Ama her şeyin bir sonu vardı. En büyük korkuların bile. Üstelik, bunlara karşı koyacak insanın elinden bir şey gelmezse, insan daha çok düşüncelerin mantığına sığınır.
Jurillos'ların korkunç bir kanunu vardır: Kabilelerinden bir kadına her kim hakaret ederse, güneş iki defa batmadan evvel muhakkak öldürülürdü.
Bu kanuna itaat ettiler.
Ah, gitaristlerin sesinde ormanların sıtmalı ateşi vardı o gece senor...
Garip bir çılgınlık nöbeti insanın gönlüne doluyor ve nabızları çatlıyacak gibi attırıyordu.
Fakat, bir rüyada bile odanın halısı üzerinde yatan ceset bırakılamaz değil mi? Bana onu geldiği yere geri götürmemiz lazım gibi geliyor. Yani Fairfield mezarlığına.
Koltukta oturuyor ve onu bekliyordum. Louise'in mezarından çıkmasını ve apartmanıma gelmesini bekliyordum. Bunun imkansız bir şey olduğunu biliyordum. Yine de, rüyalarda imkansız şeyler kabul edildiğinden, onu bekliyordum.