Metinler Kişiler

Türkiye'de İslamcılık Düşüncesi 1

İsmail Kara

Türkiye'de İslamcılık Düşüncesi 1 Gönderileri

Türkiye'de İslamcılık Düşüncesi 1 kitaplarını, Türkiye'de İslamcılık Düşüncesi 1 sözleri ve alıntılarını, Türkiye'de İslamcılık Düşüncesi 1 yazarlarını, Türkiye'de İslamcılık Düşüncesi 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zaten "millî irade" denen şey aslında milletin çoğunluğunu temsil ettiği çok şüpheli olan bir topluluğun (ekseriyetin) iradesidir. Bu ekseriyetin, topluluğun hatta milletin yarısını temsil ettiği bile şüphelidir. "Millî irade” çoğu zaman,çoğunluğun zayıf iradesini bastıran kuvvetli bir azınlığın sesinden başka bir şey değildir.
Sayfa 151 - Said Halim Paşa
'...Hayatının otuz senesini ahlâkı en ziyade tahrip eden müstebit bir idare altında geçirmiş olan bizler, bu sayede (1908'de yeniden yürürlüğe konan Kanun-i Esasi sayesinde. İ.K.) hür insanlar, faziletli, iffetli ve doğru vatandaşlar sırasına gireceğimizi ümit etmiştik... Yazık ki daha ilk seneden itibaren bütün bu tatlı ümitler ve güzel hayaller uçup gitti.'
Sayfa 63 - Said Halim paşa
Reklam
memlekette siyasi partiler birbirlerine karşı asabiyet ve düşmanlık hisleri taşır da batıda olduğu gibi boğaz boğaza gelirse ve her parti olanca kuvvetiyle ötekini zarara sokmak ve kendi tahakkümü altına almak için uğraşır durursa bundan şu anlaşılır: Bir parti tarafından takip edilen içtimai maksat, diğerinin yine içtimai olmak üzere gözettiği maksatla ebediyen birleştirilemeyecek mahiyettedir. Öyleyse o memlekette içtimai usOl noksandır, eksiklikler taşımaktadır. |Said Halim Paşa
Sayfa 170
"Milli irade" çoğu zaman, çoğunluğun zayıf iradesini bastıran kuvvetli bir azınlığın sesinden başka bir şey değildir. |Said Halim Paşa
Sayfa 151
İslamiyet, içtimai müesseseler bakımından öteki cemiyet nizamlanndan üstündür. Bu teşkilatlanmanın esaslan şeriat ilkelerinden çıkmıştır. Buna rağmen bugünkü Müslüman aydınların şeriatın hakimiyeti ilkesi yerine bir başkasını, "milli iradenin hakimiyeti" ilkesini tercih ettikleri görülmektedir. Halbuki bu zihniyete sahip olan Müslümanlar, yanlış yoldadırlar. Milli iradenin hakimiyeti ilkesi daha dün doğmuştur, fakat yanılmaz ve sorumsuz sayılmaktadır. Henüz hiçbir yerde kesin sonuç alamamıştır, fakat tam bir kudretin sahibi sanılmaktadır. | Said Halim Paşa
Sayfa 150
Müslüman aydın sınıfının büyük bir ekseriyeti, memleketlerine batıdaki siyasi müesseselerin mükemmel, yahut noksan şekillerini getirmekten başka bir iştiyak beslemiyorlar. Ve vatanlarının gerek içtimai, gerek siyasi tekamülünü tahakkuk ettirebilmek için, batının bu husustaki telkinlerini ve ilkelerini tatbik etmekten başka bir çare bulunmayacağı kanaatini ileri sürüyorlar. Zamanımızdaki Müslüman aydınların bu vicdani haletleri çok acıklıdır. Zira kendilerinin şu noktayı layıkıyla düşünmediklerini gösteriyor: Müslümanlık bir taraftan bizi bir Allah'a tapmakla mükellef tutarken, diğer taraftan ahlaki olduğu kadar içtimai birtakım telakkilere, ilke (prensip)lere sahip kılmıştır. Bunlar doğrudan doğruya vahdaniyet (tevhid) akidesinden doğuyor. Biz de ancak o akidenin şevkiyle onlara uyuyor, boyun eğiyoruz. Müslümanların siyasi telakkileri ve teşkilatı işte bu ilkelerden doğmuş ve o sayede yaşayabilmiştir. Binaenaleyh bize öyle geliyor ki bu aydın dediğimiz sınıf tam ve ciddi bir kanaatin vereceği itminanla hiçbir zaman kendi kendine şu sözleri söyleyemiyor: İslam dini ihtiva ettiği en yüksek idrakler ve hakikatlarla, insanlığın en muazzam bir dinidir, en sahih ve en mükemmel ruh ve manasıyla insanlık medeniyetinin hizmetçisi değil, bizzat o medeniyetin kendisidir. Binaenaleyh onun haricinde kurtuluş ve selamet bulmak mümkün değildir. | Said Halim Paşa
Sayfa 145
Reklam
67 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.