Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.40
Tuvaldeki Yaralar Yorumları ve İncelemeleri
Tuvaldeki Yaralar yorumları ve incelemelerini, Tuvaldeki Yaralar kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Tuvaldeki Yaralar puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Ne yalan söyleyeyim kitabı ilk elime aldığımda narsist bir erkek ile şapşal bir kadın karakter okuyacağımı sanmıştım ama tam tersi kitap beklentimden çok farklı olarak, tatlı, eğlenceli ve biraz da komik çıktı.
Roman tam bir Rus mafya lideri; korkusuz, cesur ve sert. Nina ise enerjik, çılgın ve tatlı bir kadın.
Roman Nina'nın babasının bir hatası yüzünden geçici süreliğine onu kendisiyle evlenmeye zorladı ancak başına böyle bir bela alacağının farkında değildi. Nina hayatına rüzgar gibi girdi ve girdiği her yeri, kalbi de dahil tarumar edip geçti.
İkilinin hikayesini okurken oldukça keyif aldım. Kapak öyle iç karartıcıydı ki, konu da karakterker de fazla dramatik olur sandım ama iyi ki yanılmışım. Seriye mutlaka devam edeceğim.
Tek bir puan kırdım, o da kitap fazla hızlı aktığı içindi. Bazı olaylar biraz daha derinleştirilebilirdi. Mesela: Nina'nın geçmişinde travma sebebi olan adamla ne yaşadığı veya Roman'ın amcasının ondan neden nefret ettiği gibi ama yazar o kısımları hızlı geçmek istemiş, bize de saygı göstermek düşer.
Karakterleri de yaşadıkları ilişkiyi de sevdim. İletişimleri kuvvetli olan ve hislerini inkar etmeyip kabullenen bebek gibi bir çift okumak tüm keyfimi yerine getirdi. Özellikle Roman'ın “ben Pakhan'ım, herkese olduğu gibi sana da sert davranırım” kafasında bir adam olmaması ve sevgisini göstermekten çekinmemesi harikaydı. Höt zöt erkekler senin ancak getir götürünü yapar be Roman.
Fakat bunlar bir yana, temelde kitabı çok yetersiz buldum. Yani böyle güzel bir çift ve uzamaya bu kadar müsait bir konu var ortada. Bu aceleciliğe, olayları 2× hızda ilerletmeye ne gerek var? Ayrıca mafyatik kısımlar da çok basitti. Rus mafyasının başındaki adamın kitabını okuyoruz ama o mafya esintisini hissedemiyoruz. İntikam meselesinde bile gram heyecanlanmıyoruz. Bilemedim, bence oluru yok bunun.
Toparlamam gerekirse kitabı sevdim ama umduğum kadar değil. Fakat yazarın potansiyeli yüksek olduğu için serinin devam kitaplarından yana daha umutluyum.
selamlarr!
yakın zamanlarda çıkan çok beğenerek okuduğum, akıp giden bir kitabın yorumuyla geldim. tuvaldeki yaralar, neva altaj’dan okuduğum ilk kitaptı ancak yazım tarzı, sürükleyiciliği, kalemi o kadar hoşuma gitti ki son olmayacağını söyleyebilirim.
roman, daha önce saldırıya uğradığından beri tekerlekli sandalyeye mahkumdur. iyileşmesi zaman alırken ve hâlâ bratva’nın lideri olmaya devam edebilecek kadar güçlü olduğunu göstermek için evlenmeyi düşünüyordur. bu sırada roman’dan para çalan ve bu parayı geri ödeyemeyen nina’nın babası devreye girer. bu borç karşılığında nina ile altı ay süreli bir evlilik anlaşması yaparlar ve bu altı ay boyunca herkesi birbirlerine aşık bir çift olduklarına inandırmaları gerekiyordur.
kitap hakkında bilmeniz gereken ilk şey, dark romance olmadığı. hatta kitap hakkındaki tek karanlık unsur, kapağıydı bence. çok hızlı bir temposu vardı, kısa zaten. bu yüzden akıp gidiyor, bir oturuşta okutuyor kendini. ilk kitap olduğu için mi bilmiyorum ama çok fazla aksiyon yoktu, daha çok roman ve nina’ya odaklıydı. ben biraz daha uzun olmasını isterdim duygu derinliğinin oluşması için ve daha aksiyonlu bir kitap beklerdim. bunlara rağmen çok güzeldi, tam çıtır çerezlik mafya romantizmi. rs’ye ilaç gibi geliyor. ikinci kitabı heyecanla bekliyorum çünkü mikhail’in hikayesini çok merak ettim.
