Çırpınırdı Karadeniz..
:
Öktem, gönlünü Elif'e kaptırmış ancak daha sonra ailenin istememesi ile olumsuzlukla sonuçlanmıştır. Gaziantep'e tayıni çıkan arkadaşımız aklında, yüreğinde Elif olsa da kendine bir şans (!) vererek yoluna devam etmektedir. Oturduğu binada üst komşusu Nevruz ile yeni bir ilişkiye yelken açar. Bu ilişkide de evlilik teklifinin olumsuzluğu ile bundan da kendine bir murat alamayan kahramanımız olan Öktem perişan olur.
Bu bunalım esnasında Öktem içine kapanır, kendi dünyasına karışır. içine erer. Bu zaman dilimde Öktem kendi ile hesaplaşmanın nezdine sık sık rüyalar görmeye başlar.
Rüyasında Karadeniz onu çağırmaktadır. Bu rüyalarını çevresinde bir büyüğüne anlatır. Trabzon'a gitmesini salık verir.
Trabzon'a giden Öktem, rüyasında gördüğü gümüşçüye gidip firuze taşından tesbih ya da yüzük var mı diye sorar. Aynı soruyu dükkanda Şevval adında bir kadın da sormuştur. Olaylar bundan sonra dev soru işaretleri ile devam eder.
Neden Karadeniz'e gelmiştir?
Şevval adlı kadının da aynı soruyu sorması neye işaret ediyordur?
Olaylar nasıl seyredecektir?
Bir çırpıda okuyabileceğiniz başarılı bir kitap.
Sevdiğiniz ve aileniz arasında kalsaydınız neler yaşardınız, neler olurdu? Kafanızda bunun kısa bir simülasyonunu yaşayın hadi. Olasılıklar, olanaklar vs..
Kahramanı anlamak adına böyle bir düşünme egzersizinin güzel olacağını düşünüyorum.