Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Uçup Giden Bir Kuş

Feriba Vefi

Uçup Giden Bir Kuş Gönderileri

Uçup Giden Bir Kuş kitaplarını, Uçup Giden Bir Kuş sözleri ve alıntılarını, Uçup Giden Bir Kuş yazarlarını, Uçup Giden Bir Kuş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Birisinin kuşu bir yerden uçarsa, o yerde artık zor ka­lır. Kendi evinde yabancı olur." Acaba benim de bir kuşum var mı? Kendi kuşum?
Bodrum katı seviyorum. Bazen oraya dönmek istiyo­ rum. Bazen şu yeryüzünde inilebilecek en derin yer orasıy­ mış gibi geliyor. Kendi içimde bir bodrum taşıdığımı anla­ yalı çok oldu. Başlangıç noktam olduğunu keşf e ttiğimden beri sürekli oraya dönüyorum. Şimdi kendi bodrumumda yürüme ve onun duvarlarına dokunma cesaretine sahibim. Hatta basık tavanına bir lamba asmayı da planladım. Bodrum kat artık beni korkutmuyor. Oraya gitmek istiyo­ rum. Ama bu kez korkmadan ve açık gözlerle.
Reklam
Benim de annem gibi sadece bir tane ışığım var. Kapanınca içim kapkaranlık olur. Küsünce bütün dünyaya küserim, herkesten çok da kendime.
İnsanın keyfi bozulunca geri toplaması çok zor oluyor.
Emir kaş göz işaretiyle bana bir şeyler söylemeye ça­ lışıyor. Ama ben işaretlerden anlamayacak kadar aptalım. Daha açık bir mesaj göndermek zoruna kalıyor.
Nereye gi­ dersem gideyim düşünmekten vazgeçemiyorum; annemin yatağının kılıfını değiştirirken, Şadi'yi okula götürüp geti­ rirken, hatta Hüseyni'nin kan tutmuş gözlerine bakarken bile. Emir bacak bacak üstüne atmış oturuyor, bazen bacak­ larının yerini değiştiriyor. Bacaklarla bir problemi yok, sus­ kunlukla var. Konuşmaya başlıyor. Laflarını dinleyecek bir kulak yok. Laflar havada şişerek odayı dolduruyor.
Reklam
Kelimeyi bir gömlekmiş gibi herkesin üstünde deniyorum. Gömleğin kime daha çok yakıştığını düşünüyorum. Birdenbire meraklanıyorum: "Ya kelime bana aitse?"
Her hasta için yapılması gereken, ama benim beceremediğim şey; moral vermek. Bu konuda başarısızım.
Baş başa kalışımız hiç de filmlerdekine benzemiyor. Ne bir ses var ne de bir müzik. Sokakta karşılaşmış bir kadın ve bir erkek gibiyiz, önce birbirimizi nereden tanıdığımızı hatırlamamız gerek. Ama bu noktada hafıza yeterli değil, başka bir şeye, muhtemelen aşkla ilgili bir şeye daha ihti­ yacımız var.
Mektupta yazdığına göre, insan, ancak gündelik yaşamından uzakla­ şınca gerçekte nelere sahip olduğunu anlıyormuş.
Reklam
Zihnimde her şey apaydın, gecenin sessizliğiyse derin ve asude. Gölgelerin birbiriyle bağı narin ve değişken, doğal bir kör­peliğe sahipler. Bazen onlardan bıkıyorum, sahiplerine geri vermek istiyorum ama bu artık olacak iş değil. Artık gerçek sahiplerini tanımıyorum.
Kendi ağlamamı duyuyorum, ağlamam anneminkine benziyor.
Sessizce, konuşmadan barışmak dünyanın en güzel barış­ ması.
Beni eski bir çarşafa sarıp dışarı çıktı, ben ise bir dünya korku ve ıstırapla kendi içime kapanıp kalakaldım.
Cuma, bayat ekmek alan, sepet satan eskicilerin sesi demek. Cuma, kamyonet hoparlöründen 'kesmece karpuz' diye bağıran satıcının sesi demek. Cuma, televizyonun yük­ sek sesi, Emir'in bitmek bilmez esnemeleri demek. Cuma, musluğun lastiğini değiştirmek, klozet sif o nunu tamir et­ mek; Cuma, kavgalarla dolu uzun akşamlar demek.
571 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.