Merhabalar
Beni takip edenler bilir ki ben dark romance hayranı olan bir okuyucuyumduro yüzden kitabın bu katagoride olduğunu duyunca birde üstüne konu bakımından Rus mafyasını işleyince hiç tereddütsüz alıp okudum.Peki pişmanlığım Varmı? Yok fakat keşkelerim var o yüzden fazla uzatmadan hemen yorumuma geçiyorum. Roman Rus mafyasının lideridir ve geçirdiği bir kaza sonucun tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştur. Nina ise çılgın ruhunda oldukça dark taraflar olan ve bunu sanatına yansıtan bir ressamdır. Bu ikilinin yolları Nina nın babasının Roman’ın parasını alıp kullanması ve netice olarak ta kaybetmesiyle kesişiyor ve olaylar ikilinin anlaşmalı evlilikle bir araya gelmesiyle de başlıyor diyebiliriz.
Bir defa yazarın kalemi inanılmaz akıcı yani su gibi okunuyor…Karekterleri şahane yaratılmış ki Roman kesinlikle benim minnoş Alpha dediğim erkek karekterlerdendi ki kendisine düşmemek elde değildi.. hele her fırsatta Nina nın ayakkabısını çıkartıp giydirmesi inanılmaz . Nina ise oldukça kendine güvenen yine harika bir karekterdi korkmadan verdiği yanıtlar,oyunculuğu,zaman zaman yaptığı zekice espirileri okurken insana oldukça keyifli dakikalar sağlıyordu.Netice olarak ben kitabı bitirince böyle şahane bir erkek karekter yazıp neden herşeyi jet hızı ile geliştirirsin diye sorguladım yazarı Yani keşke bir 100 sayfa daha yazıp azcık karekterlerin duygu yönüne değinip aralarında ki ilişkiyi yavaş ilerletseydi kitap kesinlikle şahane ötesi olurdu diye düşünüyorum. Kitap serinin ilk kitabı olduğundan giriş kitabı olarak değerlendirip diğer kitaplar için beklentimin daha yüksek olduğunu belirterek yorumumu noktalıyorum. Türü seven yetişkin okuyculara öner
10/10
Muhteşem,muhteşem ve tek kelimeyle muhteşem!
Klasik bir konusu olsa da Roman ve Nina'nın uyumuna bayıldım ;D
Tek kelimeyle okuyun okutturun.Kötü yanı sayfalarının az olmasıydı.Biraz daha uzatılabilirdi,ama yazar tadında bırakmış.O kadar kısa sürede okudum ki, hiçbir alıntı paylaşamadım .d
-----♡︎
Bu kitapla ilgili üzen tek şey kitabın kısa oluşu oldu.
Onun dışında asla eleştirebileceğim ufacık bir şey bile yoktu. Normal bu tarz mafya konulu kitaplar da her ne kadar mafya kitabı olsa da karakterleri de eleştirecek bir durum çıkardı illa ki ama bir kitap bu kadar mı mükemmel olur.
Roman, yaşadığı talihsizlik sonucu tekerlik sandalye de ve fizik tedavilerle boğuşur. Ve bu sürede haliyle gücü konuşulur. Ona bir şey olursa arkasında olup onun yerini alabilecek biri yoktur. Bu yüzden evlenmesi gerektiği konuşulur. Bu durum Roman için söz konusu olmasa da onun bu fikri, Nina'yı görmesiyle değişir. Ve Nina 'yı evlilik için ikna etmesi zor olmaz. Nina' nın babası sağolsun
Sadece altı aylığına aşık rolü oynayıp evli kalması gerekiyor bu ikilinin.
' Benim gibi biriyle evlenmen için santaj yapılmasıyla. 6 aylığına hayatını askıya almak zorunda kalmanla. Tetikte olmanı beklerdim. İsteksiz. Korkmuş. Sen... doğal olmayacak biçimde kayıtsız gibisin.'
Nina, resim yapma yeteneğinin yanı sıra harika bir oyuncu. Bu yüzden de Roman' ın ilk dikkatini çeken o oldu. Ve harika bir sevgili ve eş rolünü de oynadı. Oyun muydu acaba her şey en başından beri?
Kitabı tavsiye ediyor muyum? Almadığınızı düşünmek bile istemiyorum.
Bence bu türü seven ve hatta sevmeyen herkese hitap eden bir kitap.
' Peki siz? Siz kendinize düşen kısmı becerebilecek misiniz?
- Hangi kısmı?
Karısına delicesine aşık adam kısmını. Pek de o türden birine benzemiyorsunuz.'
