Mardik Efendi'nin çayı, kahvesi, nargilesi pek meşhurdur. Çok aziz dostumuz, Reşat Nuri Bey bile Kadıköy'de oturduğu zaman her sabah akşam buraya uğrar ve o kendine mahsus zarafetiyle çayını, nargilesini burada içerdi. Zaten Kadıköy'ün en meşhur simaları Mardik Efendi'nin müşterisidir.
Sayfa 22 - Bir Muharrir Yatağı: KadıköyKitabı okudu
Bazıları diyorlar ki lisanımız bir türlü düzelemiyor, daha nasıl düzelecek? İşte halk dilinde yıllarca "Cadı Bostanı" diye anılan koskoca yer aslına rücu edip Caddebostanı oldu. Darısı diğer yanlış telaffuzların başına!
Ta Kadıköy'den Maltepe'ye kadar şu bizim eski Cadı Bostanı'na herkes şimdi Caddebostanı diyor. Zaten oranın asıl ismi Cadde Bostanı iken eskiler buraya hep Cadı Bostanı derlerdi.
Açıkçası sıkılarak okudum. Daha evvel bir eserini daha okumuş ve “Ahmet Rasim” mukallidi demiştim. Fikrim değişmediği gibi bu kitapta yer alan anlatılarla yazara olan beğenim tamamen tükendi.
İstanbul’un- özellikle Kadıköyü ve Üsküdar- bundan 70 küsur yıl öncesinin sahil ve mesire yerlerinin ve buradaki kimi zevatın anlatıldığı yazıları okuyup bitirmek işkenceye dönüştü.
Eski İstanbullular nostaljiye kapılıp sever belki ama ne o kadar eskiyim ne de İstanbullu.
Kızıltoprak’ın, Feneryolu' nun, Göztepe'nin, Erenköy' ün cuma günleri bile ıssız birer köyden, farkı yok! Çünkü bohçasını, paketini yakalayan soluğu plajlarda alyor, Caddebostanı ile Suadiye kum gibi kaynıyor.