Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tüze Felsefesi Gönderileri

Tüze Felsefesi kitaplarını, Tüze Felsefesi sözleri ve alıntılarını, Tüze Felsefesi yazarlarını, Tüze Felsefesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir halk başlangıçta henüz bir Devlet değildir, ve bir ailenin, hordanın, klanın, kalabalığın vb.nin bir Devlet durumuna geçişi genel olarak İdeanın o halkta biçimsel olgusallaşmasını oluşturur. Bu biçim olmaksızın, kendinde törel töz olan halk düşünsel belirlenimler olarak yasalarda kendi için ve başkaları için evrensel olan ve evrensel olarak geçerli olan bir belirli-varlık taşımanın nesnelliğinden yoksundur ve öyleyse tanınmaz; nesnel yasallıktan ve kendi için sağlam ussallıktan yoksun olarak, bağımsızlığı yalnızca biçimseldir, egemenlik değildir.
Sayfa 381 - İdeaKitabı okudu
Tinin Tarihi onun edimidir, çünkü Tin yalnızca yaptığıdır, ve edimi kendini - ve hiç kuşkusuz burada Tin olarak - bilincinin nesnesi yapmak, kendini kendi için açımlayarak ayrımsamaktır.
Sayfa 378 - İdeaKitabı okudu
Reklam
Devletin tözsel gönenci onun kendi belirli çıkarları ve durumları ve o denli de kendine özgü dış sorunları ve tikel anlaşma-ilişkileri içindeki tikel bir Devlet olarak gönencidir; hükümet böylelikle tikel bir bilgeliktir, evrensel Kayra değil (bkz. § 324 Not); buna göre, başka Devletler ile ilişkilerde ereği ve savaş ve anlaşmaların haklılığı için ilkesi evrensel (filantropik) bir düşünce gibi birşey değil, ama belirli tikelliği içinde edimsel olarak incinmiş ya da gözdağı altına düşmüş gönencidir.
Sayfa 375 - İdeaKitabı okudu
Kamu görüşü buna göre sayılmayı olduğu gibi küçümsenmeyi de hak eder; somut bilincine ve anlatımına göre küçümsenmeli, ama o somut anlatımda az ya da çok bulanık olarak görünen özsel temeline göre saygı görmelidir. Kendinde herhangi bir ayırdetme ölçütü taşımadığı, ne de tözsel yanı kendi içinde belirli bilgiye yükseltme gibi bir yeteneği olduğu için, ondan bağımsızlık (edimsellikte olduğu gibi bilimde de) büyük ve ussal birşey başarmanın ilk biçimsel koşuludur. Böyle bir başarı kendi yanından kamu görüşünün en sonunda ondan hoşnut olacağı, onu kabul edeceği ve onu kendi önyargılarından biri yapacağına güvenebilir. Ek. Kamu görüşünde yanlış ve doğru herşey bulunur, ama onda doğru olanı bulmak büyük insanların sorunudur. Kim zamanının istediğini ve anlattığını ona söyler ve yerine getirirse, zamanın büyük insanıdır. Zamanın iç varlığı ve özü olan şeyi yapar, onları edimselleştirir, ve kim orada burada işittiği kamu görüşünü küçümsemeyi anlamazsa, hiçbir zaman büyük birşey yapamaz.
Sayfa 360 - İdeaKitabı okudu
Ek. Eğer tekerke karşı sık sık Devlette işlerin gidişinin onun tarafından şansa bağlı kılındığı, çünkü tekerkin kötü eğitilmiş olabileceği, belki de onun doruğunda durmaya değer olmadığı, ve böyle bir durumun ussal bir durum olarak varolması gerektiğinin saçma olduğu ileri sürülürse, buna karşı belirtmek gerek ki herşeyin gelip karakterin tikelliğine dayandığı varsayımı burada hiçbir biçimde geçerli değildir. Tamamlanmış bir örgütleniş durumunda önemli olan şey yalnızca biçimsel bir kararın doruğudur, ve bir tekerkin konumu için gerekli olan tek şey "evet" diyen ve 'i'nin üzerindeki noktayı koyan bir insandır; çünkü doruğun öyle olması gerekir ki, orada karakterin tikelliğinin bir önemi olmamalıdır. Tekerke bu son kararın ötesinde ait olan herşey onun tikelliğine Özgüdür ve önemli olması gerekmez. Hiç kuşkusuz yalnızca bu tikelliğin önem kazandığı durumlar olabilir; ama o zaman Devlet henüz bütünüyle gelişmiş ya da iyi oluşmuş bir Devlet değildir. İyi örgütlenmiş bir tekerklikte nesnel yan yalnızca yasaya aittir, ve onun bu yana yalnızca öznel "İstiyorum"u eklemesi gerekir.
