Keşke kitapta yazılanlar hiç yaşanmamış olsaydı ve bu kitap yerine barış, huzur ve mutluluklarla dolu güller bahçesinden bahsedilen bir kitap yazılsaydı...
Kitap bittikten sonra erkek okuyucu mutlaka erkek zihniyetinin bu kadar zalim olduğundan dolayı erkekliğinden utanacaktır. Kadın okuyucu mutlaka başını biraz daha kaldırıp gururlanacaktır.
Kitaptaki kahramanları sevmeye yaptıklarını onaylamaya bilirsiniz ama anlatılan hayatın bir gerçeği ve tüm çıplaklığıyla yıllardır tüm kesimlerin içini kanatan gerçeği.
Kitap kadın ağırlıklı bir anlatı içeriyor. Toplumun kadına bakış açısını, kadının gerek aile içerisinde, sokakta, mahallede kısacası her yerde uğradığı hakaret, baskı, zulüm, taciz ve tecavüze çok güzel akıcı ve bir o kadar mide bulandırıcı bir şekilde değinmiştir. Evet belki biraz ağır oldu ama gerçekten bir çok yerde midem bulandı...
Arjîn yolun sonuna geldiğini anladı. Belki yaşama dair umudu kalmamıştı ama direnme savaşını kazanmıştı... İçerideki polislerden birinin alnına dayadığı namlu, düşmanın kırılan iradesinin ilanı, Arjîn'in ise kazandığı zaferin ispatıydı. O yüzden tetik çekilene kadar da yüzündeki huzur ifadesini hiç bozmadı Arjîn.