Hırsın ağırlığının göğsünden kalktığı, kendisinin hayvanlar arasında bir hayvan, topraktan çıkıp yine toprağa dönecek mucizevi ve manasız bir yaşam formu olduğunu anladığı yegane zamanlarmış bunlar.
“Sözcüklerin dayanak olmasını, sonra bütün dayanıklılıklarının üstlerinden çekilip alınmasını, hem de bunun sadece yorumla, sadece dille, dille ve daha çok dille sağlanmasını çok seviyordu.”
Sanki ikimiz de bir labirentin içinde farklı dönemeçleri seçip durmuş, sonra da öyle bir niyetimiz yokken, krallığın karşı uçlarında bulmuştuk kendimizi.