Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Waterloo 1815

Geoffrey Wootten

Waterloo 1815 Sözleri ve Alıntıları

Waterloo 1815 sözleri ve alıntılarını, Waterloo 1815 kitap alıntılarını, Waterloo 1815 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Napolyon'un Dönüşüne Tepkiler
Fransa'da büyümekte olan coşkun halk desteğine rağmen Napolyon emniyette değildi. Savaşın yakın tarihli korkunç hatıraları henüz unutulmamıştı. Evlatları ellerinden alınmış anneler hâlâ kayıplarına ağlıyor, genç kadınlar eşlerinin yasını tutuyordu. Viyana'da müttefikler tetikte beklediğinden, Temsilciler Meclisi de ihtiyatlı ve kararsızdı. Fransa'nın Bourbon yanlısı bölgelerindeki homurtular Mart ayında Vendée'de bir isyana dönüştü ve bu isyan Haziran'a kadar bastırılamadı. Napolyon'un önceki yılların mutlak egemenliği ve otoritesine sahip olmadığı açıktı. Fransa'ya dönüşünden beri yükselen ivmeyi kaybetmek istemiyorsa kısa süre içinde bir şeyler yapmalıydı.
Sayfa 10 - Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
Elba'ya ayak bastığında daha da umutsuzluğa boğulmuş olmalıydı. Fransız hükümeti yılda iki milyon frank gelir vaadinden caymış; ilk eşi İmparatoriçe Josephine difteriye kapılarak Paris'te zamansız bir ölüme kurban gitmişti. Daha kötüsü de gelmek üzereydi: Bir o kadar sevdiği ikinci eşi Marie Louise Avusturya içlerine kaçırılmış ve duyarlı, aşırı hassas tabiatı yaveri General Kont Neipperg'in yaptığı kurlara yenik düşmüştü. Ayrıca Napolyon'un Roma kralı olan oğlunu görmesine de izin vermiyordu. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, eskiden Napolyon'un emrindeki pek çok mareşal onun düşüşüne sebep olan düşmanlarını imparatorun onlara bizzat bahşettiği mal-mülk ve meratiple yedirip içiriyorlardı. Hatta Josephine utanmadan Paris'te Çar Aleksandr'ı ağırlamıştı.
Sayfa 9 - Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
Reklam
18 HAZİRAN, WATERLOO MUHAREBESİ
16:00: IV. Prusya Kolordu'sunun öncü kolları Paris korusundan çıkıp gelir; Lobau Prusyalı ilerleyişini kontrol altına alır; Fransız süvarileri kitleler halinde müttefik merkezinin sağ tarafına taarruz eder. 17:00: Fransız süvarilerinin geri kalanı da meşguldür; II. Prusya Kolordu'su, IV. Kolordu'nun soluna intikal eder. 17:30:
Sayfa 14 - Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
Eski Dostun Dönüşü
Fransa'daki çalkantılar, Napolyon'un önünde ufak bir fırsat penceresinin açılmakta olduğuna işaretti. Belirleyici bir eylemin Fransız ulusunu yeniden birleştirerek milli gurur ile şan ve şerefi onarma ihtimali vardı. Napolyon o her zamanki fırsatçılığıyla, Elba valisi İtalya'dayken, 1 Mart 1815'te Güney Fransa'ya ayak basarak tarihin belki de en meşhur yüz gününü başlattı.
Sayfa 10 - Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
Prusya İkmal Hattı
Prusyalılar Wavre, Charleroi, Dinant ve Liége/Maastricht arasında uzanan geniş araziye dört kolordu halinde yayılmıştı. Wellington'ınkilerin neredeyse tam aksi yöndeki ikmal hatları Liége üzerinden Ren'e kadar uzanıyordu. Şayet Napolyon orduların biri veya her ikisini ikmal hatları boyunca geri püskürtebilirse, iki orduyu birbirinden ayırma şansına sahip olacaktı ki, teke tek kaldıklarında muhtemelen her ikisini de alt ederdi. Rakiplerini hazırlıksız yakalamanın da avantajıyla, saflarını sıklaştırmakta olan düşmanlarından en az birini yakalayabilir ve böylece Brüksel yolunu açabilirdi.
