Yaz sıcağında terlemeye de
Katlandım, hiç durmadım gölgede.
Kış soğuğunda bilmedim soğuk.
Evimde kalıp almadım soluk.
Aygır üstünde gezdim dolaştım.
Günün, tünün yurduna ulaştım.
Dr. Rıza Nur (5775. Bölüm)
Ey oğullarım! Ben çok yaşadım.
Bütün dünyayı dolaştı adım.
Çok vuruştum, çok gördüm, çok gezdim.
Ne kadar yav yad varsa hep ezdim.
Dr. Rıza Nur (5770. Bölüm)
İşimiz sade savaş değildi, yok.
Bilgi, biti, sanat yer alırdı çok.
Herat’ta, Hindistan’da, Kandahar’da,
Mısır’da, İstanbul’da ve Kaşgar’da
Medeniyet kurduk, diktik mengü taş.
Alıkoymazdı bundan bizi savaş.
Dr. Rıza Nur (165. Bölüm)
Alırdı ölkeler, şülen düzerdi.
Takukla süsler, otağın bezerdi.
Onlarla yerdim, bor, kımız içerdim.
Kağşar keyfimden kendimden geçerdim.
Dr. Rıza Nur (160. Bölüm)
Coşar sağu söyler, batur överdim.
Bârır, çârır, ağlar, bağır döverdim.
Durmaz yanık yanık kupuz çalardım.
Masallara, hülyalara dalardım.
Derken gün gelirdi, bir ulu kağan
Vurur vurur, tufan olur akan kan.
Dr. Rıza Nur (155. Bölüm)
Türk baturlar vuruşurken bakardım,
Erimiş od olur yava akardım.
Zaferlerinde beraber gülerdim.
Bozgunluklarda ağlar öç güderdim.
Şehitler için yoğlara giderdim;
Acı, sızı çeker, yürek diderdim.
Dr. Rıza Nur (150. Bölüm)
Fatih ile İstanbul’a uğradım.
Yavuz’la Mısır’ı, İran’ı doğradım.
Baburlarla Hint’i aldım bağladım.
Süyün Bige’yle Kazan’da ağladım.
Dr. Rıza Nur (145. Bölüm)
Firenkler kaçardı sanki serçeydi.
Hiç denemez kim işleri erceydi.
Alp Arslan’la gittim, Bizans’ı vurdum.
Küçük Asya’da Türkiye’yi kurdum.
Dr. Rıza Nur (140. Bölüm)