Vatan Yahut Silivri
Müyesser YıldızSözler ve Alıntılar
- Yaşamak için yemek lazım olduğu kadar, düşünmek için de okumak lazımdır. Okumayanlar düşünemezler. Yalnız zihinlerindeki basmakalıp fikirleri tekrar ederler.
Sayfa 191 - Ziya Gökalp
11 Temmuz 1922
“Kuşku yok ki, Türk hükümeti, Türk halkı ile Birleşik Devletler ve Amerikalılar arasında daha dostça bir duygu yaratılamamış olmasının başlıca ve en büyük nedeni, Amerikan misyonerleri olmuştur ve olmaktadır. Misyonerlere karşı oluşlarının nedeni dinsel değildir, siyasaldır. Türk halkı, misyonerlerin sadece dinsel alanda çalışmadıklarını, siyasal eylemlere de giriştiklerini sezmektedir. Bunda da pek haksız değildir.”
Sayfa 41 - ABD’nin Ankara’ya gönderdiği temsilci Robert Imbei’nin Washington’a yazdığı raporu. Onlar aslında neden sevilmediklerinin farkındalar, bunu 90 yıl önce görüp anlamışlar.
Teğmen Mehmet Ali Çelebi başta olmak üzere yıllarca hapiste tutulan çok sayıda askerin, tutuksuz yargılanmalarına karar verilmesinden sonra görevlerine dönüp, terörle mücadele için Doğu ve Güneydoğuya gitmesini düşünün… Ya da tersinden bakalım; dağda teröristle mücadele ederken tutuklama kararı çıkarılan, kendi ayağıyla gelen onlarca askerin tutuklanıp, cezaevine konması!
Sayfa 72
Askerleri tarafından suikaste maruz kalacağı öne sürülen dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, bu iddia yüzünden intihar eden yarbay Ali Tatar’ın cenaze törenine katılır. Emekli olduktan sonra da diğer “suikastçilerinin” duruşmasında hazır bulunup onlara moral verir.
Sayfa 68
- Adalet topaldır, ağır ağır yürür, fakat gideceği yere er-geç varır.
Mirabeau
Cezaevinde meçhul ölümler… Tek başına kalan SESAR Başkanı İsmail Yıldız’ın peçeteden yaptığı telefonlarla konuşmaya başlaması… Geceleri yırtan çığlıklar… Kanser olanlar…
Ergenekon tutuklularının ikinci bir tutuklu dışında insan yüzü görmesine izin verilmemesi; fiili veya resmî tecrit uygulamaları…
Spor sahasının kenarında betonda filizlenen çiçeği koparıp hücresine götürene iki ay görüş yasağı cezası verilmesi…
“Sular hiç kesilmiyor ve tertemiz” denilen yerde günde 15 saat su verilmiyor olması, su akış saatlerine ilişkin çizelgenin resmen tebliğ edilmesi; o sözün söylendiği gün tam 24 saat su kesilmesi, sonrasında günlerce çamurlu su akması…
Yemekleri infaz koruma memurlarının da yiyememesi, hepsinin mide rahatsızlığından yakınması…
Ve daha niceleri…
Sayfa 156 - “ Silivri’de Ergenekon işkencesi “
Söyleyecek o kadar çok şey var ki! Okullar sadece diploma vermek için açık. Ne dünün tarihini öğrettiler, ne de bugünü anlayacak bir eğitim verdiler. Her şey cep telefonu, bilgisayar, televizyon, çılgın tüketim… Bakan, ama görmeyen bir millet yaratılmak isteniyor. Ülkeyi yönetenler de sanki marifetmiş gibi en çok, “Balık hafızalı… Hafızayı beşer, nisyan ile maluldür” sözlerini kullanıyor.
Sayfa 184