Bu kitapta senaryolarını Vedat Türkali nin yazdığı üç filmin seneryosu ve açıklayıcı bilgiler var. Birinci seneryo Kara Çarşaflı Gelin ...Diğeri Güneşli Bataklık ve üçüncüsü Analık Davası...Yalnız ben analık davasının çekildiğini düşünmüyorum çünkü filme hiç bir yerde rastlamadim ... Filmlerin yönetmeni Süreyya Duru...ilk iki filmi izledim...Kara Çarşaflı Gelin filminin senaryosunu Vedat Türkali Bekir Yıldız'ın üç öyküsünden senaryolastirmiş. Bunu bilmiyordum çünkü film antalya film şenliğinde en özgün senaryo ödülünü almış... ilginç...Sonuçta uyarlama bir senaryo var ortada. Benim gibi sol görüşlü ve bağımsız filmlere meraklıysanız bu kitap sizin için iyi bir arşiv olacaktır...
Üç Film BirdenVedat Türkali · Gendaş Kültür Yayınları · 200251 okunma
Üç güzel senaryo yer alıyor kitapta; "Kara Çarşaflı Gelin', 'Güneşli Bataklık', 'Analık Davası' toplumumuzun sorunları ve insanlık dramı anlatılıyor, çok beğenerek okuduğum bir kitap daha Vedat Türkali'den...ilk iki senaryoda başrolde Hakan Balamir, Semra Özdamar, Aytaç Arman ve İhsan Yüce var, Kara Çarşaflı Gelin filmini çocukluğumda izlemiştim, kitap yarattı farkındalığı, yazar kitapta diyor ki çok riskli bir kitaptan uyarlama yapmak, kitabı okuyanların hayellerini yıkmamak gerek filme aktarırken, okurken muhteşem bir sinema filimi izlemiş kadar oldum...
Üç Film BirdenVedat Türkali · Ayrıntı Yayınları · 201751 okunma
Ateşi su ile, suyu toprak ile, toprağı nebat ile, nebatı hayvan ile, hayvanı insan ile durdururlar...
Ve insan ki ölümlüdür, zulüm ile durdurulamaz. Biz zulme başkaldırırız, ölüme değil.
"Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü...
Bu, namustur
Künyemize kazılmış,
Bu da sabır,
Ağulardan süzülmüş.
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü..."
..., tam faşizme geçmek isteyen tekelci kesim, kara düzenini sinemaya yerleştirmek için bir ön girişim yaptı; kamuoyu oluşturmak, özellikle orta sınıflarda ürkü yaratmak için alabildiğine özgür bıraktı seks-porno filmlerini, özenirdi bile. Seks afişlerinin, fotolarının sinema önlerini kapladığı sokaklardan namuslu vatandaşlarımız geçemez olmuşlardı. Ahlâk elden gitmişti. Sonunda "Hamamın namusunu kurtarmak biçiminde" Beyoğlu'ndaki birkaç sinema basıldı, kapıları mühürlendi. Daha ilk gününden yapabilecekleri şeyi yaparlarken se ünlü yeni tüzüğü yürürlüğe sokuverdiller. Seks filmleriyle savaşım yürütebilmek, porno filmlerini önleyebilmek için bu tüzükten başka yol kalmamıştı! Bu tüzük bir de kökü dışarıda yabancı ideolojileri önlemek için kullanılacaktı doğal ki! Seks filmleri gizli açık her yerde oynatılmaktadır. İleri sinema çalışmaları ise kökünden yasaklanmıştır.
.....bir süre sonra filmlerin nasıl olacağını, hangi oyuncularla çevrileceğini, "Halk böyle istiyor" gerekçesiyle, yapımcının ipini eline geçiren bölge işletmecileri saptamaya başlamışlardır. Böylece de tam bir kısır döngüye düşülür. Kalıplaşmış konularla sürekli biçimde beyinleri yıkanan halk yığınları belli resimlere koşullandırılır.
Emekçisinden yapımcısına kadar herkesi köleleştirmek için tüzük hazırlayanların bir türlü kavrayamadıkları gerçek şudur: Sinema endüstriyel bir sanattır, kölelik düzeninde yaşatilamaz.
Ateşi su ile, suyu toprak ile,toprağı nebat ile, nebatı hayvan ile,hayvanı insan ile durdururlar.
Durur,sonra ağır ağır ekler...
Ve insan ki ölümlüdür, zulüm ile durdurulmaz. Biz zulme başkaldırırız, ölüme değil,