Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkan Saylan'la Söyleşiler

Yapıcılığın Gücü

Zehra İpşiroğlu

Yapıcılığın Gücü Gönderileri

Yapıcılığın Gücü kitaplarını, Yapıcılığın Gücü sözleri ve alıntılarını, Yapıcılığın Gücü yazarlarını, Yapıcılığın Gücü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Canımız Türkan Ablamız
Türkan Saylan hakkında günlerce konuşsak eksik kalır, örnek aldığım şahsına münhasır harika insanlardan birisidir benim gözümde. Yüzlerce ödül almış”Uluslararası Gandhi Ödülü” , “En Yürekli Kadın Ödülü” , “Atatürkçü Düşünceye Hizmet Ödülü” gibi… Böylesine önemli birisi. Türkiye’nin eğitim savaşçılarındandır. Türkiye çocuklarının Türkan Ablası’dır.
Yapıcılığın Gücü
Yapıcılığın GücüZehra İpşiroğlu · E Yayınları · 20179 okunma
Bundan yıllarca önce ben de sokakta sürünen, annesi babası belirsiz bir genci evime almıştım. Bir süre bizimle birlikte yaşadı… Biliyorsunuz yetiştirme yurdunda yetişen çocuklar on sekizine geldiklerinde sokağa bırakılıyorlar. Üniversiteyi kazananlara bir dereceye kadar destek veriliyor, ama bu destekte varla yok arası gülünç bir şey. Bir gün
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
geçenlerde gazetede okumuştum. Sokak Çocukları Derneği Başkanı Yusuf Kulca diyor ki “Bir yılda dilencilere verilen 500 trilyon lira, proje üretmek için sivil toplum kuruluşlarına aktarılırsa sokak çocukları topluma kazandırılabilir“. Türkan Saylan: Tam üstüne bastınız, ben de bunu söylemek istiyorum. İnsanların acıma duygusunun o çocuklara zarar verdiğinin, o çocukları giderek ürettiğinin, çoğalttığının bilincine varmaları gerekiyor. Aynı şey özürlüler için de geçerli. Özürlüler için ne yapabilirize saplanıp, özürlülüğü nasıl önleyebilirizi es geçersek, hiçbir yere varamayız, yani sorunun temeline inmek gerekiyor.
Sayfa 114Kitabı okudu
Aile planlamasındaki sorunlardan başlayarak okul öncesi çocukların eğitimine ve toplum dışına eğitilen çocukların sorunlarına değin oldukça karmaşık bir sorunlar yumağı var. Bu sorunların en uç noktasını da sanırım sokak çocukları oluşturuyor? Türkan Saylan: Evet. Bunlar aile içi şiddet gören, kimi kez tecavüze uğramış olan, evdeki şiddete dayanamayıp evden kaçan çocuklar. Bu dünyanın her yerinde olduğu gibi bizde de çok yoğun. Ne bileyim anne-baba ayrılmış, baba alkolik ya da sadist ya da sapık, bin tane etken olabilir. şiddetle karşılaşanlardan kimi canına tak edince kaçıyor. Genellikle İstanbul’a, İzmir’e, büyük kentlere geliyorlar. Ondan sonra ya birtakım çetelerin eline düşüp onlar için çalışmaya başlıyorlar ya tecavüze uğruyorlar. Sokaktaki şiddet bir biçimde buluyor onları. Böylece hayatları kayıyor. Tinerci çocuklar hep hayal kurmak istiyorlar, dayak yemedikleri bir anı düşlüyorlar, anne-baba sevgisini arıyorlarlar. Şimdi biz hep sonuçları görüyoruz ve bu tinerci çocuklar için ne yapabiliriz diyoruz. Ama ben de diyorum ki bu çocukların tinerci olmaması için ne yapabiliriz, aile içi şiddeti nasıl önleyebiliriz, yani sorunun nasıl temeline inebiliriz? En önemlisi bir aile danışmanlığı sisteminin kurulması. Şiddet olduğu zaman hemen girişimde bulunacak bir sistemin işlemesi gerekiyor. Sorunların gündeme getirileceği, şikayetin yapılabileceği bir yer. Bu konu önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin gündeminde olacak. Tabii toplumda da yanlış bir yaklaşım söz konusu. Acıma duygusuyla bu çocukların eline üç-beş kuruş tutuşturanlar, bu çocukların kimler tarafından nasıl kullanıldığını bir an bile düşünmüyorlar.