Sayfa 34 - Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
Elba'dan neredeyse sıfır noktasında yola çıkan Napolyon, kulağa inanılmaz gelse de, birkaç aylık süre zarfında 128.000 vasıflı askeri harbe sürebilmişti. Elzem teçhizatı ya uydurulmuş ya da eldeki malzeme kırpılarak oluşturulmuş Kuzey Ordusu'nun başına geçen Korsikalı, daha dün tahttan uzaklaştırılmasında direten müttefikleri dize getirmek üzere 15 Haziran sabahı Belçika sınırını geçti. Prusyalıları yine çabucak halledeceğinden ve bütü dünyaya Wellington'ın şöhretinin ne kadar abartılı olduğunu ispatlayacağından emindi. Wellington ve Blücher'i biraz olsun daha iyi anlamış olsaydı muhtemelen kendine bu kadar güvenmezdi.
Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
Reklam
WAHLSTADT PRENSİ GEBHARD VON BLUCHER
Dönemin pek çok profesyonel aristokrat askerinde görüldüğü gibi Blücher de hem Prusyalılar adına hem de (Yedi Yıl Savaşları'nda) Prusyalılara karşı savaşmıştı. Kumar, zamparalık ve içki tutkuları nedeniyle askeri kariyeri pek de parlayamamış; Büyük Frederik ile düştüğü bir anlaşmazlık sonucu Silezya'da on altı yıllık bir “emeklilik” hayatı yaşadıktan sonra, ancak III. Frederik Wilhelm'in Prusya tahtına çıkmasıyla orduya geri dönebilmişti. 1806'da korgeneral rütbesine terfi etmişti ki, Jena ve Auerstadt Muharebelerinden sonra esir alındı. 1815'e kadar bu yenilgilerin intikamını almaya çalışan Blücher, 1813 seferleri esnasında Silezya'da bazı başarılar kazanabilmişti. Esir alınması, Napolyon'ı duyduğu kişisel nefreti körüklemişti, hatta 1815 seferine katılmasının ardındaki önemli amillerden biri, büyük bir vatanseverlik ve kuvvetlerine duyduğu büyük bir sevginin yanı sıra Napolyon'u yakalayıp asma arzusuydu. Blücher'in iki temel vasfı olan şeref ve sadakat olmasaydı, Wellington Waterloo Muharebesi'ni kaybederdi; zira İngiliz düşmanı Gneisenau'nun yaptıkları Wellington'ı tek başın kurtarmaya muhtemelen yetmeyecekti.
Sayfa 22 - Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
AKILSIZ BAŞIN CEZASINI AYAKLAR ÇEKER
Napolyon'un kurmaylarını seçtiği birkaç saatlik sürenin, seferin daha sonraki sonuçları üzerinde, 220.000 kişilik müttefik kuvvetlerinin 15-18 Haziran tarihleri arasında ortaya koyduğu çabaların toplamı kadar etkili bir rol oynadığı söylenebilir.
