Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Velileri Sevmede Ölçü

Dilaver Selvi

En Eski Velileri Sevmede Ölçü Gönderileri

En Eski Velileri Sevmede Ölçü kitaplarını, en eski Velileri Sevmede Ölçü sözleri ve alıntılarını, en eski Velileri Sevmede Ölçü yazarlarını, en eski Velileri Sevmede Ölçü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Akıllıyım diyen nice kimseler, Yüce Allah'ı tanımadan ölüp gitmişlerdir. Dünyadaki keskin zekaları, ahirette kendilerine bir fayda vermemiştir.
Seven kimse sadık, sevgisi de samimi olursa, bu sevgi, sevgiliye ait her şeye sirayet eder.
Sayfa 53 - İmam GazaliKitabı okudu
Reklam
Kendilerine Cenâb-ı Hakk'tan Kurân gibi bir manevî hayatı getiren Cebrail'i (a.s) ve o hayat suyunu kullara takdim eden Hz. Muhammed'i (s.a.v) inkara giderek kalbi ölü, aklı sarhoş, idrâki nurdan yoksun, basîretinin ferâseti sönmüş bir durumda kalan şu insanoğlu, acaba neyi bekliyor; hayatlarına ve hesaplarına son verecek Azrâil'i mi?
Acaba niçin Allah dostlarıyla uğraşılır? Bir müminin aşık olduğu ve kendisinden gece gündüz feyiz aldığı bir Allah dostuna, öbür mümin niçin düşman kesiliyor? Bunu ilim mi gerektiriyor? Hayır, müslümanım diyen bir kimse, dini ayakta tutan, takva yolunda başı çeken ve müslümanların göz aydınlığı olan bir insanla uğraşmaz. Salih insanlarla uğraşmak büyük bir imtihandır. Herkes bu imtihanda kendini görür, nefsini tanır, içini dışa yansıtır.
Mevlânâ Celâleddin er-Rûmî (k.s) (672/1273), Mesnevî'sinde insanlardaki farklı yaratılış ve yönelişlerin nasıl sonuç verdiğini şöyle ifade eder: "Herkesin hareketi, bulunduğu durağa (sahip olduğu makama ve içinde olduğu hâle) uygundur. Herkes herşeyi kendi tabiat ve anlayışı çerçevesinde görür.
Aşırı muhabbet gözü kör, kulağı sağır eder. Cehalet insana en kötü cinayetleri işletir. İnsan, bilmediğinin cahili, cahili olduğu şeyin gafili, gafili olduğu şeyin ekseriyetle münkiri olur. Münkir tövbe etmezse ilâhî marifetten ve rahmetten mahrum kalır. Bir şeyi inkar edenin cezası, o şeyi elde etmekten mahrum olmaktır. Yüce Allah'ı inkar eden, O'nun sevgi, rahmet ve cennetinden mahrum olur. Velayeti inkar eden, velilikten mahrum olur.
Reklam
"Onları hidayet yoluna çağıracak olsanız, işitmezler. Onların sana baktıklarını görürsün, halbuki onlar (basîretleri kör olduğu için senin gerçek yüzünü) göremezler." Resûlullah'ı (a.s) bizzat gördüğü halde onun hakikatini ve Cenab-ı Hakk'ın onunla kainata yaydığı nuru göremeyen insanlar çoktur. Bu kimseler, manevi körlük içindedirler. Onun için yerde ve gökte her gün yüz yüze geldikleri binlerce ilâhî ayeti ve alameti de göremiyor, fark edemiyor, manalarını çözemiyor, taşıdığı sırrı, verdiği mesajı anlayamıyorlar. Cenab-ı Hakk, ekseriyetin içine düştüğü bu manevî kalp hastalığına şöyle dikkat çekiyor: "Göklerde ve yerde onların (hergün yanından) uğrayıp geçtiği (kudretimizi gösteren) nice ayetler var. Fakat onlar, (gaflet içinde bakıp hiçbir şey anlamadan) yüz çevirip gidiyorlar. İnsanoğlundaki bu gafletin ve manevî körlüğün tedavisi ekseriyetle ahirete kalmıştır. Arâf 7/198. Yusuf 12/105.
