İşte bak, günden güne bütün dünyayı sarıyor yangın: Köleler kaldırıyorlar başlarını, ezilenler uyanıyor, silaha davranıyor. Eninde sonunda bozuk düzen, bu boktan hayat, tepeden tırnağa değişecek, haksızlıklar son bulacak, yeni bir dünya kurulacak. Ama önce sonuna kadar kararlı, birbirlerine et tırnak gibi bağlı bir sınıf gerekiyor bize, süt kuzuları değil. Evet, yiğit ve kararlı insanlar gerekiyor. Öyle ki savaşmanın boyunlara borç olduğu saatte, 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın' demesin, hamamböcekleri gibi ilk görecekleri deliğe girip kavgadan kaçmasın, olanca gücüyle vursun, vurunca da devirmesini iyi bilsin, gözünü daldan budaktan esirgemesin. Evet böylesine çelikten bir sınıf yaratacağız, su vereceğiz çeliğe!
Sen Pavel'ciğim, sınıf mücadelesinde, işçi sınıfının safları arasında yer alabilir, işçilerle omuz omuza bütün ezilenlerin kurtuluşu için dövüşebilirsin.
En değerli şey hayattır insan için. Bir kere verilir insana hayat... Ve insan, hiçbir utanç ve tesadüfe yer bırakmayacak, sinsilik ve pislik dolu bir geçmişten dolayı yüzü kızarmayacak ve ölürken de olanca gücünü dünyanın en asil amacına, insanlığın kurtuluş mücadelesine hasrettiğini söyleyebilecek şekilde yaşamak zorundadır. Evet, yaşamak gerekiyordu, beklemeden, bir an önce yaşamak... Saçma sapan bir hastalık ya da densiz ve feci bir tesadüf ansızın kırıp söndürebilirdi hayatı...