Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Venedik ve Bab-ı Ali

Lucette Valensi

En Yeni Venedik ve Bab-ı Ali Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Venedik ve Bab-ı Ali sözleri ve alıntılarını, en yeni Venedik ve Bab-ı Ali kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı yönetimi despotiktir, çünkü Büyük Türk o ka­dar. ülkesinde her şeyin hakimi ki orada yaşayanlar uyruk­ları değil köleleridir ; kimse ne kendinin ne oturduğu evin. ne ektiği toprağın sahihidir. II. Mehmet'in İstanbul'da seçip ayrıcalık tanıdığı bir kaç ev bunun dışında tutulabilir; yaşa­mından, durumundan Büyük Hükümdar'ın lütfu dışında emin olacak tek bir devlet büyüğüne rastlanamaz. Bu denli salt iktidarı iki yolla elde tutuyor: Tebaayı silahsız tutarak ve ülkede her şeyi, çocukken vilayetlerde vergi yoluyla devşirilmiş dönmelerin ellerine teslim ederek.
Ordu olmadan hükümdar otoritesi olmaz; zenginlik olmadan ordu olmaz; insan olmadan zenginlik olmaz; adalet olmadan hükümdara bağlılık olmaz; uyum olmayan dünyada adalet olmaz; yasa olmadan devlet ol­maz; hükümdar otoritesi olmadan yasanın gücü ol­maz.
Reklam
İstanbul'da herkese hatır gönül dağıtmak gerek. Kendilerini kişiden sayan, Osmanlı donanmasında kullanılmak üze­re Girit ve öbür adalardan toplanmış meyhane türedilerine bile. Çünkü Sultan'ın keyfince dönen talih çarkının kimi in­dirip kimi yükselteceği belli değil.
Venedikli elçiler ister Divan toplantılarını, ister sarayın alışılmış teşrifatçılığını, bir büyükelçinin görkemli kabul törenini. saray kurumunu anlatsınlar, hep aynı mantığı işler görüyorlar: Sultanın şanı uğruna, bütün insan enerjisini ku­sursuz bir düzenleme ilc bütünüyle harekete geçirmek.
Bütün hükümdarların, özellikle sınır komşusu Hıris­tiyan hükümdarların korkulu rüyası" olduğunu söyleyebi­leceğimiz bu imparatorluk, ne sırf sayı çokluğuna, ne de kaba kuvvete dayanır. Bir siyasi düzen üstüne kurul­muştur. Yenedikli gözlemcileri büyüleyen asıl nokta bu:
Venedik elçileri devletin soylular sınıfından seçilirler­di. Bu nedenle üç alanın birleştiği kavşakta yer alırlardı. Bu üç alan: Hümanizma, siyasal eylem ve deneyci göz­lemcilikti. Meydan adamı olarak Osmanlı İmparatorlu­ğu'nda uzun kalırlar, imparatorluğun İşleyiş mekanizma­larını sabırla incelerlerdi. Eylem adamı olarak görevleri ince bir dikkatle sistemin merkezinin nasıl ݧlediğini izle­mekti.