Sayfa 326 - İdeaKitabı okudu
Ek. Devletin örgütlenmesi durumunda, eş deyişle burada anayasal tekerklik durumunda önümüzde kendi içinde İdeanın zorunluğundan başka hiçbirşey olmamalıdır: Başka her bakış açısı yitip gitmelidir. Devlet büyük bir arkitektonik yapı olarak, usun kendini edimsellikte sergileyen bir hiyeroglifi olarak görülmelidir. Öyleyse yalnızca yararlık, dışsallık vb. ile bağıntılı herşey felsefi irdelemeden dışlanmalıdır. Şimdi, Devletin kendi kendisini belirleyen ve tamamlayan egemen İstenç, en son karar olduğu kolayca kavranan bir tasarımdır. Daha güç olan şey bu "İstiyorum"u Kişi olarak ayrımsamaktır. Bununla tekerkin keyfi olarak davranabileceği söylenmiş olmaz; tersine, tekerk danışmanlarının öğütlerinin somut içeriğine bağlıdır ve böylece sık sık adını imzalamaktan daha öte yapacak birşeyi yoktur. Ama bu Ad önemlidir: Ötesine geçilemeyecek doruktur.
Sayfa 325 - İdeaKitabı okudu
Reklam
Ek. Devlet anayasasında tüm ilişkilerin içine yayılmalıdır. Örneğin Napoleon İspanyollara bir Anayasayı a priori vermeyi istedi, ama işler pek yolunda gitmedi. Çünkü bir anayasa salt yapılmış birşey değildir; yüzyılların işidir, İdeadır ve bir ulusta gelişmiş olduğu düzeye dek Usun bilincidir. Buna göre hiçbir anayasa salt uyruklar tarafından yaratılmaz. Napoleon'un İspanyollara verdiği daha önceki anayasalarından daha ussaldı, ve gene de onu yabancı birşey olarak geri çevirdiler, çünkü henüz onun düzeyine dek gelişmemişlerdi. Ulus anayasasına haklarının ve durumunun duygusunu vermelidir, yoksa anayasa hiç kuşkusuz dışsal olarak bulunuyor olacak, ama hiçbir anlamı ve hiçbir değeri olmayacaktır. Hiç kuşkusuz sık sık bireylerde daha iyi bir anayasa için gereksinim ve özlem bulunabilir, ama bütün kitleye böyle bir tasarımın yayılması bütünüyle başka birşeydir ve ancak daha sonra gelir. Ahlak ilkesi, Sokrates'in içselliği onun günlerinde zorunlu olarak üretildi, ama evrensel özbilince yükselmesi için zaman gerekti.
Sayfa 316 - İdeaKitabı okudu
Tin ancak kendini ne olarak bilirse o olarak edimsel olduğu için, ve Devlet, bir ulusun Tini olarak, aynı zamanda onun tüm ilişkilerine yayılan yasa, bireylerinin töre ve bilinci olduğu için, böylece belirli bir ulusun Anayasası o ulusun özbilincinin biçim ve gelişimine bağımlıdır; öznel özgürlüğü ve böylelikle anayasasının edimselliği bu özbilinçte yatar.
Sayfa 316 - İdeaKitabı okudu
Ama genel olarak anayasanın, gerçi zamanda ortaya çıksa bile, yapılmış birşey olarak görülmemesi saltık olarak özseldir; çünkü anayasa aslında salt kendinde ve kendi için varolandır, ki bu nedenle tanrısal birşey olarak ve kalıcı birşey olarak ve yapılan herşeyin alanının üzerinde duruyor olarak görülmelidir.
Sayfa 315 - İdeaKitabı okudu
Ek. Devlet edimseldir, ve edimselliği bütünün çıkarının kendini tikel ereklerde olgusallaştırmasından oluşur. Edimsellik her zaman evrensellik ve tikelliğin birliği, evrenselliğin tikellik içinde ayrışmışlığıdır tikellik ki, yalnızca bütünde taşınıyor ve saklanıyor olmasına karşın, bağımsız birşey olarak görünür. Bu birlik bulunmadığı sürece, birşey edimsel değildir, üstelik varoluş kazanmış olabilse bile. Kötü bir devlet salt varolan bir devlettir; hasta bir beden de varolur, ama gerçek bir olgusallığı yoktur. Kopmuş bir el henüz bir el gibi görünür ve varolur, ama edimsel olmaksızın; gerçek edimsellik zorunluktur: Edimsel olan kendi içinde zorunludur. Zorunluk bütünün kavram ayrımlarına bölünmüş olmasından ve bu bölünmenin sağlam ve sürekli bir belirlilik sunmasından oluşur ki, fosilleşmiş değildir, tersine çözülüşünde her zaman kendini üretir. Tamamlanmış Devlete özsel olarak bilinç ve düşünce aittir; buna göre Devlet ne istediğini bilir ve onu düşünülmüş birşey olarak bilir. Bilme yerini Devlette taşıdığı için, onun için bilim de buradadır, Kilisede değil.
Sayfa 305 - İdeaKitabı okudu
29 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.