Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yalnızlığa Kadar Yolun Var

Servet Saygınoğlu

Yalnızlığa Kadar Yolun Var Hakkında

Yalnızlığa Kadar Yolun Var konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
5/10
1 Kişi
8
Okunma
2
Beğeni
472
Görüntülenme

Hakkında

"Yalnızlığa Kadar Yolun Var", Servet Saygınoğlu'nun "Bir Kafes, Kuş Aramaya Çıkmış" kitabından sonra kaleme aldığı ikinci kitabıdır. Yazar, romanında iliklerinize kadar hissedeceğiniz aşkın ardından yaşanan çaresizliği ve yalnızlığın bilgeliğini işliyor. Okurken hem şaşıracak hem de kendi hayatınızda söylemek isteyip de söyleyemediğiniz birçok düşünceyle karşılaşacaksınız. Ve kaydını dondurduğun yalnızlığına kaldığın yerden devam edersin... (Tanıtım Bülteninden)
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 54 dk.Sayfa Sayısı: 208Basım Tarihi: Şubat 2013Yayınevi: İkinci Adam Yayınları
ISBN: 9786051283715 Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

Yazar Hakkında

Servet Saygınoğlu
Servet SaygınoğluYazar · 7 kitap
Ayı günü önemli değil ama yine de söyleyeyim. 01.09.1987 yılında dünyaya gelmişim. Tabii gerçek tarih 27.06 dır, annem söyledi. Dünyaya geldiğimi görmedim, bu yüzden –mişli geçmiş zaman olarak anlatıyorum. Gelmişim gelmesine de “gelmez olaydım” dediğim uzun yıllar oldu ve son birkaç yıldır “iyi ki gelmişim, iyi ki varım” deyip basıyorum kendimi bağrıma… Şu ana kadar ki yaşamıma “güzel bir yaşamdı” diyorum, sen de kendi yaşamın adına benim yaşadıklarımdan ders çıkar. Ağrı’da, Sıtkıye Mahallesinin çıkmaz sokaklarının birinde dünyaya gelmişim. Güzel bir yaşamdı benimkisi. Daha üç yaşımdayken babam camilere cumalara götürürmüş beni. Ki çoğu insandan farklı bir özelliğim varmış. Henüz 6 aylıkken konuşmaya başlamışım. Vay be, ben neymişim böyle. Okula başlayana kadarki hayatımı pek hatırlamıyorum gibi. Hatırladığım bir şey var; babamın bozuk para dolu ceketi ile eğilip cebindeki (eski para ile) 50 lira 100 liraları almama izin vermesi ve kirli çoraplarla eve gelmemden dolayı ablalarımın süpürge ve terliklerle beni kovalaması. Ortaokul son sınıfta sanayi hayatım başladı. O zaman bir demir doğrama yapan bir işte çıraklık yapmaya başladım. İki tane ustam vardı, etim de kemiğimde onların olacak şekilde emanet edilmiştim onlara. Üç öğün dayak yerdim. Anahtarların içinde kalan yağları yüzüme sürürlerdi. Sonrasında meslek lisesinde metal işleri bölümüne kayıt yaptırdım. Üniversite sınavında iki kez şansımı denedim, yaver gitmedi. İlk sınav okul bittiğinde katıldığım sınavdı ve çalışmamıştım, ikinci sınava ise biraz fazla hazırlandığımdan dolayı sınav heyecanı sayesinde bildiğim ne varsa unutmuştum. O günden sonra İstanbul yolculuğu göründü ve yıllardır İstanbul’da çalışıyorum. İlk geldiğim zamanlar ağabeylerimden biri ve kuzenimle beraber kaldım. Sonrasında ikisi de geri dönünce yalnız kalmaya karar verdim. Arkadaşlar edinmiştim ve beraber yaşıyorduk. Lise bittikten sonra daha çok kitapları sevmeye başladım. “Günbatımı Sokağı” adlı deneme’mde bu durumlarıma ayrıntılı olarak yer verdim. Birçok iş denedim, oto yıkama, tezgâhtarlık, pazarlama, seyyar satıcılık gibi birçok iş deneme sonrasında kürkçü dükkânı olan kaynakçılık mesleğimde kendimi geliştirmeye devam ettim. Okulu bitirdiğimde üç çeşit kaynak öğrenmiş bir şekilde çıktım. Şimdi ise yedi ayrı kaynak alanında ustalığım olmuş oldu.