Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kültür Savaşlarından Kültür İktidarına

Türkiye’nin Yeni Kültürü

Ercan Yıldırım

Türkiye’nin Yeni Kültürü Sözleri ve Alıntıları

Türkiye’nin Yeni Kültürü sözleri ve alıntılarını, Türkiye’nin Yeni Kültürü kitap alıntılarını, Türkiye’nin Yeni Kültürü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Toplum olarak kamusal alanda müthiş bir ahlakçılığımız olmasına karşın, herkes özel alanında günahı, mahremi özgürce yaşayabileceğini düşünür.
Kapitalizm evden korkar. Neoliberal kültür evden nefret eder.
Sayfa 170Kitabı okudu
Reklam
Sosyal medya insanların tüm iyi ve kötü niteliklerini kullandığı için, insan gerçekliğini yakalayamaz. Mahrem kavramı sosyal medyadan çekilir; bu ortamda ne kadar göz önünde olursa etkileşime açıklığı o kadar fazlalaşır. İnsanların paylaşımlarında görsel öğe, bilhassa öznenin kendi ya da ailesinin fotoğrafları daha fazla “like” aldığı için, ailenin dışarıya açılması beğenilerin çokluğunun verdiği “rakamsal şehvet” ile iyice artar. Rakam şehveti, sevgi, merhamet,sevgi yerleşik kültürün aşırı bireyci, ötekini tanımaz, değer bilmez vasfı “senin hayatın senin teknolojin” sloganıyla dile getirilir. Teknolojinin kişiye özel niteliğinin verdiği “özgürlük” tatlı bir ego tatmini sağlar. Güya güvenlik için olduğu dile getirilse de telefonun, bilgisayarın, tabletin retina ya da parmak izi ile açılabilmesi özgürlüğü, sahipliği daha önemlisi mahrem ala­nı oluşturur. Elbette sosyal medyada görünürlük fotoğraf ve videolarla, paylaşımlarla sağlansa bile bilhassa gençler farklı gruplara bölünür. Sadece gruplar değil, farklı “profiller” yani farklı hesaplarla kendini kompartımanlara ayırarak sunar. Bu düpedüz kişilik bölünmesidir.
Yeni kültür bireyleri toplumdan göreli bağımsızlaştırırken benliğinin parçalanmasına da neden olmaktadır. Evde başka, işte başka, arkadaş ortamında başka kimliklerle var olmak bir tarafa yeni kültürün argümanları ve enstrümanları da çeşitlenmektedir. Böylece birey tekrara düşmeden, yeni ortamlara girebilmektedir. Kafe kültürü ile okul kültürü, ev-akrabalık kültürüyle futbol kültürü birbirinden farklı birey özellikleri geliştirir. Dolayısıyla tatmin edilecek mekân ve atmosfer çeşitlenmiş olur. Televizyon kültürü, bilgisayar-internet kültürü, cep telefonu kültürü, dizi kültürü, yemek kültürü, zevk kültürü, eğlence kültürü, müzik kültürü, sinema kültürü, kitap kültürü, müze kültürü, lokanta kültürü, siyaset kültürü, oHs kültürü gibi daha onlarca örnekle gündelik yaşamımızın doldurulduğunu, kontrol edildiğini ve en önemlisi ayrıştırıldığını söyleyebiliriz. Bunlar arasındaki irtibatsızlık her alanın kendi bağımsızlığını açıklamasıyla ilgilidir. Yeni kültürde birey her sahada at koşturarak kendini gerçekleştirdiğini varsayar. Hâlbuki bu otonom kültürler aynı zamanda hakikat alanları oluşturarak bireyi hapseder. Yeni kültür hakikatin çoğulluyla da Türk milletini tarihinden koparmıştır. Öfke kültürü, şiddet kültürü, para kültürü, cinsellik kültürü, milliyetçi kültür, lümpen kültür, çatışmacı kültür… yeni kültürün bireyleri doğrudan zedeleyen unsurlardandır.
Para hayat tarzını belirler, para zihinleri inşa eder…
Reklam
Mutluluk hakikatle kurulan irtibatta değildir artık. Mutluluk dünyada yaygınlaşan kültüre, teknolojiye, üretim aracına vakıf ve sahip olup olmamaktadır. Bu düzende kimse mutlu olmaz zira Adorno’nun yıllar önce altını çizdiği gibi “sistem vaat ettiğini aslında vermeyecektir.”
"Ya kapitalist olacaksın ya küresel kültüre dâhil olacaksın ya yok olacaksın! Direnmek mümkün mü, mümkün, sadece soluk alıp vermeyi göze alabiliyorsan. Kim bilir belki de kapitalizmin ayartıcı, icbar edici, zorlayıcI karakterine karşı kendi küçük dünyasında sistemin cazibelerine burun kıvıran kibirliler olabilme asaletini gösterirsek direniş başlar!"
"Toplumlar dinden tamamıyla vazgeçmez, dinden uzaklaşmaz... Seküler kimlikleri dini reddediklerinden değil dini kaideleri gündelik hayatlarından çıkardıkları, din ekseninde düşünüp yaşamaktan vazgeçtikleri içindir.."
"Türkiye'de öyle görünüyor ki siyasal iktidar ile kültürel iktidar ayrışmış. Kültürde ipleri ellerinde tutanlar millet hayatına giremeyecek, siyasetle aynı dili kuramayacak durumdayken siyaset de cari "kültür tekelleri"nin etkisini kıramayacağını biçare kabullendi..."
Reklam
Dertleşme yok hayatımızda; sıkıntılarımızı başkasına aktarma, dikte etme var. Paylaşma yok bizim dünyamızda; sorumluluklarımızı ve yüklerimizi bir başkasının sırtına bindirme var... Dostunun arkadaşınınn aynası olmak yok yeni insan tipinde; onu tüketecek ithamlar var...
"İnsani olanın çekildiği, bireyselin içe kapanıklığa dönüştüğü, konuşmanın yok olduğu, sır ve dertleşmenin hesap-kitapların arasında kaybolup stratejik hamlelere dönüştüğü sosyal hayatta kültürü, siyaseti, iktisadı besleyecek kanallar kurur..."
Esasına bakılırsa, izlenen toplum aynı zamanda izleyen, gözetleyen, mahrem alanlara “erişim sağlamak” isteyen kişidir. Neoliberal birey sosyal medya sayesinde üç fonksiyonla mahremiyeti delip geçer: izlenmekten rahatsız olmaz sosyal medya bağlamında takipçi sayısının ve aldığı beğenilerin çok­luğu ile övünür, mobese ve güvenlik kameralarını
Kendi değerlerini bile şov malzemesine, ticarete dönüştüren biz Müslümanlar, daha uzun seneler dünya sisteminin çarklarını tüm gücümüzle çevirmeye devam edeceğiz anlaşılan!
Sayfa 197 - Pınar YayınlarıKitabı okudu