Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ya Seyahat!

Roni Margulies

Ya Seyahat! Sözleri ve Alıntıları

Ya Seyahat! sözleri ve alıntılarını, Ya Seyahat! kitap alıntılarını, Ya Seyahat! en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Geçmiş başka bir ülkedir, orada her şey başka türlü yapılır.
"Hayat önce sıkıntıdır, sonra korku"
Reklam
“Anımsar gibi olup da anımsayamadığı düşü düşünerek mutfağa yürüdü. Çaydanlığı musluğun altına tuttu, doldurdu. Ocağa doğru dönerken çaydanlığın burnu musluğun kenarına çarptı, ortalığa su saçıldı. "Siktir!" dedi, gece arkadaşının söylediği Neyzen Tevfik dörtlüğünün dördüncü dizesini anımsadı: "Sikti, siktirtti, siktir oldu gitti." Ebcet hesabıyla 1938. İlk üç dizeden tek kelime anımsayamadı. İyice sinirlendi. Kendi kendine sakin olmayı telkin ede ede abartılı ölçüde yavaş hareketlerle çaydanlığı ateşin üstüne koydu. Dökülse de çaksam şuna bir tane diye umuyordu, çaydanlık uslu uslu oturdu.”
Uykusu gelene kadar okudu. Sonra kalktı, kitapla birlikte yatak odasına gitti. Adetiydi, saat kaç olursa olsun, bir süre de yatakta okur, öyle uyuyakalırdı.
“En sevdiğim şu: Kapitalizmin hayatlarımızı ne kadar boktan, dar ve kısıtlı, sevimsiz ve nemrut bir hale getirdiğini anlatabilmek için şiir, bu durumu nasıl değiştirebileceğimizi anlatabilmek için de düzyazı yazıyorum galiba. Doğal olarak, birinden karamsarlık yansıyor, öbüründen iyimserlik.”
Bulunduğu yeri sanki kendisi orada değilmiş gibi dışardan gözlemleme yeteneğine ömründe bilmem kaçıncı kez yine şaştı.
Reklam
“Bizler, İstanbul'un yerlileri, kendi ülkemizde hep yabancıyızdır…”
“Babam öldüğünde hayatımın en güzel şiirini yazdım: Bu sefer yeniden yaşamaya değil, gömmeye geldim çocukluğumu, babamla beraber.”
“Beni Türk psikiyatristlerine teslim ediniz.”
“Büyükbabam şöyle derdi, "Hayat hayret verici ölçüde kısa. Bugün belleğim artık onu öylesine sıkıştırmış ki, örneğin, genç bir kişinin, komşu köye gitmeye karar verdiğinde, normal, mutlu bir hayat için ayrılan sürenin bile -kazalar bir yana-böylesi bir yolculuk için çok ama çok kısa olduğundan korkmamasını anlamakta zorlanıyorum.”
Reklam
“Garip bir ülkedir İstanbul. Kimdir burada yaşayanlar, kimler yaşamış da artık yok, kimler yaşayacak, izin vermez bilinmesine bunların. Gelenler kendi istekleriyle gelir gerçi, ama hep bilir ki İstanbul, bunlar da gidici, bunların yerine de başkaları gelecek. Her gelenin giderken geride bıraktıklarını kendi keyfince harmanlar İstanbul, bir bölümünü öğütür yok eder, çok daha önemli bölümünü korur ama kendi istediğince yeniden şekillendirir; her gün, her yıl, her çağ yeni bir bütün oluşturur. İstanbulluğunu korur, ama yeni bir ülkedir her gün.”
Kendimden biliyorum, o yaşta insan ölümsüz olduğuna inanır, bir an için bile sorgulamadan.
Macerasız, rahat, alışılmış bir hayattı belki de zaten istediği… Çok isterdim bilmeyi. Kâh kainata meydan okumak, kâh görünmez olmak isteyen kendi dürtülerime ışık tutardı belki.
“…Kolej'de sınıf arkadaşım olan Ercüment Ortaçgil'in Küçük Bebek'teki evine çok yakın olduğunu tahmin etmiştim. Ercü'nün abisinin adı Bülent, kaplumbağasının adı Muhip'ti.”
Oyalandık bir zaman denizin sofralarında saçlarına kızıl kahverengi yosunlar takmış deniz kızlarıyla, uyandırıncaya dek insan sesleri bizi ve boğulduk sonra.
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.