Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Umumi Türk Tarihi Hakkında Tespitler, Görüşler, Mülahazalar

İbrahim Kafesoğlu

Umumi Türk Tarihi Hakkında Tespitler, Görüşler, Mülahazalar Gönderileri

Umumi Türk Tarihi Hakkında Tespitler, Görüşler, Mülahazalar kitaplarını, Umumi Türk Tarihi Hakkında Tespitler, Görüşler, Mülahazalar sözleri ve alıntılarını, Umumi Türk Tarihi Hakkında Tespitler, Görüşler, Mülahazalar yazarlarını, Umumi Türk Tarihi Hakkında Tespitler, Görüşler, Mülahazalar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
448 syf.
·
Puan vermedi
#kitapyorumum #okudumbitti Umumi Türk Tarihi Hakkında Tespitler, Görüşler, Mülahazalar Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu ÖTÜKEN YAYINLARI (2024 - 18 - 5007) Ömrünün 40 yılından fazlasını Türk tarihine hasreden, Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu, Türk tarih ve kültürünün iyi anlaşılması için, araştırıcıların tarihimizi bir bütün olarak değerlendirmesini
Umumi Türk Tarihi Hakkında Tespitler, Görüşler, Mülahazalar
Umumi Türk Tarihi Hakkında Tespitler, Görüşler, Mülahazalarİbrahim Kafesoğlu · Ötüken · 032 okunma
Türklerin medeniyet sahasında, daha önceki devirlerde olduğu gibi İslâm kültürü muhitine girdikten sonra da kendilerini büyük bir varlık olarak gösterdikleri malûmdur. İslami bilgiler yanında tıp, heyet, matematik v.b. müsbet ilimlerde ünlü şahsiyetler yetiştiren Türkler, Arab ve İranlı şâir ve edipleri himaye etmek ve bizzat kendi aralarında kudretli edipler, şairler yetiştirmek suretile İslâm dünyasında edebiyatın gelişmesine de geniş ölçüde yardım ettikleri gibi, tarihçilik sahasında da mühim hizmetlerde bulunmuşlardır. Müslüman tarih yazarlarının meşhurlarından bir kısmının Türk asıllı olması bunun delilidir. Bu tarihçiler eserlerini umumiyetle türkçe degil, arabca yazmışlardır. Zira, bilindiği üzere, o zamanlar arabca tıpkı Ortaçağ Avrupasındaki lâtince gibi İslâm âleminde ilim dili kabul ediliyordu.
Sayfa 215 - Ötüken
Reklam
İstiklâlden mahrum kalınca "Bey olmağa lâyık oğlun kul, hâtûn olmağa lâyık kızın cariye” olduğundan yakınan Bilge Kağan Türk Devletinin devamlılığına inancını şu sözlerle ifade etmiştir: "Yukarıda gök çökmedikçe, aşağıda yer delinmedikçe Türk bodununun il'ini, tö resini kim bozabilir? Bu tarihî vesikalar, devlette gerçek istiklâl kavramına uygun olarak, bu düşüncenin, idarecisi ve halkı ile Türk topluluğunda ortak bir değer taşıdığını ortaya koymaktadır.
Sayfa 124 - Ötüken
....Buraya kadar söylediklerimiz Türk devletinin çok mühim bir özelliği olan toplayıcı, birleştirici ve bütünleştirici vasfını ortaya koyar ki, bu nokta cihan hâkimiyetine uzanan Türk fütuhat felsefesinin kaynaklarından biri olmuş görünmektedir...
Sayfa 136 - Ötüken
Gök (Kök)-Türkler, bilindiği üzere, Türk milletine ad veren bir Türk zümresi olarak tarihimizde şerefli bir mevkie sahiptir. Kendilerine ve devlet- lerine Türk (= güç-lü, kuvvet-li) diyen bu kütle milâddan önceki yüzyıllardan beri Asya'nın hâkimleri Hunlar soyundan olup, başbuğ Bumın'ın 552 senesinde Ötüken yaylasında (Baykal gölü'nün güneybatısında: 47. enlem, 101. boylam. Orhun ırmağının kaynak bölgesi) tahta çıkması ile yukarı Çinsınırlarından Karadeniz'e kadar uzanan sahada büyük bir hakanlık kurmuşlardı..
Sayfa 204 - Ötüken
"....Tanrı buyurduğu için milletimi gözünün görmediği, kulağının duymadığı, ileri gün doğusuna, geri gün batısına, beri gün ortasına, yukarı gece ortasına götürdüm. Altunun sarısını, gümüşün akını, ipeğin safını, atın aygırını, kakım'ın karasını, sincab'ın gökünü Türklerime kazandırdım." (Bilge Kağan.) Milletine o derece güveniyor ve ebedîliğine o ölçüde inanıyordu ki, Bilge Kağan şöyle diyordu: "Ey Türk! Üstte gök yıkılmaz, altta yer delinmezse senin devletini, töreni kim bozabilir?"
Sayfa 214 - Ötüken
Reklam
Eski Türklerde vatan, sadece menfaat sağlayan bir toprak parçası değil, terk ve ihmal edilmesi, yabancılar tarafından dokunulması caiz olmayan mukaddes bir varlık addediliyordu..
Sayfa 282 - Ötüken
Türklerin de, diğer kavimler gibi insan kurban ettiklerine dair çeşitli yabancı kaynaklarda görülen kayıtların gerçekle ilgileri olmadığı teker teker açıklanmıştır. Türkler, gittikleri yerlerde, kurban diye kesilen insanların hayatlarını korumak için çareler düşünmüşler, bazı ülkelerde bu adetin yasaklanmasını temine çalışmışlardır...
Sayfa 190 - Ötüken
..864 yılı Türk Bulgarların tarihinin en mühim dönüm noktası sayılabilir. O seneye kadar tek yaratıcı "Tengri" (Tanrı) inancında yaşayan Türk - Bulgarlar dillerinde ve umumi hayat tarzlarında kısmen Slavlaşma yoluna girmiş bulunduklarından, Ortodoks - Hristiyanlığı kabul etmekle milli kültürlerinden büsbütün ayrılarak yerlileşme sürecini tamamlamış, Türklüklerini kaybederek Slav - Bizans kültür çevresine girmiş oldular..
Sayfa 185 - Ötüken
...Bulgar Türklerin Hanı Kurum, ( 803-814 ) Balkanların müdafaasız kalışını kendi hesabına değerlendirerek, süratle, yol üzerinde önemli stratejik mevki olan Sardica ( Sofya ), kalesini düşürerek ( 8 Nisan 809 ), buradaki Bizans garnizonunu imha etmiş, karşı gelen diğer Bizans kuvvetlerini de bozguna uğrattıktan sonra, Ortadoğu - Bizans - Balkanlar - Orta Avrupa arasındaki askeri ve ticari başlıca güzergaha hakim olmuştu..
Sayfa 182 - Ötüken
98 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.