Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mesaliku'l Ebsar

Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım

El-Ömeri

En Eski Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım Sözleri ve Alıntıları

En Eski Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım sözleri ve alıntılarını, en eski Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Eğer Anadolu'da bir ata yüksek fiyat istenirse, 'Bu at Kastamonu'dandır' denilerek, ödeyeceği yüksek fiyata değeceğini söyleyerek alıcıyı ikna ederler." 14. yüzyıl
Türk'ün Misafirperverliğine Dair -1-
Ülke sakinlerinin âlicenaplığına gelince, bütün ülke bir aile gibidir. Eğer biri bir diğerinin evine giderse, kendisini kendi evindeymiş gibi hisseder. Eğer evlerine bir misafir gelirse, hiçbir yüksünme duymadan onun ihtiyaçlarını karşılamak için ellerinden geleni yaparlar. Bunu yaparken ağırladıkları kişinin kim olduğuna bakmaz, bunun için herhangi bir karşılık beklemez, sadece asalet ve zenginliklerini göstermek isterler. Herkes elinden geldiğince ve gücü nispetinde misafirini ağırlamaya çalışır. En fakir olanı bile elindekini misafirinden esirgemez, ama misafir ağırlamak için geniş bir saray veya bir ev sahibi olmayı gönlünden geçirir. Bütün gün kapısını çalacak birine karşı hazırlıkla meşgul olur; ikramda bulunacağı birinin kapısını çalmasının özlemi içindedir. Mahallelerine bir yolcu geldiğinde onu kapıp misafir etmek için birbirleriyle yarışırlar.
Sayfa 93 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türk'ün Misafirperverliğine Dair -2-
Başka insanlar mal toplamak, para biriktirmek için birbirleriyle yarışırken, onlar [Türkler] ellerindekini avuçlarındakini başkalarına ikramda bulunmak için yarışırlar.
Sayfa 93 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
Nokta
Türkistan, alabildiğince geniş bir ülkedir. Çok eskilerden beri kahramanların mekânıdır ve şanlı bir şöhrete sahiptir.
Sayfa 107 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
Yaralanmış olan sultan [Alp Arslan] şöyle dedi: "Dün tepeye çıktığımda yeryüzü ayaklarımın altında ordumun büyüklüğünden dolayı titremiş ve kendi kendime "Dünyanın hâkimi benim, kimse bana bir şey yapamaz demiştim. Allah beni basit bir kuluyla âciz bıraktı.
Sayfa 217 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
Cengiz Han'dan Öğütler
Şöyle ki , Cengiz Han oğullarından her birine bir ok verip kırmalarını istemiş. Oğulları okları kolaylıkla kırmışlar. Sonra okların sayısını ikiye çıkarmış. Onları da kırmışlar, fakat okların sayısını arttırınca kıramamışlar. İşte "sizin durumunuz bu oklar gibidir" demiş.
Sayfa 65 - Selenge Yayınevi
Reklam
Hep Aynı Aslında
O sıralar İslam hükümdarları birbirleriyle çarpışmakla meşguldüler ve aralarında bir birlik yoktu.
Sayfa 239 - Selenge Yayınevi
Runciman'dan Balak Gazi Yorumu
Belek ölürken ölümünün İslam için öldürücü bir darbe olduğunu mırıldanmıştı. Hakkı da vardı; çünkü Haçlı şövalyelerinin bu ana kadar karşılaştıkları bütün Türk kumandanlar içinde en büyük cevvaliyeti ve akıllılığı gösteren o olmuştu.
Sayfa 251 - Selenge Yayınevi
Perde Gerisi
Perde gerisindeki zevklerde hayır yoktur.
Sayfa 324 - Selenge Yayınevi
Felsefeye İslami Tepki- Sene 1198
Ertesi sabah İbni Kudra insanlara bir vaaz verdi. Vaazında hamdele ve salvededen sonra şöyle dedi: "Ey Rabbimiz biz sana iman ettik ve Peygamberine uyduk, bizi şahitler zümresinden eyle. Ey cemaat! Bizler yalnızca Hz. Peygamber'i doğru diliyle konuşuyoruz, fakat Aristo'nun bilimi, İbn Sina2nın küfriyatı ve Farabi'nin felsefesini tanımayız.
Sayfa 331 - Selenge Yayınevi
Reklam
Alparslan Oğlu Melikşah'ın Ülkesi
O Melikşah ki, ülkesinin sınırının bir ucu Çin'den başlayıp Suriye'nin öbür ucuna uzanıyordu. Güneş bile bu mesafeyi yarım günde veya bir daha fazla bir zamanda katediyordu.
Sayfa 173 - Selenge Yayınevi
Farabî Hakkında
Hep Türk elbiseleri giyer ve asla değiştirmezdi.
Sayfa 197 - Selenge Yayınevi
Mühtedî, Türk kumandanların önde gelenlerinden Baykal'a mektup göndererek Mûsa'yı öldürüp yerine geçmesini istedi. Baykal, durumu Mûsa'ya haber verdi. Böylece ikisi Mühtedî'yi öldürme konusunda anlaşarak Samerra'ya yürüdüler. Baykal Mühtedî'nin yanına gitti, fakat Mühtedî onu öldürdü ve arkasından Mûsa b. Buga ile çarpışmak için harekete geçti. Ne var ki ordusundaki Türkler halifeyi terk ederek Mûsa'nın safına geçtiler. Mühtedî kaçmak ve saraylarından birine sığınmak zorunda kaldı. Onu yakalayıp halifelikten feragat etmesini istediler. KABUL ETMEYİNCE TÜRKLER ONUN TA*AKLARINI SIKARAK ÖLDÜRDÜLER.
Mûtazz'ın öldürülmesinden sonra Mühtedî halife seçildi. Ramazan ayı içinde Mutazz'ın anası Kubeyha ortaya çıktı. Çünkü oğlu öldürüldüğü gün saklanmıştı. Bağdat'ta çok malı ve kimsenin sahip olmadığı yakutları vardı. Bu serveti ele geçirilerek Türk asıllı Salih b. Vasif'e teslim edildi. Salih "Allah Kubeyha'yı çirkinleştirdi, çünkü elinde bunca para varken 50 bin dinar için oğlunu ölüme terk etti" dedi. Yine aynı yıl Halife Mühtedî hal edildi ve on iki gün sonra öldü. Sebebi şudur: Mühtedi, Musa b. Buga'yı öldürtmek istiyordu. Musa'nın kampı Haricilerin kampının karşısındaydı. Mühtedî, Türk kumandanların önde gelenlerinden Baykal'a mektup göndererek Mûsa'yı öldürüp yerine geçmesini istedi. Baykal, durumu Mûsa'ya haber verdi. Böylece ikisi Mühtedî'yi öldürme konusunda anlaşarak Samerra'ya yürüdüler. Baykal Mühtedi'nin yanına gitti, fakat Mühtedi onu öldürdü ve arkasından Mûsa b. Buga ile çarpışmak için harekete geçti. Ne var ki ordusundaki Türkler halifeyi terk ederek Musa'nın safına geçtiler. Mühtedî kaçmak ve saraylarından birine sığınmak zorunda kaldı. Onu yakalayıp halifelikten feragat etmesini istediler. Kabul etmeyince Türkler onun taşaklarını sıkarak öldürdüler. Sonra da kardeşi Mustansır'ın yanına defnettiler.
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.