Sayfa 18 - Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
Fransız devrim orduları, zaman içinde bilene bilene ilk günlerdeki coşkularından tek bir adamın, yani Napolyon Bonapart'ın elinde sıkı sıkıya tuttuğu müthiş bir silaha dönüşmüştü. Napolyon bu silahı gerek şahsi ve milli davalar uğruna, gerekse Fransa ve cumhuriyetin şanı, şerefi yoluna kullanmaktan hiç geri durmamıştı. Fakat Napolyon'un Tilsit'te zirve yapmış görünen yenilmezlik efsanesi, 1814 itibariyle yerle bir olmuş haldeydi. Başka ülkeler Napolyon'un teşkilat yöntem ve taktiklerini kopya ederek özgüven kazanmış ve nihayet Rusya Seferi, sonuna kadar dayatmanın neticesinin ne olabileceğini imparatora toplam 400.000 askere mal olacak şekilde göstermişti. Rusya'daki korkunç felaketten iki sene sonra Fransa, kazanması muhtemel olmayan mücadelelerle iliğini kemiğini kurutmuş durumdaydı. Uzun uğraşların ardından ucu ucuna kurulabilen bir ittifakla, Avusturya, Rusya, Prusya ve diğer devletlerin karşı konulmaz kuvvetleri, nihayet Fransa'nın tam kalbine yüklenmeye başlamıştı. Fransa'nın Bavyera ve Saksonya gibi müttefikleriyse ya ittifaktan çekilmiş ya da istila edilmiş; böylece zaten zayıflamış haldeki Fransız milli kur'a ordusu bu büyük ittifak karşısında tek başına kalmıştı. Bu sayıca zayıf ve ikamesi olmayan ordular ile yıpratma harbine girişmeye dünden razı olan müttefikler Napolyon'u Paris kapılarına kadar püskürttüler, Napolyon'un Fransa içindeki siyasi hâkimiyeti her bozgunda azalıyordu ve kısa süre içinde mareşaller isyan ettiler; bazıları da düşman safına geçti. Müttefiklerin Paris'e girişiyle birlikte, Nisan 1814'te, Napolyon nihayet tahttan çekilmeye ikna edildi.
Sayfa 9 - Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
Wellington'ın Ordusu
İki müttefik ordusu içinde İngiltere ve müttefiklerinin ordusu en heterojeniydi. Wellington "kötü şöhretli" diye tabir ettiği bu ordu İngiliz, Hannover, Alman, Braunschweig (Brunswick), Nassau ve Flaman (Hollanda-Belçika) askerlerden oluşan çok dilli bir kuvvetti. Bunların içinde en güvenilir olanlar İngilizler ile Kraliyet Alman Lejyonu (King's German Legion, ks. KGL) efradıydı. Fakat Wellington'ın İberya'da pişmiş kimi gediklileri Amerika'da savaşmaktaydı. Onların yerini iyi talimli, fakat sınanmamış ve kendini kanıtlamamış askerler almıştı; örneğin İskoç Kıratlıları (Scots Greys) adıyla maruf o meşhur ağır süvari birliği 1801'den beri fiili hizmet görmemişti. Fakat genele bakıldığında İngiliz askeri kendini gösterecekti. Wellington'ın tümenlerinin kilit taşlarını İngiliz birlikleri oluşturuyordu; bilhassa "kilt" giyen İskoçlar hem dosta hem düşmana korku salıyordu. Taarruzlarına eşlik eden gayda nağmeleri ve korkunç haykırışları nedeniyle bu askerlere “cehennem hanımları” adı takılmıştı.
Sayfa 29 - Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
Reklam
Mareşal Michel Ney Ataması
Bu atamanın siyasi bir anlamı da vardı: Napolyon'un Bourbon generallerini affetmeye ve Bourbon'larla işbirliğini unutmaya hazır olduğunu gösteriyordu. Ney daha önceleri Bourbon kuvvetlerinin başkomutanıydı ve Napolyon'u demir kafeste getireceğine dair krala söz vermişti; ayrıca emrindeki askerler arasında büyük etki ve teveccüh sahibiydi.
