Kafka'nın hiç tanışmadığı arkadaşları Marx ve Burroughs'un uyuşturucu/meta arasındaki gel gitleri ile dosyayı açıyoruz bu ay.. bir proleter olarak "yazar"ın kendi kıyametini nasıl gerçekleştirdiğini okurken, kendinizinkine de hazır olmaya bakın, çünkü çok yakın:
Tarihin yasakladığı ve çile dolu bir ömür bahşettiği iki kavmin, yahudilik ve eşcinselliğin sancağını taşıyan bir arkadaş, hoca, aynı zamanda yol arkadaşı olan Georg Mordechai Langer'ın Kafka üzerindeki etkilerini gözleyerek;
Yüzyılın mikro devrim mimarları Deleuze & Guattari'yi baştan çıkaracak olan Minör Edebiyat kuramının mimarı Walter Benjamin'in kıta sahanlığına dalan Kafka Efekt metniyle işlerin bizim için asla kolay olmayacağı gerçeğiyle tekrar yüzleşeceğiz.
Şakir Özüdoğru yine Temmuz-Ağustos sayımıza misafir olup, "piercing" alanındaki ustalığını konuşturacak ve emin olun bu sefer acı çekeceksiniz.
Devrimci Rus sanat okulu Wchutemas'ın teknik çizim müsvettelerinden, sergi broşürlerine ve mimari taslaklarına doğrudan dalarak; Stalin dönemine kadar sürecek Sovyet tarihinin en önemli çatı oluşumlarından biri ile karşılaşacaksınız.
Rahip, Sabbah makamından söyleyerek, insan avına çıkacak, mizantropinin İran baladını kendi Amerika'sının sıkıntılarıyla yorumlayacak ve her UP sayısında olduğu gibi huzurunuzu kaçıracak.
Kaan Çaydamlı bu neşriyatta yeni bir KTN ile bizleri, İstiklal'in herkesin yürüdüğü ama pek de bilmediği yollarında bekliyor.
Harun İnan, İsveç'te yaşadığı yoğun sendromun ardından notlarını "Sessizdi" şiiriyle aktarırken,
Rafet Arslan'ın uzun süredir gerçekleştirdiği Mad Max turu izlenimlerini "Tarihin arka sayfaları ya da balık pişirmek aceleye gelmez!" metninde okuyabileceğiz.
Alper Çeker yıllık iznini kullanmayı reddererek nerden aklına estiğini asla bilemeyeceğimiz ve şüphesiz hiçbir zaman açıklamayacağı cümleleriyle bu sayıda hepimizi "isyan"a davet ediyor.
"Kırıklar" ve "çatlaklar" arasında dolaşan Şenol Erdoğan, etimoloji cehennemine doğru giden yolda iblisin feneriyle yol göstermeye devam edecek.
Laibach, şaşalı bir Kuzey Kore turuna hazırlanıyormuş, şaşırdık mı, hayır!
Geçtiğimiz ay 85 yaşında tası tarağı toplayarak aramızdan ayrılan Ornette Coleman'ın, Jacques Derrida ile gerçekleştirdiği söyleşiyi okurken; müzikten, siyah hareketlerine, Amerikan gotiğine, Fransa'nın püfür püfür Jazz kokan bahçelerine uzanan güzel bir yolculuğa hazır olun.
Son olarak : Tipografi öldü, yaşasın tipografi!
Eylül'de ne olacağının garantisini veremeyiz elbet, kim bilir...
