Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm

Friedrich Engels

Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm Gönderileri

Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm kitaplarını, Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm sözleri ve alıntılarını, Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm yazarlarını, Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Metafizikçi için şeyler ve onların zihindeki yansıları olan kavramlar, biri diğerinin ardından ve her biri ayrı ayrı dikkate alınacak durağan, katı, her zaman tıpkı kalan, yalıtık irdeleme konularıdır. Metafizikçi orta terimler olmadan, yalnızca antitezler aracılığıyla düşünür.
Sayfa 59 - Sol Yayınları, 2008, 10.Baskı.Kitabı okudu
[Ütopistlerin görüşlerine göre] Sosyalizm mutlak doğruluk, mutlak us ve mutlak adaletin anlatımıdır ve kendi öz gücü aracıyla dünyayı fethetmesi için bulgulanması yeterlidir; mutlak doğruluk olarak, zamandan, uzaydan ve insan tarihinin gelişmesinden bağımsızdır; bulgulanmasının tarihi ve yeri, yalnızca raslantıya bağlıdır. Böyle olduğu için mutlak doğruluk, mutlak us ve mutlak adalet, her okul kurucuşu ile birlikte değişir ve her okul kurucusuna özgü mutlak doğruluk, mutlak us ve mutlak adalet türü, onun öznel anlama yetisine, yaşam koşullarına, bilgi ve düşüncesinin oluşma derecesine bağlı olduğundan, bu mutlak doğruluklar çatışmasının tek olanaklı çözümü, bunların birbirini yıpratmasıdır.
Sayfa 56 - Sol Yayınları, 2008, 10.Baskı.Kitabı okudu
Reklam
Robert Owen, aydınlanma çağı materyalist filozoflarının, insan öz yapısının bir yandan doğuştan örgenlenmesinin, öte yandan insanı yaşamı boyunca ama özellikle yetişme dönemi sırasında çevreleyen koşulların ürünü olduğu yolundaki öğretisini benimsemişti.
Sayfa 53 - Sol Yayınları, 2008, 10.Baskı.Kitabı okudu
Ekonomik durumun siyasal kurumların temeli olduğu fikri, her ne denli burada ancak tohum durumunda görünüyorsa da, insanların siyasal yönetiminden şeylerin yönetimine ve üretim işlemlerinin yönetimine geçiş, yani son zamanlarda üzerinde o denli gürültü yapılan devletin ortadan kalkması, Saint-Simon’da daha şimdiden açıkça dile getirilmiş bulunur.
Sayfa 50 - Sol Yayınları, 2008, 10.Baskı.Kitabı okudu
Peki, kim yönetecek ve egemen olacaktı? Saint-Simon'a göre dinsel görüşlerin, Reformdan bu yana bozulmuş birliğini yeniden kurmaya yönelik yeni bir dinsel bağın, zorunlu olarak mistik ve sıkı sıkıya hiyerarşik bir "yeni hıristiyanlık"ın birleştireceği bilim ve sanayi.
Sayfa 49 - Sol Yayınları, 2008, 10.Baskı.Kitabı okudu
Kapitalist üretimin olgunluktan uzaklığına, sınıfların durumunun olgunluktan uzaklığına, teorilerin olgunluktan uzaklığı yanıt verdi.
Sayfa 47 - Sol Yayınları, 2008, 10.Baskı.Kitabı okudu
Reklam
Aydınlanma çağı filozofları gibi [ilk ütopistler de], belirli bir sınıfı değil, ama tüm insanlığı kurtarmak isterler. Onlar gibi, usun ve ölümsüz adaletin krallığını kurmak isterler. Ama onların krallığı ile Aydınlanma çağı filozoflarının krallığı arasında bir uçurum var. Bu filozofların ilkelerine göre örgütlenmiş olan burjuva dünya da usdışı ve adaletsizdir ve bu nedenle mahkum edilmeli ve feodalizm ve daha önceki öteki toplumsal durumlarla aynı torba içine konmalıdır.
Sayfa 45 - Sol Yayınları, 2008, 10.Baskı.Kitabı okudu
Daha gelişmesinin ilk basamağında olan bir sınıfin (işçi sınıfının) bu devrimci ayaklanmasına karşılık düşen teorik belirtiler de vardı: 16. ve 17. yüzyıllarda, ülküsel (ideal) bir toplumun ütopik betimlemeleri; 18. yüzyılda da, daha o zamandan açıktan açığa komünist teoriler. Eşitlik istemi artık siyasal haklarla sınırlanmıyordu; eşitlik, bireylerin toplumsal durumunu da kapsamalıydı; ortadan kaldırılması gereken şey, artık yalnızca sınıf ayrıcalıkları değil, sınıf ayrılıklarının ta kendisiydi.
Sayfa 44 - Sol Yayınları, 2008, 10.Baskı.Kitabı okudu
18. yüzyılın büyük düşünürleri de, kendi çağlarının kendileri için saptadığı engelleri, öncellerinin hiçbirinden çok aşamazlardı.
Sayfa 43 - Sol Yayınları, 2008, 10.Baskı.Kitabı okudu
[Aydınlanma Çağı’nda] toplum ve devletin bütün eski biçimleri, bütün eski geleneksel fikirler, usdışı ilan edildi ve bir yana atıldı; dünya o zamana değin yalnızca önyargılarla yönetilmişti; geçmişe ilişkin olan her şey, ancak acıma ve küçümsemeye değerdi. Ensonu gün doğuyordu; bundan böyle boşinan, haksızlık, ayrıcalık ve baskı; sonsuz doğruluk, sonsuz adalet, doğa üzerine kurulu eşitlik ve insanın devredilmez hakları tarafindan silinip süpürülecekti. Bugün usun bu egemenliğinin, burjuvazinin ülküselleştirilmiş egemenliğinden başka bir sey olmadığını; ölümsüz adaletin, gerçekleşmesini burjuva adaletinde bulduğunu; eşitliğin, yasa önünde burjuva eşitliğine vardığını; insanın temel haklarından biri olarak burjuva mülkiyetin ilan edildiğini ve ussal devletin, Rousseau'nun toplum sözlesmesinin, dünyaya ancak bir burjuva demokratik cumhuriyet biçimi altında geldiğini ve ancak o biçimde gelebileceğini biliyoruz.
Sayfa 43 - Sol Yayınları, 2008, 10.Baskı.Kitabı okudu
881 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.