Sayfa 18 - Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
Önemli Bir Kayıp ve Napolyon'un Aptallığı
Napolyon kurmay başkanlığı için bariz tercihi olan Berthier'den faydalanamayacaktı; zira Berthier, Haziran 1815'te yüksek bir pencereden düşerek hayatını kaybetmişti. Berthier, Napolyon'un “çalakalem” tasarılarındaki teferruat hatalarını düzeltme; berbat bir el yazısı ve kötü Korsika Fransızcası ile ifade ettiği genel fikirleri fiili harekât dönüştürme becerisine sahipti. Bu itibarla Napolyon ile Berthier pek çok seferde dört dörtlük bir takım hâlinde çalışmıştır. Onun yokluğunda kurmay başkanlığı için en mantıklı tercih, Mareşal Louis Gabriel Suchet olurdu. Becerikli, tecrübeli ve işinin ehli Suchet bu zahmetli ve kritik mevki için adeta biçilmiş kaftandı; gelgelelim generallerini daima “böl ve yönet” ilkesi çerçevesinde kullanan ve zaferin şöhretinde kendisine rakip olabilecek kişileri sahneye çıkışına nadiren izin veren Napolyon için biraz fazla iyi bir kurmay başkanıydı. Öyle veya böyle bu becerikli kumandan kendini Lyon'a, yani yaklaşan seferde etkin rol oynayamayacağı bir mesafeye atanmış halde buldu.
Sayfa 16 - Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
Napolyon'un Sağlığı
Napolyon'un takati Elba'dan sonra çok azalmıştı ve sefer boyunca birden fazla kez takatten tamamen kesildiği de oldu. Bu sağlık sorunlarının etkisi öyle derindi ki, bir zamanlar Napolyon'un sevk ve idare yöntemine damgasını vuran o yoğun, neredeyse mutlak nitelikteki amaç birliği artık dağılmıştı. Bu sayede Waterloo Seferi'nde hasmı olan iki general de kendi hatalarının açtığı yaraları sarabilmiş ve felakete uğramaktan kurtulabilmişlerdi. Eski Bonapart'la savaşan generaller ise genellikle ikinci bir şans bulamazlardı.
Sayfa 15 - Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
Kariyeri boyunca uluslararası sorunların çözümü için askeri yollara başvurmakta hiç tereddüt etmemişti, fakat şimdi zamana ihtiyacı vardı ve vaziyetin bir dengeye oturmasını beklemek durumundaydı. Avrupa'da barışın tesisi amacıyla yaptığı ilk siyasi teklifler müttefiklere cömert koşullar sunuyordu. Bununla birlikte Napolyon, kuvvetlerini seferber etmeye de hazırlanıyordu ve düşmanları da onun ekmeğine yağ sürüyorlardı. Napolyon henüz Paris'e ulaşmamışken, müttefikler pek âdetleri olmayan bir şekilde anlaşmazlıklarını bir kenara koyup fikir birliğine vardılar ve Napolyon'u nihai surette çökertmek için 600.000 kişilik bir kuvvetle 25 Mart'ta savaş ilan ettiler. Napolyon'un öne sürdüğü barış koşullarını Nisan ortasında reddetmeleri, Korsikalının seferi başlatabilmek için ihtiyaç duyduğu ahlaki meşruiyeti sağlamıştı. Fransız halkı ülkesinin yeniden işgal edilme tehlikesi karşısında, bir faaliyet ve heyecan curcunası içinde savaşa hazırlandı.
Sayfa 11 - Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
İmparatorluktan Sürgüne
Napolyon'un cezası sürgüne gönderilmek olmuştu; bu tam bir şoktu. Napolyon Rusya'da esir düşmekten son anda kurtulması üzerine yanında taşımayı âdet edindiği küçük bir şişedeki zehri Fontainebleau'da içti. Onu öldürmek yerine ciddi biçimde hasta eden bu zehir zamanla etkisini yitirdi ve Napolyon 14 Nisan itibarıyla, sevgili İmparatorluk Muhafızları'ndan kalpleri titreten duygusal bir sahneyle ayrılacak kadar iyileşmişti. General üniforması, alametifarika şapkası ve paltosunu kuşanmış halde, sancaklara gözyaşlarını sile sile muhafızlara veda etti ve kendisini götürecek olan at arabasına bindi: "Elveda evlatlarım! Dualarım daima sizinle olacak!”
Sayfa 9 - Geoffrey Wootten, İş Bankası Kültür Yayınları, 2012Kitabı okudu
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.