“Ben doğuştan alçakgönüllü bir insanım. Adeta hasta derecede. Çok kendi zararıma olarak. Evimin kapısında adım yoktur. İmzamı küçük harfle atarım. İmkan oldukça kendimden hiç konuşmam. Kendi ben'imi içimden çıkarayım ki, içime daha çok dünya sığsın isterim..”
Denizin kişiliği bir başkadır bu saatte. Kokular başkadır renkler başkadır, hele sesler bambaşka. Kokularda tazelik vardır, yıpranmamışlık, koklanmamışlık, rayihasını ilk size teslim ediyormuşluk vardır..
../her zaman olduğu gibi gitti üst güvertenin en önüne oturdu. Burası onun her günkü yeri. Limana baktı. Deniz çalkantılı. Serin bir rüzgar yüzünü okşuyordu. Nedensiz sevindi. Mutluydu. Yüzünden belli. Mutluluğun neden geldiğini düşünmedi bile..