Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye Neden Feda Edildi

Merdan Yanardağ

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Muhafazakâr sağcıların “Bebek Davası” diye küçümsedikleri, bu yolla DP’liler ve onların üst düzey asker-sivil bürokratlarının yargılandığı Yassıada Mahkemeleri’ni itibarsızlaştırmaya çalıştıkları durum, gerçekte Menderes’in kişiliğini ele veren trajik bir olaydı. Doç. Dr. Nuray Mert’in bu konuda yazdığı yazı, terörize edilen bir medya ortamında, adeta dokunulmaz ve kutsal kişi haline getirilen Menderes hakkında son dönemde yayımlanan en önemli yazılardan biridir. Kimmiş, ‘gönülçelen’? Etrafındaki evli, çocuklu kadınlarla ilişkiye girmekte engel tanımayan, bu yolda siyasi kudretini devreye sokmakta tereddüt etmeyen bir adam. Geçelim onu, en önemlisi (ölümü üzerine tartışmalar bir yana) kendi çocuğuna, bir bebeğe, paçavra muamelesi yaparak, apar topar, yerin dibine, kimsesizler mezarına gömen ve arkasına bakmadan ucuz çapkınlık hayatına kesintisiz devam eden bir adam. Benim gözümde Men “Menderes de, büyük âşık falan değil, pahalı bir dekor içinde ucuz bir çapkındır, o kadar.
DP dönemindeki en büyük kontrgerilla operasyonu İstanbul’da azınlıklara yönelik olarak yapılan, göç eden köylülerin kışkırtılmasıyla 6-7 Eylül 1955 tarihinde gerçekleştirilen vahşi yağma tertibiydi. Atatürk’ün Selanik’teki doğduğu evin bombalandığı yönünde yayımlanan yalan haberler üzerine, kışkırtıcıların yönlendirilmesiyle, İstanbul’da Rum yurttaşların ev ve “işyerleri iki gün boyunca yağmalandı. DP’li Mithat Perin’in sahibi olduğu İstanbul Ekspres gazetesi 20.000 tirajı olmasına karşı o gün, “Ata’nın evini bombaladılar” manşetiyle çıkmış, 290.000 basılarak bedava dağıtılmıştı. Olaylar İzmir ve Ankara’ya sıçradı.
Reklam
Sonuçları itibariyle darbe değerlendirmeleri:
Gelin isterseniz çok uç bir örnek üzerinden soruna bakalım: Hitler ve Naziler seçimle iktidara geldiler ve katıldıkları her seçimde de oylarını yükselttiler. Başka bir anlatımla “milli iradeyi temsil” eden Naziler, çok demokratik yollardan faşist bir diktatörlük kurup, soykırım yaptılar. İkinci Dünya Savaşı’nda yaklaşık 60 milyon insanın öldürülmesine, dünyanın büyük bölümünde örneği görülmemiş bir yıkıma neden oldular. Peki, eğer bir grup asker çıkıp Hitler’i devirseydi, pek demokrat ve liberal arkadaşlarımız bunu “darbe” diye kınayacak ve iktidarın yeniden Nazilere devredilmesini mi savunacaklardı? Üstelik bu arkadaşlar, “Biz Hitler’in görüşlerine hiç katılmıyoruz “ama seçimle gelen meşru bir iktidardır” diye ahlakçı bir söylev de çekecek miydi?”
(Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı) Yalçın Akdoğan, Tayyip Erdoğan’ın da önsöz yazdığı kitabında Amerikan yani muhafazakârlığı (Neo-Con) ile neo-liberalizm arasındaki ilişkiye de özel bir vurgu yaparak şunları yazıyor: Amerikan muhafazakârlık geleneği liberaldir, bunun sonucu olarak muhafazakâr adını alan bu geleneğe sadık kişiler, gerçekte liberal kişilerdir. Burke ve Maistre’in yaptıkları gibi, modern toplumun kurucu ilkelerini reddetmek şöyle dursun, Amerikan muhafazakârları anayasal “demokrasiye ve piyasa ekonomisine bağlılıklarını ifade ederler. M. Irving Kristol’e göre Amerikan muhafazakârlığı, muhafazakâr liberalizmdir.Bu yaklaşım, hiçbir yoruma yer bırakmayacak açıklıkla şu anlama gelmektedir: AKP liderliği, kendi politik çizgisini “evrensel” bir bağlama oturtmaya ve liberal ekonomi politikaları “kültürel gelenek” diye kodladığı yerel ideolojiyle (dinle) uyumlu hale getirmeye çalışan bir anlayışa sahiptir.”
Allah bütün Müslümanları böyle İslamcılardan korusun.
Entelektüel bir bozgun yaşadıkları halde liberaller gerçeği görmemekte ısrar ediyordu. Çünkü yanıldıklarını kabul ederlerse bütün kurguları çökecekti.
Reklam
İslam dünyasının halifeleri, sultanları, kralları, şeyhleri, emirleri “neden” ve “niçin” sorularını soran insanlar değil, itaat eden ve teslim olan insanlar istiyorlar
Sayfa 43 - pdfKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.