Ulus Olmanın Kutsal Temeli: Sivil Din Sözleri ve Alıntıları
Ulus Olmanın Kutsal Temeli: Sivil Din sözleri ve alıntılarını, Ulus Olmanın Kutsal Temeli: Sivil Din kitap alıntılarını, Ulus Olmanın Kutsal Temeli: Sivil Din en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bireylerin doyumsuz, tatmin edilemez arzularının sınırları bir kez kalkmaya görsün, onların kendilerini ve doğal olarak da toplumlarını acımasız bir şekilde tahrip ettiklerini görürüz."
Platon'a göre, örneğin, akıl, erosu doğrudan kontrol edebile cek güce sahip değildir. Bu nedenle Sokrates geleneksel dini süreçlere müracaat etmek zorundaydı. . . Toplumun geleceği için, örneğin, evlilikler olabildiğince kutsal hale getirilmeliydi. 'Bu evliliklerden en yararlı olanı da kutsal kabul edilmeliydi.' . . . Bu arada, her ne kadar evlilik ile kutsallık arasındaki ilişki pagan di ninin özünde mevcut idiyse de, toplumda kök salması istenen ritüeller, kurucu babalar tarafından icat edilmişti. Bu noktada Sokrates'in kutsal tanımı konumuz açısından önemlidir: " 'Kutsal' site (şehir/polis/toplum) için faydalı olandır, tanrıların olmasını istediği olan değil." Dolayısıyla kurucu babalar/yöneticiler/elite, yönetilenlerin/toplumun yararına olmak üzere yalana (Noble lie) ve kandırmacaya sıkça müracaat etmek zorunda kalabilirler.3 Bu ise kabul edilebilirdir.4 Zira insanların doğasında varolan kötüye meyletme dürtüsü ancak din gibi, yaptırım gücü son derece yük sek, bir kurum ile kontrol altına alınabilirdi.
"Asil yalan," Platon'un siyaset felsefesinin temel taşlarından biri olarak, bireyin toplum karşısında ikincil konumda olması gerektiğini savunan düşünürlerin bugün bile sıklıkla müracaat ettiği bir kavramdır. Bunun uygulamalarını, aşağıda da daha de taylı bir şekilde göreceğimiz gibi, batı dünyasında özellikle de konumuz olan Amerika Birleşik Devletleri özelinde, din-siyaset kültür ilişkisi tarzlarını incelerken göreceğiz.
Rousseau'da Din-Siyaset İlişkisi
Her ne kadar ana akım din sosyolojindeki kullanımı Amerikalı sosyolog Robert. N. Bellah'a atfedilse de, konuyla ilgili literatür, sivil din kavramının kaynağının, kadim Yunan ve Roma kültürle rinde aranması gerektiği konusundaki tezleri destekler nitelikte dir. Zira, din (religion, religio, relegere) kavramının Greko-Romen toplumda sahip olduğu anlam, kutsalın, birey tarafından içsel bir tecrübeyle hissedilmesi değil, bireyin, toplumun, üzerine bina edilmiş olduğu davranış örüntüleri, ritüeller, moral değerler ve yasalara saygı göstermesi gibi toplumsal hususları içerir. Bireyin deruni dünyasını ilgilendiren din ise kişinin kendi dinidir ve Sok rates örneğinde olduğu gibi,1 devletin siyasi dini ile çatışmadığı sürece toplumda varlığını sürdürebilir.
"Bireylerin doyumsuz, tatmin edilemez arzularının sınırları bir kez kalkmaya görsün, kendilerini ve toplumlarını acımasız bir şekilde nasıl tahrip ettiklerini göreceksiniz."
İnsan toplumlarının şekillenmeye başladığı ilk zamanlardan itibaren din, yalnızca norm ve moral değerlerin kaynağı olmakla kalmamış, aynı zamanda kolektif hayatın her tür yansımasına kaynaklık edegelmiştir.
"Sokrates'in kutsal tanımı
Konumuz açısından önemlidir:
'Kutsal'
site(şehir/polis/toplum) için
faydalı olandır,
Tanrıların olmasını istediği olan değil."
Rousseau tarafından kullanılan sivil din ifadesi, "Bir vatandaş olarak bireyin rolünü ve birey olarak mensubu bulunduğu toplumun zaman ve tarih içindeki yerini Nihai Varlığın ve anlam dünyasının şartlarıyla ilintilendiren inanç, ritüel ve semboller bütünü" olarrak tanımlanabilir.