Pandia Hunyadi Macar bir baba ve İngiliz soylu ailelerinden birinin kızının ikiz evlatlarından biriydi.Annesi birkaç sene önce ölmüş,babasını ise bir gün önce toprağa vermişti.Tudor tipi şirin evlerinde artık dadısıyla yalnız yaşıyordu.İkiz kız kardeşi Selene 2 yıl önce bir mektup bırakarak evden kaçıp annesinin soylu ailesine sığınmış ve ailesinden herkesin öldüğünü söyleyerek onların yanında kalmaya mecbur bıraktırmıştı.İki kız kardeş birbirinin aynısıydı ve muhteşem bir güzelliğe sahiptiler.Pandia'nın kapısı çalındığında karşısında kız kardeşini görünce çok şaşırmıştı.60 yaşında bir kontla evlenmiş bir kontes olmuştu.Her zaman hırslı,kıskanç ve bencildi.Ama o an için kızkardeşine ihtiyacı vardı.Kocası Parise resmi bir görev ile gitmiş,bunu fırsat bilen Selene aşığı Rus Prensi İvor'la buluşmak için planlar yapmıştı.Ta ki kocasının yakınlarından bir dükün cenaze törenine katılması gerekene kadar.Pandia tıpkı kendisine benzediğinden kıyafetlerini giydirip cenaze törenine onu gönderecek kendisi de sevgilisiyle gününü gün edecekti.Bu kadar basitti değil mi?Bir cenaze töreninde ne gibi aksaklıklar olabilirdi ki...Ama öyle olmadı.Pandia hayatının aşkına rastladı ve olaylar hızla gelişti...