From the depths of dark solitude, From The eternal abode in my holiness, Hidden set apart in my stern counsels Reserv'd for the days of futurity, I have sought for a joy without pain, For a solid without fluctuation Why will you die O Eternals?
Why live in unquenchable burnings?
5. First I fought with the fire; consum'd Inwards, into a deep world within: A void immense, wild dark & deep, Where nothing was; Natures wide womb And self balanc'd stretch'd o'er the void I alone, even I! the winds merciless Bound; but condensing in torrents They fall & fall; strong I repell'd The vast waves, & arose on the waters A wide world of solid obstruction
İçinden, kapkaranlık yalnızlığımın derinliklerinin, içinden Çıkarak kutsallığımın ebedi makamının, Pinhan, amansız istişarelerimle bir kenara koyduğum, Istikbalin göstereceği günler için sakladığım, Düştüm ben ızdırapsız bir neşenin arayışına, Peşindeyim dalgalanıp durmayan bir berkliğin. Ey Ebediler neden, neden ölmek istersiniz ki? Neden yaşarsınız söndürülemez yangınlar içinde?
5. İlkin yangınlarla boğuştum; tükendim İçin için, deruni bir derin dünyanın içine doğru: Uçsuz bucaksız bir boşluk, vahşi, karanlık ve derin, Hiçbir şeyin olmadığı, olamadığı: Doğanın engin rahmindeydim Ve ahengimi bularak uzanıp yatmıştım boşluğun üzerine, Kendim tek başına, ben idim! Rüzgârları amansızca yakaladım bağladım; ama onlar derişerek sağanaklar halinde yağdılar yağdılar; kuvvetliydim, püskürttüm uçsuz bucaksız dalgaları ve yükseldi birden suların üzerinde katı engellerden mürekkep engin bir dünya.