Sayfa 114Kitabı okudu
Her belde ya da ilçe belediyesinde, hatta mahallelerde mutlaka sokak çocukları için bir yer olması gerekiyor. Öte yandan, yaşlılarevi, kadın sığınma evi gibi sosyal barınaklar da çok önemli. En güzeli de bunların kampüs içinde birlikte olabilmeleri. Örneğin yaşlıların çocuklarla iletişim içinde olmaları, bu şekilde farklı kuşakların bir arada yaşaması. Bunlar olmayacak şeyler değil, ama bu sorunlara bizde hiçbir zaman öncelik tanınmamış. Aslında bütün bu anlattıklarım proje bazında hazır. Ama insanların bir araya gelip bu işin gerçekleşmesi ve sürekliliği için çaba göstermeleri gerekiyor
Sayfa 113Kitabı okudu
Bakıyorsunuz adamın yirmi çocuğu var, adlarını bile bilmiyor. Çoğu kez de bu kadar çocuk sadece çok erkek çocuğun doğması için yapılıyor. Bunun bir şekilde önüne geçilmesi gerekiyor, yasaklarla değil ama. Tepeden inme kurallar ve yasaklarla hiçbir şey yapılabileceğini inanmıyorum. Biliyorsunuz Çin’de böyle uygulamalar var. Ya da Hindistan’da bazı
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Ailelerde en çok kızdığım şeylerin başında anne ve babanın geçimsizliklerini çocuğun üzerine yıkmaları geliyor “Sen olmasaydın bu adamla oturur muydum?“ “Senin yüzünden bu kadına bunca yıldır tahammül ediyorum“ söyleminin altında ne çok çocuk ezilmiştir. Bunun sonucu tüm suçu kendi üzerinde gören, kendini aşağılayan, intihar eden ne çok çocuğumuz var. İşte bakın bence bunlar hep boşanması ya da hiç evlenmemesi gereken aileler.
Sayfa 109Kitabı okudu
Çocuklar hep “Ailem için ne yapabilirim, aileme nasıl katkıda bulunabilirim“ kaygısı ile yetişiyorlar.
Sayfa 108Kitabı okudu
Çocuklar da anne-babayı boşama hakkına sahip olsalar ne güzel olurdu. Bir ailede çocuk yapılmışsa ona sahip çıkılması gerekiyor. Eğer çocuk mutsuz yaşıyorsa, dayak yiyorsa, tecavüze uğruyorsa, anne ve babasının cezalandırılmasını isteyebilmeli, onlardan hesap sorabilmeli. Ya da özürlü bir çocuk anne ve babasına “Özürlü olacağım olasılığı varken, beni niye doğurdunuz?” diyebilmeli. Oysa ne oluyor, çoğu kez özürlü çocuğun sorunları hiçe sayılarak aile kendini acındırma başlıyor
Sayfa 108Kitabı okudu
Toplumun özellikle alt katmanından gelen insanlar, kırsal kesimden gelenler, varoşlarda yaşayanlar çoğu kez “Allah verdi, Allah aldı” “okumazsa çırak olur”, “on iki yaşında kocaya veririm” gibi bir bakış açısıyla işi çok kolayından alıyorlar. Bir kere burada önemli olan aile planlaması, insanların bakabilecekleri, besleyebilecekleri, eğitebilecekleri kadar çocuk dünyaya getirmeleri ve bu çocukların sorumluluklarını gerçekten üstlenmeleri. Bu bilincin uyanması gerekiyor. Bakın bu bilinç çağdaş bir din eğitimi anlayışı çerçevesinde de uyandırılabilir: “Bakabileceğin, besleyebileceğin, eğitebileceğin kadar çocuk yap“. Yani dün burada olumlu bir araç olabilir.
Sayfa 107Kitabı okudu
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.