Çıkmaz bir yolda kendi üzerine düşeni yapamamışlığın verdiği huzursuzluğu yaşıyorsun, gözlerin kapalı, aklın bir körün rüyası kadar karanlık. Sana yakın gelenlerin çok uzağında, kendi benliğine tutunuyorsun. Kendinden düşmemek için Tanrı’ya yalvarıyorsun. Oysa öncesinde bir başkasını sırf sevmediğin için gözünü dahi kırpmadan öldürürken tanrı görünmez, ama şimdi pişmanlıktan beynin yandığı sırada tanrı seni kurtaracak öyle mi? Nasıl olacak anlatayım. Yalnızlığın kapalı kapılar ardında dünyaya boğun eğerken, seslerin çığlıkla tanışacak ve aniden susacaksın, "Bu dünya bu kadarmış..." diye geçireceksin içinden, için nesli tükenmiş bir ejderha gibi ölümü tadacak, soğuk ve yıldızlı bir gecede kendi hayatının hüzünlü sonunu bitireceksin. Peki ama ben kim miyim, benim adım Kafa Sesi. Başından beridir içine attığın sıkıntının ta kendisiyim.