Bununla birlikte bazen biriyle geçirdiğiniz her dakikayı hatırlamak isterdiniz. Sıradan her anı hatırlamak isterdiniz. Onları daha doğru düzgün yaşamış olmayı ve sıradanlıklarına rağmen değil ama sıradanlıklara uğruna daha kalıcı bir şekilde kendinizi onlarla damgalamış olmayı dilerdiniz. Çünkü hikayenin bitmesine hazır hissetmezdiniz. Fakat bunu ancak çok geç olduğunda fark ederdiniz.
'Saygınlık fazla abartılmış. İnsanlar o olmadan da yaşayabilir. Fakat insanlar gülmeden yaşayamaz. Saygınlığı memnuniyetle kahkahayla takas ederim, çünkü saygınlık ucuzdur, oysa gülmek her şeye değer.'
Uzuvlarını kaybeden insanların bedenleri onun gittiğini unutmuşcasına kaşınan ve acıyı hisseden bir 〝hayalet uzuvlarının〞 olduğunu duymuştum.
Benim hayalet bir üçlü grubum vardı.
.
Karakterlerimin içini dışını ve hikayelerinin nasıl biteceğini bilene kadar asla yazmaya başlamam. Gözünüzü her zaman hikayenin risklerinde tuttuğunuzdan emin olun.
.
.
.
.
Bence eğer dünya'daki son gününüz için yapacağınız şey sizin için oldukça normal bir gün gibi görünmüyorsa, muhtemelen hayatınızı yeniden gözden geçirmeniz gerekiyor.
.
.
.
.
Çoğu zaman sevdiğiniz insanları, sizi boğulmaktan kurtardıkları ya da yanan bir evden çekip çıkardıkları için elinizde tutamazsınız. Çoğunlukla onları kalbinizde tutarsınız çünkü onlar sizi milyonlarca sessiz ve mükemmel şekilde yalnız kalmaktan kurtarır.
.
.
.
"Bir fen öğretmenim bir defasında bize, "Hangisi daha ağırdır ? diye sormuştu. Bir kilo pamuk mu yoksa bir kilo kurşun mu ?" Herkes kurşun demişti. Halbuki en yakın arkadaşın tabutunun birkaç yüz kilosunun ağırlığı, birkaç yüz kiloluk kurşun veya pamukla eşit çekmezdi. Bunun ağırlığı çok daha fazlaydı."