Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Vahdettin'in yarım kalan Hatıraları

Vahdettin İftiralara Cevap Veriyor

Kolektif

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Vahdettin'in Hâtırâtından...
Benim nazarımda ve meşruiyet muvacehesinde hükümet-i Kemaliye veya Cumhuriyet yoktur. Belki Halife ve hakanına, din ve mukaddesatına karşı hıyanet etmiş bir Mustafa Kemal, bir gâsıb vardır.
Vahdettin'in kaleminden... (3.hatasına dikkat!)
Ben de insanım, lâ-yuhtîlik iddia edemem. Başlıca üç hatamı itiraf ederim: Birincisi: Rahmet olsun, biraderim Sultan Reşad'ı müteâkib makâm-ı saltanatı kabul etmekle hata ettim. İkincisi: Mütâreke kabinelerine, başta Ferid Paşa olduğu halde Tevfik Paşalar, İzzet Paşalar, Ali Rıza ve Salih Paşalar gibi milletin, devletin, kalbur üstünde görülen ricaline rabt-ı tâli' ederek aldandım. Doğrusu bunların memlekete hizmet edemeyeceklerine ve bana ihanette bulunacaklarına ihtimal veremedim. Üçüncüsü: Müessis-i devlet ve halis muhlis Türk olan Osmanoğullarını memleketten tehcir ettikten sonra Hilafeti ve bütün mukaddesatı yıkan (buradaki ifadenin üzeri karalanmış) Kemal'e milletin bey'at edeceğine asla inanmak istemedim.
Reklam
Muzafferiyet gibi mağlubiyet de her millete mukadderdir. Mağlubiyetten asla ümitsiz olmadım. Bir İlahî zaferi bekliyordum. Ancak hanedanımızın hem de Selanik'ten gelme (...) bir asi heyet tarafından ecdadımızın kanıyla yoğrulmuş olan topraklarımızdan tehcir edilmesi bende üzüntü ve hayret uyandırmıştır.
Hilafet, gerçekte saltanat demektir. Hilafet, yürütme ve yasama kuvveti başkanlığı demektir. Esasen Hilafette saltanat içkindir. Fakat saltanatta Hilafet olmayabilir. Nitekim her sultan Halife değildir.
Misak-ı Milli itilaf devletlerine karşı yayınladığımız hakkımız olan meşru topraklara dair asgari şarttır. Misak-ı halife ise Osmanlı'nın bıraktığı geniş topraklar üzerindeki hilafetten gelen manevi haklarıdır.
Cenab-ı Hakk'ın bir ismi de azizün züntikam'dır. Ne diyelim. Din ve devletine, vatan ve milletine hıyanet eden her kim ise Allah yed-i kudretiyle kahreylesin..
Reklam
Zira evvelce gaflet veya samimiyetle Anadolu'ya memur edilen Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkar çıkmaz seçtiği Kemali tavır ve hareketler yalnız sultana isyan (hurûc ale's-sultan) olarak kalmadı. Bugün dine isyan (hurûc ale'd-din) ve Allah'a isyan (hurûc alAllah) mahiyetini aldığından işbu fetvâya imza koyan ve Mekke-i Mükerreme'de rahmet-i Rahman'a kavuşarak Beytullah civarında medfun bulunan Dürri-zâde Şeyhülislâm Abdullah Efendi'nin bunda pek haklı olduğu ve rûh-ı Peygamberî'yi şad eylediği tahakkuk etmiştir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.