Öyle ağlasam, öyle ağlasam ki çocuklar
Size hiç gözyaşı kalmasa.
Öyle üşüsem, öyle üşüsem ki çocuklar
Size hiç soğuk kalmasa.
Öyle acılar çeksem ki çocuklar
Size hiç acı kalmasa.
Öyle ölsem, öyle ölsem ki çocuklar
Size hiç ölüm kalmasa.
Öyle gülseniz, öyle gülseniz ki çocuklar
Hiç gülmeyen kalmasa.
Öyle yaşasanız ki çocuklar
Hiç yaşamayan kalmasa..
"O kadar fakiriz ki ruhumuzun kaburgaları sayılıyor, zargana gibiyiz. Kıvrım kıvrım kıvrılıyoruz. Umut fakirin ekmeği diye bir söz var. Ne ekmeği? Umut fakirin su böreği, zeytinyağlı yaprak sarmasıdır, içli köftesidir! Bir kuru ekmeğe razı olmaktan bıkmadık mı? Ortada hiç sebep yokken kırıntı hacminde umutlar icat etmekten sıkılmadık mı? Benim ruhum aç arkadaş, ben umut ziyafeti istiyorum. Hatta umut fazlam olsun, başkalarına da servis edeyim istiyorum.."
"Kendimize aşık olup, birbirimizi yok etmekten korunalım." uyarısında bulunan yaşlı kahinin, " Ölüm önceden alınmış önlemdir, metamorfozdur. Ölümden çok daha kötü şeyler vardır." şeklinde yaptığı uyarı da dikkate alınmalı mi bizce?