Cumhuriyetin kurulması, bir fetvayla (11 Nisan 1920 tarihli, Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendi'nin asilere karşı mücadele emrini verdiği fetva) engellenmeye çalışılmış ve yine bir fetvayla (Ankara Müftüsü Börekçizade Mehmet Rıfat Efendi'nin karşı fetvası) desteklenmişti.
Reklam
Hanefi fukahasına göre haşiş (esrar) içen ve ticaretini yapan kimse, tazirle cezalandırılır. Ulema, haşiş (esrar) ticareti ile elde edilen mal ve paranın hükmünü, faiz ve diğer haram olan şeylerden elde edilen mal ve paranın hükmü gibi görmüşlerdir. Eğer bir Müslüman Darü'l-Harp'te yaşıyorsa, kâfirlerden faiz alabilir.(152) (152) Milli Gazete, 12 Haziran 1981. Yani Müslüman olmayan yabancı ülkelerde esrar ve eroin ticaretinden elde edilen gelir haram değildir.
Yaa bütün sırrı bozdunn yaa...
Feminizm akımı, Sanayi Devrimi'ni tamamlayan ve ucuz emek elde etmek için gayret sarf eden toplumlarda ortaya çıkmış bir ideolojidir. Feministler, kadının mutlaka çalışması fikrini savunmaktadırlar. Bundan kasıtları da bellidir. "Kadınlar çalışmalıdır." sloganıyla hareket edenler, demagoji yapmaktadırlar.
Başkaları tarafından uygulanan ifade ve düşünce özgürlüğünün bir ideoloji olarak kötülenmesine rağmen kendi düşüncelerini ifade etmek için aynı özgürlükten yararlanılması, İslamî bakış açısına göre bir sorun teşkil etmemektedir. "Federal Almanya, İslamcılar tarafından Türkiye'de yasaklanmış olan dinî faaliyetlerini herhangi bir engellemeyle karşılaşmadan sürdürebilecekleri bir ülke olarak görülmektedir. Böylelikle Türkiye'de (ve Federal Almanya'da) karşı tavır aldıkları ve mücadele ettikleri "liberalizm"in kanatları altına sığınmaktadırlar." Hans-Thomä Venske, Islam und Integration, Hamburg, 1981, s. 98.
Bu faiz değil midir?
Soru: Birisi bankaya bir miktar para yatırıyor. Belirli bir süre sonra parasını çekmek istediğinde, banka ona örneğin bir Tuman başına 3 Şahî gelir vermek istiyor. Bu gelir kabul edilebilir mi? Cevap: Banka ile önceden bir kâr ödemesi sözleşmesi yapılmamışsa ve bankalar bu geliri kendiliklerinden veriyorlarsa, bu durumda bu paranın alınması haram değildir. Not: Ayetullah Burucerdi'nin tasarruf mevduatlarından elde edilen gelirin meşruiyetine dair bu fetvası, resmi belge olarak İran Merkez Bankası'nda bulunmaktadır.
Reklam
Bu Müslümanlar, sadece geleneksel yaşam tarzlarını ve kurumlarını (...) değil, bir zamanlar Muhammed'e indirilen vahiyle kurulan ve o zamandan bu yana da katı bir taklitçilikle ayakta tutulan ilahî dünya düzenini tehdit altında görüyorlardı. İmparatorluğun bizzat yaşayarak tecrübe ettikleri çöküşünü, imparatorluğun dışındaki o küçümsenen kâfirlerden ziyade, içerideki zararlı yenileşmelere bağlıyorlardı. Müslümanların kudretinin ancak bir restorasyonla, geçmişin timsallerine geri dönmekle yeniden tesis edilebileceğine olan kesin inançlarıyla her türlü reform düşüncesiyle şiddetle mücadele ediyorlardı.
° Kadınlar kaşlarını aldıramazlar ancak güzelleşmek amacıyla ve kocalarının izniyle yüzlerini pudralayabilir, tüylerini alabilirler. (31 Mayıs 1981) ° Saçları toplayıp topuz yapmayı Peygamber, "adeta günümüzü görmüş gibi" haber vermiş, devenin hörgücüne benzetmiş ve haram kılmıştır. (1 Şubat 1981)
Soru: Kocam sarhoş olduğu bir anda beni boşadı. Tabii ben babamın evine döndüm. Daha sonra pişman olarak geldi ve beni götürmek istedi. Ben direndim. Babam birçok kişiye durumu sormuş, herkesten farklı cevap almış. Kimisi "sarhoş şuurlu olmadığı için kararı geçerli olmaz demiş. (...) Ben şimdi ne yapmalıyım? (Muhtemelen içki bağımlılığı yüzünden kocasını "kâfir" diye nitelendiren kadın şu cevabı alır:) Cevap: Eğer mektubunuzda kocanız için kullandığınız "Kafir" hükmü, bu işin keyfiyeti bilinerek kullanılmış ise, nikah "fesh" olmuştur. Bütün bunları yeniden değerlendirip şer'i şerife uygun amel etmeniz gerekir.
:D
° Kumara olan yakınlığı nedeniyle futbol harama yakın durmaktadır, ayrıca zaman israfına da sebep olmaktadır. Seyirciler ise fazla heyecana kapılmakta ve daha önemli vazifelerini ihmal etmektedirler. (23 Nisan 1981)
Düğün yemeğini de sormazsın ama be.
(...) "düğün yemeği (velime) düğün töreninden önce mi yoksa sonra mı verilmelidir?" (112) (112) Üçüncü soruya dair: Düğün yemeği kesin fıkıh hükümlerine tabi değildir ancak sünnettir.
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.