Yabanın Adamları / Bağrıyanık Ömer İle Güzel Zeynep
Tarık Dursun K.Yabanın Adamları / Bağrıyanık Ömer İle Güzel Zeynep Gönderileri
Yabanın Adamları / Bağrıyanık Ömer İle Güzel Zeynep kitaplarını, Yabanın Adamları / Bağrıyanık Ömer İle Güzel Zeynep sözleri ve alıntılarını, Yabanın Adamları / Bağrıyanık Ömer İle Güzel Zeynep yazarlarını, Yabanın Adamları / Bağrıyanık Ömer İle Güzel Zeynep yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Memurum, Memursun, Memur
Ahmet Beyin üstüne Ahmet Bey yoktur. Ticaret Odasında adamları, belediyede adamları, partide adamları çoktur. Elbise dolabı vardır, ayakkabı dolabı vardır, çamaşır dolabı vardır. O dolaplardan birini döndürür Ahmet Bey, kahveyi küçük tüccara varmadan, kapar.
Gerçekte, bu denli bir Ahmet Bey yoktur. Ben uyduruyorum Ahmet Beyin böylesini. Uydurup gönül eğliyorum. Deli gönlümü hoş ediyorum. Hep adını bilmediğim, yüzünü görmediğim bir yığın okur için, hikâye kişileri bulmaktan, o kişilere türlü serüvenler uydurmaktan yoruldum. Az da kendim için olmalı. Önce, kendi gönlümü hoş tutmalıyım. Toplumda böyle Ahmet Beyler çok. Ama biz de varız. Kuzu kuzu, biz de. Sabah gelip imza atan, öğlen çıkarken imza atan, öğleden sonra gelip imza atan, akşam çıkarken imza atan, ay başında, ikramiyelerde, primlerde imza atan biz.
Sayfa 63 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Bir başlayabilsem, arkası gelecek. Biliyorum.
Sayfa 62 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Güldüm. Kendi kendime güldüm. İçimden. Ankara nereydi, İstanbul nere? İstanbul "düş"tü, Muzaffer "düş"tü, Edip "düş"tü, Yılmaz namussuzu, Tevfik, hep birer iyi "düş"tüler. Allah kahretsin! "Düş"ünü de, onları da, beni de.
Sayfa 61 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
İstanbul'da olmalı ki, akşamına sözleşmeli, batak bir meyhaneye gidip içmeli üçü birlik. Ne iyi olurdu. Can sıkısı kalkıverirdi ortadan. Kuş gibi duyardım kendimi.
Sayfa 61 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Canım sıkılıyor, çalışamıyorum. Yeter şimdiye dek çalıştıklarım.
Sayfa 61 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Bu sessizlik de öldürüyor adamı.
Sayfa 61 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Memurum, Memursun, Memur
Ben üşüyorum, Ali üşüyor, Ahmet Bey üşüyor, Fatma'nım üşüyor: Allah kahretsin, hepimiz üşüyoruz işte.
Sayfa 59 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Haydarlı Ev
Karanfil allısı: en genciydi. Domuzuna da biliyordu. O hep gençti, hep tazeydi; yıllar gelip geçecek, erkekler değişecekler, yeni yetmelerle eski erkekler yer değiştirecekler: şimdi uylukkemiğindeki tavşan tüyü mantolar uzayacak, yine kısalacak, ama onu nasıl bıraktılarsa erkekler, gelip yollarını düşürdüklerinde yine öyle tazeden, gencecik bulacaklardı. Gözlerine çektiği yeşil bile o yeşilde kalacaktı.
Sayfa 54 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Bu esmercelikte yüzünü görebilmek zordu.
Sayfa 54 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Başını kapı demirine vermiş, mırıl mırıl kedileniyordu.
Sayfa 53 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Haydarlı Ev
Kayığın tam tersinde hanım bulutlar, gökte kol atıyorlardı.
Sayfa 52 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Biz insanız
"Eh..." dedi, "eh, bir dereceye kadar... Fakat makineninkilere benzemiyor hiç."
Ustanın rengi çözüldü.
"Benzemez de" dedi. "Bu, bizim ellerimizden çıkma, makineden değil..."
"Öyle ama... Makine çiftini doksan beşe indirdi, siz hâlâ yüz yirmi desiniz.."
Araya bir suskunluk düştü. Usta yutkundu, ellerini açtı, kapadı.
"O makine" dedi. "Makine... O doksan beşe de yapar, seksene de... Hatta yarım kâğıda da. Makine o çünkü. Yemek yemez, su içmez.."
İçini çekti, dokunsalardı bir...
"Sonra.." dedi, "sonra çoluk çocuk... Biz insanız da... Makine öyle değil ki... Yemek yemez, su istemez. Sonra çoluk çocuğu da yok hiç."
Sayfa 50 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Yabanın Adamları
... kör uykudaki kurt kuş yeniden yattılar. Bir gökyüzünün yıldızları kaldı: Ağık, uykusuz!
Sayfa 42 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Her kimin ki tasviri yapılır; o doğurgan karıdır!
Sayfa 37 - Bilgi YayıneviKitabı okudu