Tuvaldeki Yaralar
Kitap güzeldi ama çok kısa geldi bana. Ben çok uzatılmış ya çok fazla kısa olan kitapları sevemiyorum ki, bu kitap fazla kısaydı. Aslında çok rahat bir şekilde 300 - 350 sayfa yaza bilirdi yazar, ama yazmamış. Yazarın ilk kitabı olduğunu yazım tarzından anlaya biliyorsunuz ama yine de kalemi güzel serinin diğer kitaplarında bence kalemini gelişitirir. Onun dışında çevirisi'de iyiydi kitabın. En çok sevdiğim karakter Roman oldu, genellikle mafya kitapların'daki erkek ana karakterler kaba-saba, baş rol kıza hakaret edip, aşağılayan bir şerefsiz oluyorlar, bende zaten bir süredir mafya kitabı okumuyorum çünki sinir krizleri falan geçiriyorum :) ama neyseki Roman öyle bir karakter değildi. Kitap bana çok fazla wattpad kitabı vibe'si verdi. İşte kızın babasının mafya'ya borcu oluyor, o da kızını mal gibi adama satıyor falan, burda da aynıydı. Watty kızları en azından olaya bir tepki veriyordu. Ama Nina'nın çok çabuk kabul etmesi bir az garipti. Babasının 3 milyon dolar borcu olduğunu öğrendikten hemen sonra evet demesi bana daha da komik geldi. Kitabın kısa olması nasıl desem kitabı ve çifti çok fazla benimseyemedim. Onun dışında okunur yani, mükemmel olmasada güzel bir kitap.
Selammm Canımlar
Uzun zamandır okumak istediğim bir seriydi bu bebek. Özelikle yakın arkadaşım yere göğe sığdıramayınca daha bir merak etmiştim. Ve gerçekten haklı olduğunu kitabın kapağını açınca çok net fark ettim. Yazarın anlatım dili o kadar doğal ki kitap sizi sıkmadan akıp gidiyor. Bunda tabiki olayları gereksiz uzatmamasinin, ve karakterlerin net olmasının faydası da çok büyük. Gelelim konumuza; Rus mafyasının başı olan Roman Petrov, aracına bomba yerleştirmesi sonucu bacağına giren şarapnel parçası ile tekerlekli sandalyeye mahkum olur. Ve adamının birinin tavsiyesi üzerine biriyle evlenmesi gerektiği ve güya bir varisi olursa milletin onu güçsüz görmeyeceği planı yapılır. Güç bela Roman bunu kabul eder. Evleneceği kişi ise Roman' ı dolandıran adamın kızı Nina' dir. Çok ünlü bir ressam olmasının yanısıra seçilmesinin en büyük nedeni çok iyi rol yapmasıdır. Gel gelelim bunlar daha birbirlerini görür görmez alev ateş bir çift olurlar. +18 sahneler olmasına rağmen o ikilinin birbirlerine olan sevgi, bağlılık, kıyamama hallerinibariz hissediyorsunuz. Asla salt cinsellik barındıran bir kitap değildi. Hem olay örgüsü hemde diyaloglar çok aktifti. Ben çok severek okudum. Özellikle çerezlik kitap arayanlar ve cinsellikten rahatsız olmayanlar tercih edebilirler. Ayrıca kitabin ismi konusuyla inanılmaz uyumlu olmuş. İlgisini çekenlere şimdiden keyifli okumalar dilerim.
ABI HARIKAYDI, HARIKA. tek kelimeyle bayıldım, acayip iyiydi. böbreğimi bile -sadece iç organlarımı verebilirim, dış görünüşümün bozulmasını kaldıramam- veririm ama lütfen serinin devam kitapları ışık hızında çıkabilir mi? TEK SORUN, bu kitabı bu kadar kısa yazmaya gönlün nasıl elverdi? ama daha uzun olsa bu etkiyi bırakmazdı. galiba her şeyiyle tam kararında olmuş. roman'ın diğer mafya kitaplarındaki gibi saçma sapan tavırları olmaması mükemmeldi, varsa bile sempatikti adam abi en azından. diğerleri gibi soğuk, ben gülmem, sen benimsin -evet, vardı ama dediğim gibi sempatikti adam- , kısıtlayıcı bir bok değildi. canım roman'ım. nina da çok iyi bir karakterdi, salak değildi -çok önemli bir detay bu-. kendine güveni vardı. canım nina'm. bilgisayarı brian'ın kafasında kırmana bayıldım hayatım, tebrik ediyorum seni. nina ve roman tam benim kafa karakterlerdi, çok sevdimm.
En sevdiğim türlerden biridir dark romance.Ancak Tuvaldeki Yaralar ortalama kaldı benim için.Kötü değildi ama favorim olmadı.Zaten soft bir mafya kurgusuydu .Aksiyondan çok ilişkilerini okuduk.Nina karakterini pek sevmedim.Mafya dünyasına yabancı bir kadının bu şekilde bir evliliği hemen kabul edip o hayata anında adapte olması çok garip geldi bana.Bir de bu durumu yazarın ,Nina’nın oyuncu yeteneğine bağlaması falan saçmaydı.Olaylar da hızlı gelişti zaten.Nina’nın her şeyi bu kadar kolay kabul edip kitabın sonlarına doğru yaptığı o tavrı da sevemedim.Yazar sırf bir olay çıkarıp ayırmak için yapmış gibi geldi.Eğer Nina’yı böyle hassas yazıyorsa başta daha güzel bir temel oluşturmalıydı.