Üç İhtilal Çocuğu kitaplarını, Üç İhtilal Çocuğu sözleri ve alıntılarını, Üç İhtilal Çocuğu yazarlarını, Üç İhtilal Çocuğu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanların isigücü yeni tehlikelerle yeni tedbirler icat etmek olmuş. Diyorum ki pencerelerde kat kat perdelere gerek olmasaydı da insanlar gözlerine perde çekebilselerdi. Diyorum ki insanlar birbirlerine böyle dünyayı zindan etmeselerdi ya.
Bir sorunlar var bir de ben. Bu sınırlar dört duvardan oluşmuş değil benim üşengeçliğimin sınırları. Bir de suskunluğumun bir de alınganlığın bir de tek tartışma çıkmasın diye herkesi memnun etmeye çalışmanın..
Kitap , 4 uzun öyküden oluşuyor. Hepsi birbirine benzer olan bu öyküler kadının başörtü sorunu yaşandığı yıllardaki yalnızlığını , karamsarlığını anlatıyor. Toplumsalla bireyselin çatışma durumunu anlatıyor. İçlerinden en sevdiğim öykü ‘’ Fesleğen Sokağını Ölümü’’ ydü. Çünkü bu gibi sokakların ölümünü hala yaşıyoruz. ‘’ Oysa bilen bilir, fesleğen bir çiçektir, mütevazi konserve saksılarda bile toprağa yakın pencereleri süsleyen. ‘’ Ne çok insan , yine de ne az insan var , diyor Yazar ..
"Okuma hakkınız yok sizin. Başınızdaki o örtüyü çıkarıp öyle girin dersime!"
Çok değil belki on yıl öncesinde Müslüman bir ülkenin üniversite amfilerinde yükseliyordu bu ses. İslamı yaşayan, yaşamaya çalışan genç kızlar dini özgürlük(!) gereğince alınmadılar derslere. Ülkeye ihanet addeddiler onların başörtülerini. Onlar kararlı durmaya çalıştıkça sindirmeye çalıştılar. Okulların önünde eylem yaptılar, coplandılar, imza topladılar, alaya alındılar, ropörtaj verdiler, aslına uygun basmadılar. Bu mücadele o kadar uzun süre devam etti ki bazısı beklemekten vazgeçtiler. Evlilik geldi ardından. Hayalleri gibi ya da değil adamlarla evlendiler, çocuk çoluğa karıştılar... Ama umutla beklediler. Tekrar dönmeyi beklediler. "Eğitim hakkı engellenemez" propagandasında gerçekliği düşlediler. Bu kitap onların hikayesi. Bu kitap bizim hikayemiz. Biz İhtilal çocukları...