Bazı kimseler Allah dostlarina şüphe içinde bakar; kendileriyle hiç ilgilenmez; ancak haklarında iyi veya kötü bir şey de söylemez, sukût eder. Bazıları onları hiç tanımadan haklarında cehaletle hüküm verir; yanlış söyler, yanılır, yanıltır, zarar eder. Bazıları, onları inkar eder, kendilerine eli ve diliyle eziyet verir. Bununla yetinmez ona muhabbet edenlerin yoluna çıkar, kalbini şüpheye düşürür, gönüllerini çelmeye çalışır. Bu kimse kendi hesabınca yaptığını hak zanneder, haklılığını ispat için nefsine hoş gelen bir sürü delilleri ileri sürer. Vardığı sonucun dinde şüphe ve fitne olduğunu görmez. *Bu kimse, kendisine: "Niçin böyle yapıyorsun, insanları hidayete sevk eden Allah dostlarını neden karalıyorsun?" diye soranlara, müşrik ve münkirlerin peygamberlere söyledikleri şu sözleri söylemeye başlar:
O da bizim gibi bir insan! Bizi o mu hidayete ulaştıracak?" "O aklını yitirmiş, ne dediğini bilmiyor! Ona gelen feyiz ve rahmet, bize de gelse ya! Hem ne farkımız var ki!" "O bu sayede baş olmak, şöhret bulmak istiyor! Derdi dünyadır; sakının!" "Biz, bu zamana kadar böyle şeyler görmedik! Alıştığımız hayatın şeklini ve akışını mı değiştireceğiz, olmaz öyle!" "Onun bizden üstün bir yanı yok ki! Hem biz mal, ilim ve makam olarak ondan daha üstünüz. Aslında itibar ve yöneliş bize olmalı!" "Bizim aklımız bize yeter, başkasına ne hâcet!"
*Münkirler ve *gafiller Allah dostlarını kendi bilgi ve değer anlayışlarına göre değerlendiriyorlar. Takvaya taklit, tavazuya zillet, tefekküre hayal, göz yaşına heyecan, Allah yolundaki cihada mâcera diyorlar.
Reklam
Bu kimseler işin gerçeğini bilemiyorlar, bilmediklerini de fark edemiyorlar. Keşke Allah dostlarını anlatan şu hadislerdeki manaya biraz kulak verebilselerdi: "Allahu Teala kendisini zikredenlerle meleklerinin yanında övünür. "Allahu Teala buyurur ki: Kim benim veli kullarımdan birisine düşmanlık ederse, ben ona harp açarım, dostumu üzen kimseden intikamını ben alırim. Dostum benden bir şey isterse isteklerini kabul ederim. Bana sığınırsa kendisini özel korumaya alırim"
arifibillah Ali b. Vefâ (k.s) demiştir ki: "Sen mürşidine baktığında onu nasıl görürsen, işte senin sıfatın odur. Mürşidin gerçek sûret ve hâlini ancak onun makamına yaklaşan veya ondan üstün olan kimse görüp tanıyabilir. Bir defasında Beyazid el-Bistâmî'ye (k.s) müridlerinden birisi: -Efendim, bu gece rüyamda sizi domuz sûretinde gördüm! dedi. O da: -Evet evlâdım, doğru görmüşsün. Ben bir aynayım, sen bana baktın kendini gördün, ama durumu bilemedin, kendi suretini ben zannettin.
Müfessir Elmalılı Hamdi Yazır (rah.) şöyle özetliyor: "Allah'ın sevdiği kulları sevmek ve onlara uy- mak, şirk ve günah değil, ilâhî emirdir ve bu, Allah sevgisine delildir. Fakat bu sevgi, hiçbir zaman Allah sevgisi gibi olmamalıdır. Hristiyanlar'ın Hz. İsa hakkında yaptıkları gibi, onları mabud derecesine çıkaracak bir ibadet şeklini almamalıdır. Bunun en güzel şeklini kelime-i şehadette buluruz. Bir müslüman: 'Ben şehadet ederim ki Hz. Muhammed (s.a.v) O'nun kulu ve Rasûlüdür.' derken; Allah'dan başka bütün mabudların hepsini reddedip atar; bu temiz kalp ile Hz. Muhammed'in Allahu Teala'ya kulluğunu ve O'ndan gelen bir peygamber olduğunu tasdik eder. Sonra onu da Allah (c.c) için sever. İman bu sevgi ile tamam olur.
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.